Soros dalgası sönüyor mu?
Mısırın Can Pakeri olan İbni Haldun Araştırma Merkezi Başkanı Sadettin İbrahim iki yıla mahkum oldu. Nedeni elaleme Mısırı karalaması. Dışarıda Mısırın imajını karaladığı gerekçesiyle gözünün yaşına bakılmadı. Bilindiği gibi, daha öncesinde şeker hastası olan Kifaye Lideri Eymen Nur da hapse atılmıştı. Bir dönem bu hareketle birlikte olan ve koordinasyonunu sağlayan Abdulvehhab el Mesiri de bundan bir müddet önce bu dünyadan göçtü ve Hakkın rahmetine kavuştu. Böylece Mısır Lideri Mübarek hasımlarından birer birer kurtulmuş oldu. Bu da Kifayecilerin veya Türkiyede tanındıkları isimle Soroscuların elemine edildiklerini ve talihsizliklerini gösteriyor. Lübnanda durumları Mısırdan daha iyi olmadı.
***
Gürcistana geçersek; Saakaşvili yine Mısırdan örnekleme yoluyla anlatacak olursak bir Arap atasözünde ifade edildiği gibi, Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldu. Hakikaten de böyle oldu. Güney Osetyayı kurtarmaya giderken siyasî kariyerinde büyük bir kurşun deliği açıldı. Ruslar askerî başarılarını siyasî başarıya dönüştürmek istiyorlar. Aslında onların da amaçları üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Saakaşvili değişse ve yerine Rus yanlısı birisi gelse keyifleri yerine gelir ve bir dönem daha Güney Osetya meselesini uyumaya terk edebilirler. Şimdi Ruslar Güney Osetya üzerinden kazandıkları askerî başarıyı siyasî zafere tahvil etmek istiyorlar. İlk günden beridir de asıl amaçlarının bu olduğunu hiç gizlemediler. Tiflis üzerindeki askeri baskıyı sürdürerek Saakaşviliyi düşürmek ve yerine Moskova eksenine yakın başka bir ismi getirmek. Bunu yaptıkları takdirde, 2003 yılında başlayan turuncu dalga veya Soros devrimleri ateşini kaybetmiş olacak. Eski statü geri gelecek. Aslında Soros devrimlerine ilk darbeyi vuran Putin değil bizzat Bush olmuştur. Kelin merhemi olsa başına sürer misali yabancılar Sorosun devrimini ilk önce kendi ülkesinde gerçekleştirmesini bekliyorlardı. Tabii ki haklı olarak.
***
Şimdi Ruslar ve çinliler Amerikan silâhını kendisine karşı kullanıyorlar. Düşmana kendi silâhıyla karşılık veriyorlar. Olan da aradaki Saakaşvili gibi inanmış liberallere oluyor. Olimpiyatların açılışında Bush, çinin insan hakları karnesinden dem vuracak oldu, çinliler hemen lafı ağzına geri teptiler. Artık 11 Eylül istismarının ışığında ABD insan hakları ve demokrasi gibi konularda konuşamayacak hale geldi. Ebu Garib ve Guantanamo herkesin bildiği şeyler. İnandırıcılığını tamamen yitirmiş durumda. Bu durumda yandaş liberallerin veya Soroscuların işi daha da zorlaşacak. Zira arkalarındaki en büyük senedi ve desteği kaybetmiş olacaklar. ABD artık bundan böyle hep kaybeden tarafı temsil ediyor. Ruslar da çinlilerin izinden giderek ABDyi kendi silâhıyla vuruyor. Turuncu devrimin kahramanı ve Gürcistan demokrasisi ve insan hakları şampiyonu Saakaşviliyi Osetlere jenosit ve soykırım uygulamakla suçladılar ve meseleyi uluslar arası mahkemelere taşıyacaklarını taahhüt ettiler. Bir yönüyle de Kosovaya siyasî misillemede bulunuyorlar. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov daha ilk günden Ricedan Saakaşviliyi geri çekmelerini istemiştir. Sonra da işi aleniyete dökerek bundan böyle Saakaşvili ile çalışmayacaklarını ilan etmiştir. Bunun anlamı açıktır. Saakaşvili gitmedikçe Güney Osetya ve Abhazya meselesini Gürcü muhataplarıyla görüşmeyecekler. Yani bu iki bölge Saakaşvili gidene kadar Rusların elinde siyasî rehine olarak kalacak. Bu tablo ile birlikte amacın askerî ve işgal baskısıyla birlikte rejim değişikliği olduğu ayan beyan anlaşılmıştır.
***
Amerikalılar da ilk günden beri bunun farkındalar. New York Times gazetesine konuşan ABDli bir askerî yetkili Moskovanın rejim değişikliği niyetinde oluğunu ima etti. Gürcüler tamamen çekildik dedikleri halde Ruslar amansız takibi sürdürdüler. Amaçları askerî değil; tamamen siyasî. Kendi alanlarındaki bir dikeni ortadan kaldırmak istiyorlar
Onların jeopolitik takıntısı da bu. Kaliforniya üniversitesi öğretim üyesi olan Şener Aktürke göre, Saakaşvili ve ABD ittifakı, bu savaştan zayıflamış olarak çıkabilir. Keza, 2003ten beri Kafkaslarda ABD himayesinde yürütülen yeniden yapılanma da ciddî biçimde hasar görebilir. Bu ciddî bir ihtimaldir ve ABDnin, Kafkas satranç tahtasında Rusya karşısında şah-mat olmasıdır. Belki de Cheneyin sıkıntısı da bu. Bu gelişme ve Amerikan nüfuzunun bölgede Saakaşvili üzerinden gerilemesi elbette Rusların maksadına uygun düşecektir. Amerikalılar Saakaşviliye sahip çıktıkları müddetçe Washington-Moskova hattındaki gerilim düşmeyecektir.
Galiba, aynı anda hem Ortadoğu hem de Kafkaslarda Soros dönemine veda ediliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.