İİT istifa!
Yok! Yok! Artık sığınılacak hiçbir özür kapısı, meşrulaştıracak hiçbir mazeret kabul görmeyecek. Göremeyecek…. Mısır kan ağlıyor. İslam dünyası yasta. Müslümanlar karalar bağlıyor. Şehid üzerine şehid göklere yollanıyor. Batı demokrasileri seyrediyor. Doğulu Müslüman başka yerlere bakıyor. Hayır! Hayır! Gerçekler bütün çıplaklığı ile gözler önüne serilirken üretilen hiçbir özür geçerli olmayacak. Suudi Arabistan’ından Birleşik Arap Emirlikleri’ne kadar Müslüman geçinenler zulme, katliama, soykırıma, insanlık dramına susarken, onlar aheste aheste çaylarını yudumlarken, bu yaptıklarını bir Gören olduğunun bilincinde değilken ağızlarıyla kuş tutsalar zalime gerdikleri kanatla gelen “Sen de zulme ortaksın” kararından kurtulamayacaklar.
İslam dünyasının ortak değerlerini yaşatmak, diğer dünya insanlarına tanıtmak, dışta köprüler kurmak, içte birlik ve beraberlik çatısını inşa etmek, siyasetten ekonomiye, kültürden geleneğe ortak “İslamlık” üzerinden işbirliğini tesis etmek için “güya” görev yapan İslam İşbirliği Teşkilatı bön bön bakarken, insana “Müslüman bu kadar ruhsuz mu olur?” dedirtirken, sözün bittiği yere varılmışken susmak ve Şevval ayının tılsımına sarılmaktan başka ne kaldı? İslam dünyası şehidlerine ağlarken oruçta. Yasta ve açlığıyla huzurda…
Obama sükutu hayale uğratmakla kendi ile yarışmakta. George Bush’tan sonra sanki dünya üzerine doğan bir güneş gibi karşılanmıştı oysa ki. Öyle olsun hayal edilmişti. ABD zulmünün de bir sonu olduğuna inanmak istemişti insanlar. Ona o denli gönül açmıştı. Kenyalıydı, Müslüman babadandı vesaire. İnanmak istedi insanlar, inanmak ve onun bir şeyleri değiştireceğine kanaat getirmek... Oysa o bakın şimdi eli cebinde ıslık çalmıyorsa, havalara bakınıp gezinmekle meşgul. Bugün bir utanç tablosu var Amerika siyasetinde. McCain, Cumhuriyetçi John McCain, yani aşırı sağcı, yani İslam düşmanlarının göz bebeği, yani Bush geleneğinin varisi, o kalkıyor ve Barack Obama’nın Mısır politikasını eleştiriyor. Bakınız ne günlere kaldık…. Şöyle diyor Arizona senatörü John McCain: “ABD, Mısır›da bir askeri darbe olması olasılığına karşı, Mısır Ordusu›nu askeri yardımları kesmekle tehdit etti, ancak Obama yönetimi bu sözünü tutamadı.” McCain, “Askeri ve ekonomik yardımı, Mısır’a turizmi ve ihracatı kesmeliydik. Ancak yönetim maalesef değerlerimize bağlı değil” diyor ve ekliyor: “Bizim için oturup, bu olanları seyretmek, temsil ettiğimiz tüm değerlerin ihlali anlamına gelir.” McCain, ABD Başkanı Barack Obama’nın Mısır’la ilgili politikasını, Suriye’de kimyasal silah kullanımına karşı ABD›nin “kırmızı çizgilerine” de benzetmiş.
Ne hallerini görüyoruz şu dünya siyasetinin. Türkiye başkanlığındaki İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri’nin Mısır’daki katliama karşı ağzını bıçak açmıyor, Hükümet kurmayları Bekir Bozdağ ve Hüseyin Çelik istifasını istiyor. Müslüman ülkelere öncekilere nazaran daha insaflı olacağı ümit edilen Obama’nın ağzından gık dışında bir şey çıkmıyor ve her daim İslam’a saldırmakla siyaset yapmanın kestirme yolunu arşınlayan Amerikan Cumhuriyetçi Parti “Müslümanların katledilmesine dur deyin” çağrısında bulunuyor. Şevval ayındayız, oruçtayız. Mısır şehidlerini yad ediyoruz. Rabbimize sığınıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.