Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kırgızistan’daki Türkiye

Kırgızistan’daki Türkiye

Eğer dilimizle, dinimizle ve harflerimizle topyekün bir inkılaba uğramamış olsaydık, bugün bu yazının başlığı böyle olmayabilirdi.
Çünkü Kırgızistan’a sanki Denizli’ye, Kütahya’ya, Hakkâri’ye, Niğde’ye gitmiş gibi gider ve çok rahat konuşur anlaşırdık.

Yine anlaşılıyor ama biraz zor oluyor. Harf devriminden ziyade dilimize vurulan darbe, aramızdaki bin yıllık bağı ciddi zedelemiş.
Dedemin dilini kullanarak yani Orta Asya’dan gelenlerin yerleştirdiği esas Türkçeyi hatırlayarak, meramımı anlatabildim.

Mesela bizde “nasılsınız” sorusunun karşılığı, Kırgızistan’da “selamette misiniz?” olarak geçiyor. “Güle güle” yerine, “selametle kalınız” deniliyor.
Karşılıklı iletişimdeki, “insani, İslami ve milli” değer ifadelerimizi, esas Türkçemizde yer alan kelimelerle örünce, biraz diyalog kurulabiliyor.
¥
Dil bağımızın uğradığı erozyona, “din bağımız” da uğramış. Ama tüm tahribata rağmen, din bağının içindeki kelimelerle anlaşmak az da olsa mümkün oluyor.
Düşünebiliyor musunuz, aynı dinin mensubusunuz ama “din diliniz” hercümerç edildiği için coşkuyla kucaklaşamıyorsunuz.

Orta Asya’da Ruslar, Türkiye’de Milli Şef ve avanesi, aynı yumurta ikizi gibi Müslümanlar üzerinde her türlü baskıyı yaparak, insanların cismine güç yetirmişler fakat Allah’ın dinini yok etmeye güçleri yetmediğinden, iç âlemlerine hükmedememişler.
Hatta Ruslar bazı konularda Türkiye’deki malum yasakçı ve baskıcılardan daha vicdanlı davranmış ve mesela ezanı değiştirmemişler.

Tam bu satırları yazarken bir dost gelip şaşırarak şunları söyledi:
-Nişantaşı’ndaki bir okulda, Kur’an düşmanı iki öğretmen, öğrencileri Kur’an-ı Kerim derslerini kesinlikle seçmemeleri için öğrencileri tehdit ediyorlarmış.
Ruslar bile artık sınırları içerisindeki ve dışındaki halkların dinlerine dokunmazken, bizdeki “İslam nefretçileri,” Müslüman halkın ekmeğini yiyerek dinlerine sövmeye devam ediyorlar. Geçelim.
¥
Kırgızistan’daki Türkiye’ye ilk Oş şehrinde rastladım. Türkiye’den bir inşaat firması gitmiş ve Oş’un çehresini değiştirecek konutlar inşa etmekte.
Sebat eğitim kurumlarına ait Türk koleji, Oş halkının sevgilisi olmuş. Öte yandan fakir öğrencilerin okuyabilmesi için TİKA’nın yaptırdığı çok amaçlı okul ise Atayurt’takilerle Anayurt’takilerin; Kırgızistan’a vurulan “Biz bir ve beraberiz” mührü olmuş.
Tarihteki ilk Türk Devletini kuran Karahanlıların şehri Özgen’de ise Bursa Yıldırım belediyesinin imzası var.

Aynı şehirde Hanefi fıkhının önemli âlimlerinden İmam Serahsi Hz.lerinin türbesi bulunuyor. Bu türbeyi de Türkiye Diyanet Vakfı onarmış ve bahçe düzenlemesini yapmış.
Türkiye’den hayırseverlerin yardımlarıyla türbe önünde bulunan alana da TİKA aracılığıyla bir cami yaptırılacakmış.
¥
Karahanlılar’dan kalan eserler, bir minare ile idare binasından ibaret. Diğer hizmet binaları Ruslar tarafından yıkılmış.

İlk Türk şehri Özgen’den çıkarken, şehrin ovasına hâkim bir tepede yine Türkiye’den yapılan yardımlarla inşa edilen bir öğrenci yurdu gördük.
Oş ve Özgen’deki Türkiye fotoğrafı, iki Müslüman ülkenin kardeşlik resmiydi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi