Taraftarlık
Meşhur sözdür: “Bîtaraf olan, bertaraf olur.”
Safını belli etmek, bir şeye taraftar olmak, hakikaten güzeldir ve hatta elzemdir. Meselâ, “İslam’ın tarafı olmak”.. Bundan daha güzel bir taraftarlık düşünülebilir mi? Tarafsızlıksa; muallakta kalmak, boşlukta olmak anlamına gelir.
Öğrencilik yıllarımızda hiçbir şeye taraf olmayanlar vardı, yani tarafsız olanlar ve derlerdi ki: “Biz, ne sağcıyız ne solcu, futbolcuyuz futbolcu!...” Bizler de bunlara “çaycı” takımı derdik ve eklerdik: “Bu tiplerden hayır gelmez, bunlardan ne köy olur, ne kasaba!...”
Gerçekten de, tefekkür, dâvâ ve ideolojik anlamda taraftarlık, kişinin şahsiyet, inanç ve kimliğini gösterir. Spor kulüplerinin taraftarlığı ise, bambaşka bir şey! Zaten, bugün “taraftar” dediniz mi, akla bu türden bir taraftarlık gelir, yani kulüp-takım taraftarlığı...
***
Taraftarlığın bir de “fanatik” olanları var!..
Çağımızın en popüler spor dalı olan “futbol”da taraftarlığın aşırı olanına “fanatizm” deniyor. Mensubu oldukları takımlar, bu fanatiklerin her şeyi!.. Neredeyse, stadını mabet, takımını din, sporcusunu ilah gibi görenler bile var, Allah korusun!...
Böyle bir durumda, aklı başında Müslümanların konuya çok dikkatli yaklaşmaları gerek... İnsanlık zafiyeti olarak herhangi bir spor dalını beğenerek izliyorsa eğer, hiç olmazsa “fanatik” olmaktan şiddetle kaçınmalıdır Müslüman!...
Özellikle, topluma mâl olmuş kişilerin, farklı taraftar gruplarına bölünmüş spor kulüplerinde görev almaktan kaçınmaları, tercihe şâyândır.. Buna dikkat etmezler de, mesela A kulübüne yönetici olurlarsa; inandırıcılıklarını da, saygınlıklarını da kaybederler. Geçmişte bunun acı örneklerini yaşadık.
Türkiye’yi kucaklamak iddiasındaki üst düzey bir bürokratın veya bir siyasi liderin, bir takıma gönül vermesi belki tolere edilebilir. Lakin, o takımın “fanatik bir taraftarı” olduğunu hissettirecek söz ve eylemlerde bulunması, kesinlikle doğru olmaz.
***
Ali Şen diyor ki:
“Dönemimde Erdoğan'ın Fenerbahçe'ye ikinci başkan olmasını istedim. O zaman İstanbul Belediye Başkanıydı. Hem futbolu seven, tribünde de olan biri olduğu için istedim. Erbakan'a sordu, Erbakan, 'Sen herkesin başkanısın, sadece Fenerbahçe'ye girmen olmaz.' dedi.”
Fenerbahçe’nin eski başkanı Şen devamla: “Erdoğan, futbolu seven biridir” diyor. Sayın Erdoğan’ın spor merakını, lisansiyer futbolculuğunu ve Fenerbahçe taraftarlığını biliyoruz. Bu yönüyle, Ülkemizin sportif alandaki yatırımlarına, federasyonlara katkılarına ve uluslararası müsabakalardaki başarılı organizasyonlara verdiği destek inkar edilemez.
Fakat, merhum Erbakan’ın ders niteliğindeki ikazın çok önemlidir. Sayın Erdoğan bu ikazı dinlemeyip Belediye Başkanlığı döneminde kulüp idarecisi olsaydı, diğer kulüplerin taraftarları tarafından hoş karşılanmayacak, kendisini bu yüzden desteklemeyen ve oy vermeyen fanatikler mutlaka çıkacaktı… İşte taraftarlık böyle bir şey!...
***
Son dönemlerde statlarda meydana gelen taşkınlıklar, “taraftarlık” boyutunun ne duruma geldiğinin bir göstergesi olmuştur. Her ne kadar, son hafta İstanbul Olimpiyat stadında meydana gelen olaylar, “ideolojik grupların belli bir provokasyonu” olarak nitelendiriliyorsa da, ortada yaşanmış bir olay vardır.
Bu olayın üzerine gitmek ve tedbir almaksa, siyasi otoritenin görevidir..
facebook.com/vaktulemin
twitter.com/parlakturk
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.