Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Musa kim, firavun kim?

Musa kim, firavun kim?

Millet kan ağlarken, İsrail’e değil Mavi Marmara’ya çattı! 
Türkleri aşağıladı. 
Başörtüsüne “çaput” diye saldırdı. 
Hz. Muhammed (sav)’e “kıblesini şaşırdı” diye çamur attı! 
Milletin beynine kan sıçratınca da telefonunu kapatıp, korkakça kaçtı!
Çıkıp milletten özür dileyeceğine, pılını pırtısını toplayıp, sosyal medyada buharlaştı.
Nefsi o kadar firavunlaşmıştı ki, Müslümanlardan özür dilemeye bile tenezzül buyurmadı!
Dahası, yüzü kızarmadan, milletin gösterdiği tepkileri yadırgadı.
Seni gidi kendini bilmez İbrahim!
Sen Mavi Marmara konusunda İsrail terörünü haklı çıkaracaksın! Türkleri aşağılayacaksın! Başörtüsüne çaput diyeceksin! Resulullah’ın kıblesine dil uzatacaksın!
Müslümanların eli de armut toplayacak öyle mi?
Yok, öyle yağma İbrahim!
Yanlış yere çattın! 
Muhammed (s.a.v)’e gönül bağlamış binlerce can olan bu memlekette, özür dilemeye mecbursun! Muhammed (s.a.v)’e saygı göstermek zorundasın!
Dün, “Ey İbrahim, içindeki putları kır! İnkâra tevessül etme! Bir hata ettin, Müslümanların mukaddesatına hakaret ettin! Özür dile…” dedik ama nafile…
İbrahim, ne içindeki putları kırabildi ne de özür diledi.
Yüksek manevra kabiliyetiyle bir u çekip sarf ettiği galiz hakaretler için “ben söylemedim” dedi!
İçindeki firavun galip geldi. Hatasını kabul edeceğine milleti enayi yerine koyup sözlerini inkâr etti.
Yemedik tabii... 
Bakalım Zaman, bu yalanı yiyecek mi?
Diyelim ki yedi… Emin olun, Pinokyo’nun burnu uzadıkça, uzayacak… Zaman’ın okur kitlesi bunu yanına bırakmayacak!
FİRAVUN KİM?
28 Şubat’ta sustu.
Başörtü mücadelesine sahip çıkmadı.
Başörtü füruattır dedi, ona tabi olanlar kadınlarının başörtüsünü zorla açtırdı.
İHL’ler kapatıldığında yine sessiz kaldı.
Mavi Marmara olayında, “İsrail otoritesinden yana” tavır aldı.
Gazze İşgali konusunda, İsrail’in zulmünü Yahudiler kadar olsun kınamadı.
Yahudi çocukları için ağladı.
Genç kızların yakılarak infaz edildiği Vatikan’a gitti.
Papa Hazretleri dedi.
Elini öptürdü.
Faili meçhullerin faili olan Ergenekon Davası sanıklarına merhamet etti.
Baykal’ın zina kaseti için geçmiş olsun diledi.
MHP’nin kaset skandalına tepki göstermedi.
Gezi’cilere sahip çıktı.
Cemaat sermayesini KOÇ’un kucağına teslim etti.
Hahamlarla kafa kafaya verdi.
Kimse sual edemedi.
Sual eden linç edildi.
Ama Firavun Başbakan!
Hakan Fidan düşman!
Ahmet Davutoğlu illa gitmeli!
Nabi Avcı’nın hain, kafası ezilmeli!
Aklı, idraki İsrail’e ayarlı olmayan herkes Persi!
Herkes kötü, bir kendisi iyi!
Milleti bu kadar hiçe sayamazlar ama! 
Yok, öyle yağma! 
Herkes kimin Musa, kimin firavun olduğunun bal gibi farkında!
Musa kim, firavun kim?
Millet kan ağlarken, İsrail’e değil Mavi Marmara’ya çattı! 
Türkleri aşağıladı. 
Başörtüsüne “çaput” diye saldırdı. 
Hz. Muhammed (sav)’e “kıblesini şaşırdı” diye çamur attı! 
Milletin beynine kan sıçratınca da telefonunu kapatıp, korkakça kaçtı!
Çıkıp milletten özür dileyeceğine, pılını pırtısını toplayıp, sosyal medyada buharlaştı.
Nefsi o kadar firavunlaşmıştı ki, Müslümanlardan özür dilemeye bile tenezzül buyurmadı!
Dahası, yüzü kızarmadan, milletin gösterdiği tepkileri yadırgadı.
Seni gidi kendini bilmez İbrahim!
Sen Mavi Marmara konusunda İsrail terörünü haklı çıkaracaksın! Türkleri aşağılayacaksın! Başörtüsüne çaput diyeceksin! Resulullah’ın kıblesine dil uzatacaksın!
Müslümanların eli de armut toplayacak öyle mi?
Yok, öyle yağma İbrahim!
Yanlış yere çattın! 
Muhammed (s.a.v)’e gönül bağlamış binlerce can olan bu memlekette, özür dilemeye mecbursun! Muhammed (s.a.v)’e saygı göstermek zorundasın!
Dün, “Ey İbrahim, içindeki putları kır! İnkâra tevessül etme! Bir hata ettin, Müslümanların mukaddesatına hakaret ettin! Özür dile…” dedik ama nafile…
İbrahim, ne içindeki putları kırabildi ne de özür diledi.
Yüksek manevra kabiliyetiyle bir u çekip sarf ettiği galiz hakaretler için “ben söylemedim” dedi!
İçindeki firavun galip geldi. Hatasını kabul edeceğine milleti enayi yerine koyup sözlerini inkâr etti.
Yemedik tabii... 
Bakalım Zaman, bu yalanı yiyecek mi?
Diyelim ki yedi… Emin olun, Pinokyo’nun burnu uzadıkça, uzayacak… Zaman’ın okur kitlesi bunu yanına bırakmayacak!
FİRAVUN KİM?
28 Şubat’ta sustu.
Başörtü mücadelesine sahip çıkmadı.
Başörtü füruattır dedi, ona tabi olanlar kadınlarının başörtüsünü zorla açtırdı.
İHL’ler kapatıldığında yine sessiz kaldı.
Mavi Marmara olayında, “İsrail otoritesinden yana” tavır aldı.
Gazze İşgali konusunda, İsrail’in zulmünü Yahudiler kadar olsun kınamadı.
Yahudi çocukları için ağladı.
Genç kızların yakılarak infaz edildiği Vatikan’a gitti.
Papa Hazretleri dedi.
Elini öptürdü.
Faili meçhullerin faili olan Ergenekon Davası sanıklarına merhamet etti.
Baykal’ın zina kaseti için geçmiş olsun diledi.
MHP’nin kaset skandalına tepki göstermedi.
Gezi’cilere sahip çıktı.
Cemaat sermayesini KOÇ’un kucağına teslim etti.
Hahamlarla kafa kafaya verdi.
Kimse sual edemedi.
Sual eden linç edildi.
Ama Firavun Başbakan!
Hakan Fidan düşman!
Ahmet Davutoğlu illa gitmeli!
Nabi Avcı’nın hain, kafası ezilmeli!
Aklı, idraki İsrail’e ayarlı olmayan herkes Persi!
Herkes kötü, bir kendisi iyi!
Milleti bu kadar hiçe sayamazlar ama! 
Yok, öyle yağma! 
Herkes kimin Musa, kimin firavun olduğunun bal gibi farkında!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi