Müslümanların Yürekler Acısı Hali
ŞU dershaneler savaşında Müslümanların yürekler acısı haline bir kere daha gördük. Birlik, ittifak, akl-ı selim, insaf, adaletli düşünce, önce iyice düşün ve arıştır, sonra istişare ederek karar ver zihniyeti kalmamış mı diyeyim, pek az kalmış mı diyeyim.
Bu dershane savaşı (birileri bu ihtilaflı meseleyi savaş dönüştürmüştür) bir sebep değil, neticedir. Meselenin su altında kalmış, halkın çoğunun bilmediği derin sebepleri vardır. Bu sebepleri bilenler açıkça söyleyemiyor, yazamıyor.
Dershaneler, konunun ihtilafın tamamı değil, sadece bir parçasıdır. Konuyu doğru şekilde anlayabilmek için diğer parçaları, bütünü bilmek gerekir.
Halkın çoğunluğunun oylarıyla, meşru ve serbest bir seçimle iş başına gelmiş sivil bir iktidar elbette sızma hareketleriyle, saray darbeleriyle düş(ürül)meyi istemez.
Elbette düşürülme teşebbüs ve planlarını akamete uğratmak için tedbirler alır.
Yıllardan beri ülkemizde çok acayip bir satranç oynanmaktadır. Bu satrancın mahiyetini, içyüzünü bilen kaç kişi vardır?
Türkiye halkının çoğunluğu Müslümandır ama bu Müslümanlar tek bir Ümmet halinde bir ve beraber midir? Maalesef değildir.
İsrail’in, ABD’nin, AB’nin Türkiye ile ilgili emelleri, planları, hesap kitapları, stratejileri var mıdır, yok mudur? Yoktur diyen çıkarsa o bir uyurgezerdir, geri zekalıdır.
Eskiden vesayet rejimi vardı, devletimiz ABD’nin bir tür uydusu (zoraki müttefiki) idi. Süper güç Sabataycılar, Kriptolar vasıtasıyla Türkiyeyi dizginleyebiliyordu. Şimdi nisbeten demokrasi var. Bu dizginleme işi sadece Dönmelerle olmuyor. Binaenaleyh Müslümanların içine sızdılar.
Şimdi önemli soru şudur: Türkiyede İsrail, Siyonizm, ABD, Haçlılık, AB ve diğer dış güçlerle işbirliği yapan Müslümanlar var mıdır? Bendeniz vardır, bu hususta çok karineler bulunmaktadır diyorum. Birileri de yoktur diyebilir.
Bilhassa İsrail ve ABD, Türkiyenin çok ılımlı da olsa İslama kaymasından korkmaktadır. Bunu kesinlikle durdurmak istemektedirler. Bu maksatla da bir kısım Müslümanları kullanacaktılar.
Bu gidişi, birtakım Müslümanları kullanarak dizginlemek, frenlemek, hattâ durdurmak istemeleri onlar açısından gayet tabiîdir.
Eskiden bu işler askerî darbeler ile yapılıyordu. Bu yol, şimdilik kapanmıştır. Geriye sivil darbe kalmaktadır.
Başına buyruk hareket eden Başbakanı devirmek, yerine uysal, söz dinler, fantoş bir Başbakan getirmek istiyorlar.
Yine cumaya falan gitsin ama İsraile, Siyonizme, ABD’ye zarar vermesin, bir tehdit oluşturmasın.
Bugünkü iktidar nice kiliseyi restore ettirdi, yeni kiliseler yapılmasına izin verdi, hattâ Rum Ruhban okulunu açmaya hazırlanıyor ama Haçlı emperyalist güçler bu kadarına razı değiller.
Onlara göre en iyi çare uysal bir Başbakandır.
O da bir saray darbesi ile başa geçirilebilir.
Son elli altmış yıl içinde ABD nice ülkede böyle askerî veya sivil darbeler yaptırtılmamış mıdır?
Siz Gezi kalkışmasının birkaç mâsum heyecanlı gencin fevrî işi olduğunu sanıyorsanız aklınız çok kötü durumdadır derim.
Evet Türkiyede çok acayip ve tehlikeli bir satranç oynanmaktadır ve bu oyunun bir kısım piyonları Müslümandır.
Bendeniz bildiğim kadarının hepsini yazamam. Gözü kara bilen bir kişi çıksa da, şu dershaneler savaşının yüzünü astarını, su seviyesinin altındaki kısmını, mahiyetini derli toplu yazıverse. Yazıverse de, hiç olmazsa halkın bir kısmı öğrense.
Türkiyenin şu gayr-i millî Kemalist “Millî Eğitimi” kaç nesle liselerde doğru dürüst mantık eğitimi vermedi. Arada Müslüman çoğunluk da, nadir istisnalar dışında mantıksız kaldı. Az da olsa mantık kültürüne sahip olmayan kimseler sebeplerle neticeleri tefrik edemezler (ayırt edemezler).
Dershaneler sebep değil, neticedir…
(Bir soru: Acaba bilcümle dinsizler, İslam karşıtları, Şeriat düşmanları, Kemalistler, vesayetçiler, 1930’lu yılların hasretini çekenler, agresif ve yıkıcı muhalifler, en tabiî ve haklı dinî faaliyet ve hizmetlere irtica diyenler; şu dershane konusunda niçin belli bir tarafı heyecanla, canla başla, var gayretleriyle desteklemektedirler? Dün kara dediklerine bugün niçin ak diyorlar? Herkes bu sorunun cevabını düşünsün. Bu dinsizler hidayete mi geldiler, yoksa seçimle gelmiş iktidarı zayıflatıp yıkıp eski günlere mi dönmek istiyorlar?)