Ak Parti Kadın Kolları İstanbul İl Başkanı Özlem Topal hanım bir televizyon programında bildiği kadarı ile başı örtülü milletvekili olarak benim özlük haklarımla ilgili belli bir aşama kaydedildiğini ifade etmiş. Özlem hanım yanlış biliyor. Hiçbir aşama kaydedilmedi, bir gelişme olmadı. Konuyla alakalı bilgi kirliliğini temizlemekten yoruldum, hele bir de buna ister istemez Ak Partililer katkı sağlıyorsa.

Afedersiniz de?..
Mısır’da soykırım sürerken, binlerce masum çocuk, kadın, genç yaşlı katledilirken dünya seyretmeye devam ederken, Türkiye dışında hiçbir yerden şöyle elle tutulur gözle görülür bir gayret sarf edilmezken, kimse çıkıp faillere “dur!” diyemezken; Başbakan Erdoğan İsrail’e işaret etti. Erdoğan açık açık Mısır’daki darbenin arkasında İsrail’in olduğunu söyledi. Bununla da kalmadı, “elimizde belgeler var” diye de ekledi. “İsrail Dışişleri Bakanı ve Fransız Yahudisi bir bilim adamı diyor ki, ‘Mısır’da seçimi Müslüman Kardeşler kazansa dahi kazanamaz.’ Mısır’da 60 yıldır devam eden otokratik sisteme Mısır halkı sabırla tahammül etmiş, şiddete başvurmamıştır. Mısır halkı bir gün zafere ulaşacağını biliyordu. 25 Ocak devrimiyle Mısır diktatörlük rejiminin ardından demokrasiyi tesis etmek için çalıştı” diyen Başbakan Erdoğan, bundan iki yıl önce iki İsraillinin Mısır’la ilgili söylediklerine de dikkat çekiyor. Bir oturumda konuşan iki Siyonist Bernard Henry Levy ve İsrail Dışişleri Bakanı Livni, Mısır’daki seçimleri İhvan’ın kazanması halinde Mısır Genelkurmay Başkanı Sisi’ye yoğun baskı yaparak, Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mürsi’yi devirmek için bütün güçleriyle çalışacaklarını ifade ediyorlar. Başbakan, Mısır’da yaşanan katliamın baş müsebbibi olarak İsrail’e işaret edince haliyle İsrail’den tepki gecikmedi. Tenezzül etmez gibi duruş sergilemeyi seçen İsrail, sanki hiç söylenmemiş, hiç olmamışçasına Erdoğan’ın açıklamalarını görmezden geliyordu. Bu da bir taktik tabii ki. Muhtemelen diyelim başka bir şey demiyelim, kazıdıkça tabir-i caizse pis kokuların yayılacağı başka yaralar da var İsrail’in müsebbib olduğu. En iyisi mi, görmezden gelmek gibi basit ama etkin bir yönteme başvuruyor İsrail. Bu anlaşılabilir de asıl ondan sonra olanı nasıl anlayacağız... İsrail’e laf eden Türkiye, karşısında İsrail’den önce Amerika’yı buluyor. İyi hoş da “afedersin sana ne oluyor?” diye sormazlar mı... Neymiş efendim… ABD, Başbakan Erdoğan’ın açıklamasını şiddetle kınarmış. Tamam da niye?.. Ne demiştik, kambersiz düğün Mossad’sız Gezi olur mu... Ya Tahrir? O olur mu!?..