Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Dershanecilere…

Dershanecilere…

Hatırlatayım istedim, ocak kayıtlarının durdurulması ile ilgili erteleme, başınıza iş açabilir.. Gelin sürece destek verin. Kârlı çıkarsınız. Yoksa Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan olabilirsiniz.. Hele son STK açıklamasından sonra seçim sürecinde bu kamplaşma daha da derinleşeceğe benziyor..

Bu iş dershane meselesi değildi. Siyasi bir hesaplaşma idi.. Bu hesaplaşma Gezi’den önce başladı, bundan sonra da devam edeceğe benziyor.. 

Seçimlerde camia AK Parti’nin karşısındaki en güçlü adayı destekleyerek AK Parti’yi cezalandırmak istiyor. O zamana kadar da AK Parti’ye oy kaybettirmek için ne lazımsa onu yapacak.. Kimi abilerin bir topluluğa olan öfkeleri onları adaletsizliğe sevk etmekten, işi ehli olmayana vermekten maalesef alıkoyamıyor sanki.. Bazıları öyle öfkeli ki, CHP’ye ve MHP’ye oy verecek ama, AK Parti’ye oy vermeyecek!

Bana kalırsa işi sadece dershanecilik olanlar, hemen şimdiden okula dönüşme konusunda girişimlerini başlatsınlar ve dönüşüm teşviğinden yararlansınlar. Yarın böyle bir teşvik için geç kalmış olabilirler..

Zaten bu tartışmalardan sonra dershanecilerin işi zor..

Hükümet, Halk Eğitim Merkezleri, belediyeler Bilgi Evleri ve okullarda üniversiteye hazırlık destek derslerini başlatacak. İnsanlar maliyetini devletin üstlendiği bir proje varken niye paralı olana gitsin ki!

Dershane uğruna lise son sınıftaki yüzbinlerce öğrenci, bir yıl süre ile ders yapamıyor. Müdür, öğretmen, öğrenci, veli herkes biliyor, dersler boş geçiyor. Yoklama yapılmıyor.. %60 kapasitenin desteği için %100 kapasite israf ediliyor.. Aslında bu herkesin bildiği sır bir suç! Kocaman bir kaynak israfı.. Kimse bu maliyeti görmüyor. Buna çare söylemiyor.. Devlet bu komediye izin vermemeli! Böyle bir düzen nasıl savunulabilir..

Özel okullardaki öğrenci %5 bile değil.. Üniversiteye girişte eşitsizlik bana kalırsa özel okullarla devlet okulları arasında değil, 5-10 bin lira verip, kursa gidenle gitmeyen arasında.. Yani dershaneler eğitime hiçbir ciddi katkı sağlamadan eşitsizliği örgütleyen yapılar. Eşitlik, Halk Eğitim ve okulların, Bilgi Evlerinin devreye girmesi ile sağlanır..

Bu işten dershane öğretmenleri de mağdur olacak. Şimdi MEB kadrosuna aktarılabilecekken,  Ayda bin liraya haftada 40 saat derse devam edecekler..

Bu iş böyle devam edemez. Bu düzen yanlış. Bu işletmecinin de, öğretmenin de, öğrencinin de aleyhine.. Devlet de zarara uğruyor. Bu projenin maksadı, madem bina, sıra, öğretmen, öğrenci var, yani yağ-un-şeker var, niye helva yapıp yemiyoruz şeklinde idi.. Yanlış olan, suç olan, günah olan ne? Devlet işletmeciye de, öğretmene de, öğrenciye de destek olacaktı. Yani devlet okulundaki bir öğrencinin devlete maliyeti neyse bunu öğrenci adına devlet okula verecekti.. Yahu, Allah rızası için bunun bu kadar kavgaya dönüştürülecek yanı ne! El insaf!

5 ya da 10 milyar dolarlık bir dershane bütçesinden söz ediliyor.. Kimine göre bu rakam 16 milyarı buluyor.. Aile bütçesine %15 maliyet getiriyor bu iş, başarıya katkısı %7.. Zararına işleyen verimsiz, haksız, adaletsiz bir çark dönüyor.. Bakın bu parayı verenler zengin değil. Zengin olsa çocuğunu özel okula gönderir. Cemaatin özel okulu da var. Kaç para aldıkları belli. Bunlar orta gelir grubu. Yazık değil mi, onlara.. Bunun sosyal adaletle ne alakası var.. Sosyal adalet hükümetin düzenlemesinde var..

Çocuklara formül üzerinden cevap ezberletiliyor.. Düşünme, anlamadan çok, formülü aklında tut, cevabı yapıştır ya da hikayeyi ezberle.. Dershaneye giden çocuklar sürekli, anlamsız şekilde, yarış atı gibi sürekli ezber yapmaktan psikolojileri bozulduğu gibi selülozdan nefret eder hale geliyorlar.. Yani bir daha kitap yüzüne bakamıyorlar. Yazık değil mi bu gençlere..
Bu sistem yanlış..

Dershaneler kendine biraz çekidüzen versin, diploma da versinler demenin neresi yanlış.. Böylece devlet okulları da nefes alacak.. Bir merkez, “kapatacaklar” diye bir yalan uydurdu ve bunun propagandasını yapmaya başladı. Medyum gibi bir topluluk da bu yalanı tekrarladı durdu..

Bana kalırsa bu yalana uyan dershane yöneticileri kendi bindikleri dalı kesiyorlar..

Gelin bu sürece engel olmayın.. Daha mükemmel olması için öneri getirin. Yardımcı olun..

Bu iş böyle devam edemez. Bu olayın sıcaklığı geçtikten sonra yapılan yanlış anlaşılacak ama, iş işten geçmiş olacak..

Siz iktidara anlayış göstermiyorsanız, iktidar size niye anlayış göstersin ki!

Bakın tekrar söylüyorum, bu fırsatı bugün kaçırırsanız, yarın yağmurdan kaçayım derken doluya tutulursunuz.. Bugün bu işi siyasi pazarlık yapanlar, yarın bu pazarlığın dışında kalanların gözyaşlarına bakmazlar..

Dershaneler, bu konuyu yeniden düşünmeli ve siyasi bir hesaplaşmanın kurbanı olmamalılar.. Önlerinde tarihi bir fırsat vardır. Pişmanlık dilekçesi verip, projenin hayata geçirilmesini, en azından kendilerinin bu programa uymayı kabul ettiklerini beyan etsinler daha akıllıca bir iş yapmış olurlar bana göre...

Bu siyasi kavgada taraf olmasınlar. Göreceksiniz, Gezi nasıl ağaç olayı değilse, bu da dershane konusu değil. Bu hesaplaşma başka mecralara kayacak.. Bu kavgada taraf olmadıkları halde, arada kalanlar, ötekilerle birlikte ağır bir bedel ödeyebilirler.. Herkesin kendi konumunu bu açıdan bir kez daha gözden geçirmesi gerekir..

Yanlışın neresinden dönülürse orası kârdır.. Sel gider, kum kalır, son pişmanlık fayda vermez..

Benden söylemesi. Selâm ve dua ile..
Yorum Gönder 0

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi