CHP’li müftü ne yapar?
Sabık müftülerden birisi CHP’ye intisap etmiş ve milletvekili seçilmiş. Meclis çatısı altında CHP’li müftü olarak anılıyor. Bir vekil ‘CHP’li Müftü’ olarak anılmaya başlarsa ondan ne beklersiniz? Ne yapar? Nasıl bir yol tutar? Herhalde şükran-ı nimet ile başını secdeden kaldırmaz. İlk akla gelen hususlardan birisi takvasının artacağı ve her namazın arkasından bir cüz hatmedeceği ve 5-6 gün içinde bir defa Kur’an devireceği olur. Her mevsim umreye gider ve orada partisi ve Başkanı Kılıçdaroğlu’nun muzaffer olması için dua, niyaz ve yakarışlarda bulunur. AKP’lileri imrendirir. Pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu geçirir ve eyyamu bi’z olarak anılan hicri ayların ortalarını da sektirmeden oruçlu geçirir. Ağzını imsakla bağlar. Aşure günü Meclis’te ayrım gözetmeden herkese aşure dağıtır. Her gün sadaka verir ve fakir fukarayı gözetir. Bilemediniz. Bunların hiçbirini yapmaz. Bir kısmını gizlice yaptığını farz etsek bile hacca ve umreye kasaplar gibi kaçak gitmediyse; anılanlardan büyük çoğunluğunu yapmadı diyebiliriz. O başka bir şey yapıyor. Son günlerde CHP Müftüsü İhsan Özkes başka bir hususla gündeme geldi. CHP’li Müftü ne yapar sorusunun cevabını da öylece vermiş oldu. 10 Kasım’da M. Kemal’e mevlit okutur ve Emin Çölaşan’dan bol bol aferin alır! Onun alacağı ihsan ve naile bu olmalıdır. Sadece Emin Çölaşan değil bilumum Kemalistler eski Müftü ve yeni haliyle CHP Müftüsü İhsan Özkes’i tebrik kuyruğuna girdiler. Müftü karşısında yüreklerinin yağları eriyor. Emin Çölaşan onu samimi bir dindar ve samimi bir Kemalist olarak değerlendirmektedir. Samimi ve saf! Acaba bu sözleriyle veya övgüsüyle ihsas-ı reyde bulunarak Yaşar Nuri Öztürk ve dördüncü beyaz hakkında bir şey mi ima etmektedir? Ya da eski CHP’li Diyanet İşleri Başkanı Lütfü Doğan’ı da yeterince ermiş ve samimi bir Kemalist bulmuyor mu? Yetersiz mi buluyor? Diyanet işleri eski başkanlarından Lütfü Doğan mavi denilince bir denizi ikinci olarak Fatma Girik’in gözlerini hatırlıyordu.
¥
Müftü İhsan Özkes, 10 Kasım’da mevlit okutarak Mustafa Kemal’in ruhunu şad etmek istemiş. Bence CHP’li Müftü İhsan Özkes, Hürriyet gazetesinden Ege Cansen’i can kulağıyla okusa dinlese bu heveslerinden vazgeçer. Yaptıklarının gereksiz ve yararsız işler olduğunu görür. İstikametini düzeltirdi. ‘Din, sadece dindarları ilgilendirmez’ başlıklı yazısında ezcümle Ege Cansen şunları yazıyor: “Laikliğin tanrısı yeryüzüne oğlunu veya elçisini yollamamıştır. Bu dünyada evi barkı yoktur (dolayısıyla Yeni Camii de 10 Kasım’da İhsan Hoca tarafından yapılan, düpedüz laikliğe aykırı modern bir şov veya hurafe ve bidattır). Kutsadığı mekan kutsadığı gün de yoktur. Her yer ve her gün onun için aynı kutsallıktadır. Laikliğin tanrısı, kimseye özel muamele yapmaz. Sevdiklerim ve sevmediklerim diye insanları ikiye ayırmaz. Harplerde ve futbol maçlarında taraf tutmaz. Övülmeye ve tapılmaya ihtiyacı yoktur…” Allah’ın övülmeye ihtiyacı yoksa Mustafa Kemal gibilerin niye olsun ki? Yoksa bu ihtiyaç beşere özgü müdür? Ege Cansen bu satırlarını Hüseyin Atay ve Yaşar Nuri Öztürk’ten ilhamla yazmış. Müftü illa da modern bidatlar veya hurafeler üretmek istiyorsa kendi keyfi bilir. Yaşar Nuri Öztürk gibiler ise antik bidatlara karşı çıkarak; Hazreti Peygambere mevlidi çok ama Mustafa Kemal’e uygun görebilirler. Onların kriterlerine akıl sır ermez. Her an değişiyor.
¥
CHP ‘en büyük müftü bizim müftü’ diye tempo tutabilir. Aklıyla bin yaşasın! CHP’liler de ‘en büyük başkan bizim başkan’ diye tezahürat havasına girebilirler. Hakikaten de öyle. Zira Kemal Kılıçdaroğlu dünya liderliği için öyle bir kriter getirdi ki, bu kriterler kendisinden başka kimsede tutmuyor! Dünyada, kimsede, başka bir Allah’ın kulunda bulunmuyor. Acaba zatı şahaneleri çaktırmadan kendisine mi işaret etti? Mustafa Sarıgül kazara dünya lideri tanımıyla Kılıçdaroğlu’nu kıskandırdı. Bir radyo programında Başbakan Erdoğan’ı dünya lideri olarak takdim etti. Kulağı kirişte olan Kılıçdoroğlu nereden duyduysa bunu duymuş hemen peşine düşmüş ve anında karşılık verdi. Dünya liderliği için öyle bir kriter getirdi ki, bu dünyada bırakın Erdoğan’ı kendinden başka hiçbir liderde yok. Dünyada analar ne evlatlar doğuruyor! Acaba bu duruma Haydar Hoca ne der? Kılıçdaroğlu kriterlerine göre, ilk ona girenler bile nal topluyor. Obama’sı Putin’i halt etmiş! Zira dünya lideri olmak için aynı anda Ali Hamaney, Cevat Nuri Maliki ve Beşşar Esat’la dost ve sırdaş olmak gerekiyor! Bu şartlar dünyanın ilk onuna giren liderlerinde bile yok. Bu durumda kendi şartnamesiyle Kılıçdaroğlu dünyanın bir numarasıdır. Bir numarayı arayanların kulakları çınlasın. Hemen ivedilikle İhsan Özkes ve Kılıçdaroğlu’na birer nazarlık takılsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.