Esir çocuklar
Joseph Jacotot’un ortaya attığı “zorunlu aptallaştırma” kavramı resmi ideolojiden beslenen bir eğitim sisteminin, insanın aklını kullanma özgürlüğünü tamamen elinden aldığını ve yeteneklerini körelterek adeta donuk birer robota çevirdiğini ifade eder. Yani, resmi ideolojinin güdümüne ve hizmetine sunulan eğitim sisteminde çocukların özgürce düşünme, üretme ve yeteneklerini değerlendirme imkanı yoktur. Zira eğitim kurumları, dar bir kalıba sokularak bu ideolojilerin varlığına kurgulanmış ezber yığınına dönüşür. Böyle bir ortamda düşünen ve düşündüğünü ifade edebilen nesillerin yetişmesi mümkün değildir…
Bilginin vahiyden koparılıp, mevcut ideolojilerin güdümüne girmesi ile birlikte bizim toplumumuzda da ufku geniş, ileriyi görebilen, sadece kendisini değil başkalarını da düşünen erdemli insanlar yetiştirmek imkânsız hale gelmiştir. Zaten bilgi, hikmetten soyutlanarak beşeri sistemlerin emellerine hizmet eder duruma düşmüşse burada aklını ve yeteneklerini kullanan nesillerden söz edilemez. Bu durumda eğitim sadece bu sistemlerin hayatta kalması için aktive edilmekte ve genç nesillere aktarılmaktadır. Aklını ve iradesini kullanma yeteneği elinden alınmış nesiller, kendilerine verileni sorgulamadan almakta ve adeta güdülen birer koyun haline gelmektedirler. Bu gençler ne kendilerine ne de dünyaya geniş çerçeveden bakamaz ve olayları bütün boyutları ile değerlendiremezler. Bir şeye odaklanır ve nereye çekerseniz çekin aynı yöne doğru giderler.
Günümüzde her şey ters yüz oluyor. Yaşamlarının en güzel yıllarında çocuklarımızı okullara teslim ediyor ve onların hayırlı birer evlat olmalarını diliyoruz. Ancak, çocuk burada dar bir mahzene hapsoluyor ve keşfetme, öğrenme, araştırma, soru sorma yeteneğini tamamen kaybediyor. Öğretmen öğrenci arasında yapay ve hiyerarşik bir ilişki kuruluyor ve çocuk kanatlarını açacak bir ortam bulamıyor. Biz çocuklarımızın “adam” olmasını beklerken onlar, adamlık elbiselerini çıkaran mühendisler, eğitimciler, mimarlar olarak ortaya çıkıyorlar. Biz yine de ümidimizi kaybetmiyor ve bu gençleri istikbali emanet edeceğimiz birer yıldız olarak görüyoruz.
Eğitim, toplumun insana verdiği değerin ölçüsüdür. Bu nedenle eğitim sistemi bir bütün olarak ele alınmalı ve bilgi vahyin aydınlığına çekilerek maneviyat zeminine taşınmalıdır. Gençlerimiz Batının kokuşmuş kültüründen değil, kendi öz değerlerinden, Hazreti Peygamberin örnek hayatından, vahyin ışığından ilham almalı ve bütün dünyaya insanlık dersi vermelidirler. Eğer isterseniz bu pekala mümkündür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.