Mısır’a gideceğim...
Elbette şu sıralar değil! Ben istesem de, Mısır’ın bugünkü yönetiminin bana vize vermesi mümkün değil! Sabah haberlerinde, Rabiatü’l-Adeviye Meydanı’nda askerin müdahalesi sonucu 50 kişinin şehid olduğu bilgisi vardı. Bir saat sonra rakam 120’ye çıktı. Kimbilir kaç insanın katline mal olacak Mısır’ın kanlı “devrim”i...
Mısır İslâm dünyası için önemli bir merkez. Dünyanın sömürge imparatorluğu İngiltere 19. Yüzyılda Mısır’a el koydu. Osmanlı merkezinin fiilen yapabileceği bir şey yoktu. Fakat, ülke şeklen Osmanlı’ya bağlı idi. Mehmet Âkif “Berlin Hatıraları” şiirinde İngiliz siyasetini şöyle anlatıyor:
Ne söyleyip duruyor, görmedin mi İngiliz’i:
“Üzülmeyin, yaşamaktan kesin ümîdinizi!
“Hakîkat ortada, ma’nâsı var mı evhâmın?
“Bilirsiniz ki: Mısır, kâinât-ı İslâm’ın (İslâm dünyasının)
“O sıska gövdesi üstünde âdetâ kafası;
“Diyâr-ı Hind ise, göğsünde kalb-i hassâsı; (hassas kalbi)
“Sizinkiler de, kımıldanmak isteyen koludur.
“Ki boş bırakmaya gelmez, ne olsa korkuludur!
“Biz İngilizler olup hâli önceden müdrik;
“O beyne pençeyi taktık, o göğse yerleştik.
“O hâlde bir kolu kalmış ki bize çullanacak,
“Yolundadır işimiz bağladık mı kıskıvrak!
“Hem öyle zorla değil, çünkü “fikr-i kavmiyyet” (kavmiyet fikri, etnik milliyetçilik)
“Eder bu gâyeyi teshîle (hızlandırmaya) pek büyük hizmet.
“O tohm-i lâ’neti (lanet tohumunu) baştan saçıp da orta yere,
“Arab’la Türk’ü ayırdık mı şöyle bir kerre,
“Ne çarpınır kolu artık, ne çırpınır kanadı;
“Halîfenin de kalır sâde bir sevimli adı!
“Donanmamızla verip, sonra, şarkı velveleye,
“Birinci hamlede bayrak diker Çanakkale’ye;
“ikinci hamleye Dârü’l-Hilâfe! (İstanbul) der çekeriz!”
İngilizler İstanbul’a Çanakkale’yi geçip giremediler ama, savaştan sonra işgal ettiler. Ancak Lozan Andlaşması imzalandıktan neredeyse iki buçuk ay sonra terk ettiler. (Ülkemizin en büyük şehri işgal altında iken nasıl barış yaptığımızı kim izah edecek bize?) Bu süre içinde, Osmanlı mirasını paylaştılar, Türkiye’yi Komünist dünya ile Batı arasında tampon bölge olarak bıraktılar. Mısır doğrudan kontrollerine girdi. Gerçi, sonra Mısır bağımsız oldu ama, İngiliz siyaseti Mısır’ı hiçbir zaman bırakmadı. Şimdi de ABD-İngiliz yönlendirmesi devam ediyor. Mısır Nasır, Sedat ve Mübarek gibi uzun süren diktatörlükler eliyle yönetildi. İki sene önce halk otuz yıllık yerleşik diktatör Mübarek’i defetti. Bu gerçek bir devrimdi!
ABD’nin ve batının beklediği, neredeyse yarım asırdır kökleştirilen laik batıcı seçkinlerin seçimleri kazanıp iktidarı ele alması idi. Böyle olmadı. Müslüman Kardeşler kazandı. Muhammed Mürsi Cumhurbaşkanı oldu. Siyasî tecrübesi olmayan İhvan ülkenin kalıplaşmış yapılarını kırıp yeni bir yönetim tarzı oluşturamadı. ABD’nin desteği ile ordu, bir zamanlar Türkiye’de olduğu gibi, laik seçkinleri iktidara getirmek için darbe yaptı.
Halk bu sefer boyun eğmedi. Meydanlarda itirazını açıkça dile getirdi. Ben beklerdim ki, Gezi yaranı, Adeviye’ye destek için harekete geçer! Fakat onlarda o haysiyet ne gezer! Onların desteklediği Tahrir’deki darbe çanakçıları oldu!
Darbeciler meydanlardaki bütün halkı katletseler bile, sonucu değiştiremiyecekler. Mısır’ın geleceğinde onların değil, eninde sonunda halkın reyi belirleyici olacak.
O günlerin çok geç olmamasını diliyorum. Çünkü Mısır’a gitmek için sabırsızlanıyorum.
Bu senenin başında Mısır’da idim. Ezher Üniversitesi Tercüme Fakültesi salonunda Mehmet Âkif’le ilgili konferans verdim. Büyük şairimiz hayatının son yıllarını Mısır’da geçirdi. Ölümüne yakın ülkesine döndü, doğduğu ve çok sevdiği İstanbul’da vefat etti.
İstiklâl Marşımızın şairi, kurtarılması için hayatını verdiği ülkesinin “kurtuluş”undan sonra Mısır’da yaşamak mecburiyetinde kaldı. Bunun muhasebesini artık doğru yapmamız gerekiyor.
Mehmet Akif 90 yıl önce Mısır’da idi. Türkçenin döneminde en büyük şairi Türkiye’de değil, bu ülkede yaşıyordu. Burada az sayıda, fakat güzel şiirler yazdı. Türkçenin birkaç şaheser şiiri Mısır’da, Kahire’de yazıldı. Âkif son şiir kitabını Mısır’da bastırdı. “Gölgeler” isimli bu kitap, bundan tam 80 yıl önce 1933’te Kahire’de yayınlandı.
Gölgeler’in 80. yılı dolayısıyla Mısır’da bir toplantı yapmayı, büyük şairimizi, eserini ve Türkiye ile Mısır’ın derin kardeşlik ilişkilerini enine boyuna konuşmayı umuyorduk.
Asla vaz geçmedik!
Eninde sonunda, Mısır halkı bu ülkenin kaderine hâkim olacak. İlişkiler normalleşecek ve inşaallah biz bu kardeş ülkede büyük şairimizi anacağız, kardeşliğimizi pekiştireceğiz.
Kimbilir, belki yarın belki yarından da yakın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.