“Komşularımızla sıfır sorun” hedefi yanlış mı?
“Komşularımızla sıfır sorun politikasından, komşularıyla en sorunlu ülke konumuna geldik” diyenler, bu bölgede ve bu konumda sorunları sıfırlamanın imkânsızlığı konusunda biraz kafa patlatmalıdırlar…
Yoksa “İktidarın altını oyalım” anlayışı içinde yapılan yorumların, yazıların, kesilen ahkâmların hiçbir kıymet-i harbiyesi olmaz…
“Laf ola küp dola” hükmünde kaybolur gider.
“Sıfır sorun” politikası, bir iyi niyet gösterisi ve hedef belirleme idi…
Buna “niyet mektubu” da diyebiliriz…
Böylece iktidar, cumhuriyet tarihi boyunca sorunlar yumağına dönüşen ilişkileri daha rasyonel bir zemine oturtma kararlılığını vurguluyordu.
Bunu yapmayacaktı da “Alabildiğine çok sorun” hedefi mi belirlenecekti yani?..
“Ne Arab’ın yüzü, ne Şam’ın şekeri” çizgisinden “sıfır sorun” noktasına gelmek, niyet olarak bile zor iştir.
Düşünün ki, Araplarla aramızdaki olumsuzlukların etkisiyle köpeklerini “Arap” diye çağıran vatandaşlarımız var…
“Ne Arab’ın yüzü, ne Şam’ın şekeri” mantığında Arap düşmanlığı yapanlar var…
“Araplar bizi arkadan vurdu” yalanına ve propagandasına kendilerini kaptırıp bütün Arapları suçlayanlar var.
Yıllardan beri hem biz, hem de Araplar, İngiliz kaynaklı olumsuz propagandaların etkisinde kaldı. Araplara, “Türkler sizi sömürdü” derken, bize “Araplar sizi arkadan vurdu” diyerek 400 yıla yakın sorunsuz yaşamış din kardeşleri bir birlerine düşman ettiler.
Bu propaganda karşılıklı olarak ders kitaplarına yerleştirildi ve kardeş halklara düşmanlık aşılandı. “Sıfır sorun” hedefi bu tür propagandaların olumsuz etkisini kırmak için atılmış bir adımdır.
Ama bu coğrafyada sürdürülebilirlik açısından zor bir adımdır. Nitekim o çerçevede atılan adımlar Irak’ın işgali, Suriye’nin iç savaşa sürüklenmesi, Mısır’da darbe gibi olumsuzluklarla çelmelenmiştir.
Buna rağmen hiçbir işe yaramadığını söylemek de mümkün değildir…
Suriye ve Mısır gibi diktatörlüklerin Türkiye aleyhine yaptığı propagandalar diktatoryal yönetimlerden çıkarı olanları etkilemiştir, ancak halk nazarında Türkiye Cumhuriyeti hala “örnek” olmaya devam etmektedir…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hala İslam dünyasının umudu ve lideri olarak selamlanmaktadır.
Kaldı ki, Türkiye’nin Suriye ve Mısır politikalarında siyasi ahlâk açısından bir sorun yoktur. Türkiye halkları ve halkların tercihine saygıyı esas almıştır. ABD ve AB karşısında yalnız kalması, o ülkelerin siyasi ahlâk anlayışındaki ilkesizlikten kaynaklanıyor.
Çıkarları için şeytanla dahi işbirliği yapabileceklerini gösteriyor.
Şu da var ki, Suriye ve Mısır gibi ülkelerdeki değişim-dönüşüm henüz tamamlanmamış, taşlar yerli yerine oturmamış, bu ülkeler istikrar kazanmamıştır.
Zaman pekalâ Türkiye’yi haklı da çıkarabilir.
Bakalım devran ne gösterecek?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.