Eskişehir rüyası
Eskişehir, içinden nehir geçen şehirlerimizden. Sakarya’nın en uzun kolu olan Porsuk Çayı Eskişehir şehir merkezinden geçerek yoluna devam eder.
Bir şehrin içinden nehir geçmesi ne demektir? Bunu çok fazla düşünmediğimiz ortada. Birçok şehrimizde, başta başkent Ankara olmak üzere, şehir içinden geçen çayları, dereleri, ırmakları bir süre ne yapacağımızı bilemedik. Her şekilde kirlettik bu suları. Sonra üzerlerini kapatıp yol yaparak, şehrin tabiî yapısına zarar verdik.
Amasya, Tokat, Kastamonu gibi şehirlerimizde –nüfusça çok kalabalık olmadıkları için belki de- hâl
â nehirler var olmaya devam ediyor. Bu şehirlerdeki akarsuların üzerini kapatıp yol yapmaya ne dersiniz?
Hızlı tiren Eskişehir’i Ankara’ya yakınlaştırdı. Türkiye Yazarlar Birliği’nin Eskişehir şubesini kurmak için kolları sıvayan Ejder Okumuş hoca, “Şehir ve Medeniyet” konulu bir panele davet edince, uzun zamandır göremediğimiz Atasoy Müftüoğlu beyi ve yakın zamanda ciddi bir rahatsızlık geçiren Aydın Işık’ı da ziyarete vesile teşkil edeceğini düşünerek kabul ettik. Akşam yapılacak toplantıya gitmek üzere 12.45 tireniyle Ankara’dan hareket ettik. Yaklaşık bir buçuk saatlik yol nasıl olsa...
“Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Eşgüdüm Komitesi Başkanı” Prof. Dr. Bekir Karlığa ile Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Alver toplantının esas konuşmacıları. Programda Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı da konuşmacılar arasında görünüyor ama, aynı gün Başbakan’ın ilk belediye başkanı adayları açıklaması yapılacak.
Biz ziyaretleri yaparken, açıklama bilgileri de geliyor. Ankara dört dönemlik başkanı ile devam ediyor! Bu demektir ki, “üç dönem” ilkesi terk edilmiş. Bu durumda, bazı siyasilerin tepesinde demoklesin kılıcı gibi sallanan üç dönem şartı, dün itibarıyla kalkmıştır.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı meşhur Yılmaz Büyükerşen… Onun da tekrar aday olursa dördüncü dönemi olacak. AK Parti’nin Eskişehir Büyükşehir başkan adayı açıklanırken gösterilen Eskişehir tanıtım cd’sini seyrederken, “benim hizmetlerimi, eserlerimi gösterdiler, bir an Başbakan beni Ak Parti adayı olarak açıklayacakmış korkusuna kapıldım” diyesiymiş!
Büyükerşen, Porsuk Çayı’nın hakkını vermiş. Eskişehir içinden nehir geçen bir şehir olarak farkını ortaya koyuyor. Büyükerşen’in şehirde yaptığı işlerden biri de hafif raylı sistem. Bu sistemin şehrin trafiğini rahatlatmaktan çok sıkıştırdığı, hatta kilitlediği iddialarına çok muhatap olduk. Ekişehir’in hiçbir büyükşehrimizde görülmeyen bir şehir ıslahı uygulamasına Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı imza atmış: Odunpazarı evleri… Eskişehir’i ziyaret edenler bu hayata döndürülen tarihî şehir bölgesini mutlaka görmeli.
Büyükerşen’in akademisyen olarak asıl sahasını bir türlü keşfedemedim! Galiba memleketimizin kitapsız profesörlerinden! İnternetten sorguladım, Zamanı Durduran Saat diye bir kitap adı geçiyor. Meğer bu da meşhur akademisyenimizin değilmiş, onunla yapılan söyleşilerden oluşan bir kitapmış.
Geriye İktisadî Ticarî İlimler Akademisi mezunu Büyükerşen’in bir zamanlar yapmaktan zevk aldığı ve üniversitenin rektörü olduğu için istediği yere diktiği öküz (burulmamışına “boğa” denir) heykelleri kalıyor!
Eğer Büyükerşen bu heykelleri herhangi bir üniversitenin bahçesine dikmek için müracaat etse idi, heykel sanatı açısından bir kıymeti harbiyesi olmayan bu “yapıt”lar için bir tek Veteriner Fakültesi’nin önü uygun bulunurdu!
Büyükerşen’in belediye başkanlığı sırasında öküz heykellerinden insan heykellerine doğru bir evrim geçirdiğini Eskişehir’de öğrendik. Hatta kendi adıyla bir müze kurup balmumu heykellerini burada teşhir ettirmeye başlamış. (Kemal Kılıçdaroğlu’nun balmumu heykelini merak edenler, müzeyi ziyaret edebilir.)
Eskişehir’e akşam hızlı tirenle dönmek niyetiyle gitmiştik. Dostlarla sohbet buna fırsat vermedi. Sabah yarı uykulu halde hızlı tirenin yolunu tutarken, Eskişehir’de bulunuşumuzun bir rüya olduğunu düşünmeden edemedik!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.