Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kurban Derilerimizi Sakladığımız Günler

Kurban Derilerimizi Sakladığımız Günler

Neydi Ya Rab! Kurbanlarımızı sakladığımız o günler!
Allah’ım! İnşaallah yaşanmaz bir daha böyle zulümler
Ey bugünün iktidarına nefsi için yüz çeviren zümreler..
Bilmezsek bugünlerin kıymetini yine gelir o zalimler.
……………
Yazıya böyle bir dörtlükle başladığım ve içerisinde iktidar lafı geçtiği için, elbet hükümet yanlısı olduğum söylenecektir.
Evet, şükürler olsun hükümet yanlısıyım. Seksen yıldır böyle bir iktidarın iş başına gelmemesi için neler çekildiğini bilenler beni anlarlar.
Memleket ve milletimiz için elini taşın altına koymayanlar, bugünlere nasıl gelindiğini elbet bilemezler. Bilmedikleri için de bugünlere güle oynaya gelindiğini zannederler.
Çok değil, daha 12 yıl öncesine kadar yıllarca kestiğimiz kurbanların etlerine ve derilerine sahip olamıyorduk.
Kurban derisi kaçıranlar yakalanınca bayram gecelerini eş, dost ve aileleriyle evlerinde değil, kodeslerde geçiriyordu.
Köylerde bile kurban kesenler, dere yataklarında gizlice kesiyor ve köye gelen resmi memurlara gözükmüyorlardı.
Öyle zamanlar yaşanıyordu ki, kurban derilerine el konulmasın diye deriler eşeklere yüklenip araziye gönderiliyordu.
Şehirlerde ise durum daha vahimdi. Yani kurban ibadeti ibadet olmaktan çıkıp eziyete dönüşüyordu. Gık diyenin gıkı kesiliyor ve fişleniyordu. Kimse kimseye bir şey diyemiyordu.
Apartmanların çatıları derilerle dolduruluyor, geceleri deriler oralardan alınarak ulaşılması gereken yere hırsızlar edasıyla dağıtılıyordu.
Şimdi böyle mi? İsteyen herkes her yerde üstelik yeni düzenlenen mekânlarda insan ve Müslüman gibi kurbanını kesiyor ve ibadetini yerine getiriyor.
Türk Hava Kurumu, kurban bayramlarının korkulu rüyasıydı. THK’yı bir tarafa bırakalım, nice Mason dernekleri, nice çağdaş yaşamcılar bile kurban derilerine musallat oluyor ve derilerden elde ettikleri paralarla, Müslüman halka karşı mücadele ediyorlardı.
Bugün hamdolsun artık Türk Hava Kurumu eski halinde değil. Ne kurban derileriyle içkili yemekler düzenliyor, ne de balolar ve defileler organize ediyor.
Yurtdışı geziler icad ederek kurban derileriyle günlerini gün eden anlayışın tarihe karıştığını zannediyorum.
Hem derilerden kazanç elde edip hem de irtica ile mücadele diye kasalarındaki paraları, ceplerine indiren dernekler artık deri toplayamıyor.
Yanlış anlaşılmasın, Türk Hava Kurumu’na deri verilmesin demiyorum. Artık verilebilir ve verilmelidir.
Eskisi gibi Müslüman halkımızın dini ve milli değer yargılarına sırtlarını dönüp, milletin hakkını gaspeden zihniyetler yok. Geçelim.
Sadece kurban bayramı değil, diğer bayramlar da burnumuzdan geliyordu. Bayramlarda dansöz oynatma geleneği bile getirmişlerdi.
Bayramlarda televizyonlara dini meselelerden uzak durun baskısı yapıyorlardı. “İrticaya hizmet ediyorsunuz” diye reklamcılar reklamı kesmekle tehdit ediyorlardı.
Artık kurban bayramlarımızda sadece Müslümanlar değil, hayvanlar da rahat eder oldu. Kaçak göçek kesilmekten kurtulup, ibadete uygun şekilde kesilmeye başlandı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi