Bu kuralların her biri, bir ölçü dahilindedir.

Çünkü, Yüce Yaratıcı her şeyi bir ölçü üzere yarattığını söyler.(Kamer/49; Furkan/2).

Söz söylemenin de, bir ölçüsü, bir kuralı vardır.

Acaba, Rabbimiz bu konuda hangi ölçüyü koymuş, hangi kurallara uymamızı emretmiş, O’nun Kitabı’na bir başvuralım.

***

Söz söylemede birinci ölçü, sözün doğrusunu söylemektir.

İnsan, konuştuğu zaman daima hak ve hakikati dile getirmeli, batıl ve yalana geçit vermemelidir.

Bu konuda, sadece Ahzab suresinin 70.ayetine bakmak yeterli olacaktır.

***

Konuşmalarda kırıcı olmamak, güzel ve yumuşak sesle hitap etmek, bir başka ölçüdür.

Yükses ses, kaba söz, hakaret içeren ifadeler, sözün sahibini mağlup ve mahcup düşürür.

Bırakınız bir Müslümanın Müslümana olan hitabını, bir gayrımüslime yaptığı hitapta bile yumuşak üslup kullanması esastır.(Taha/44).

***

Bir başka ölçü de, insanın söyleyeceği sözleri uygun bir tarzda ve münasip bir şekilde söylemesidir. Her şeyin, bir yeri ve bir zamanı vardır. Bunu gözetmek gerekir. Söz yerinde söylenirse fayda sağlar. İş işten geçtikten sonra söylenen sözlerin ağırlığı ve değeri olmaz, tesiri de görülmez.(Nisa,5-8).

***

Konuşmalarda muhatabın anlayacağı şekilde ayrıntılı bilgi vermek de, önemli ölçülerden biridir.

Remizli, kinayeli, muğlak ve kapalı konuşmalar; yanlış yorumlara sebebiyet verebileceğinden insanları yanlış yollara da sürükler.

Konuşulan sözler; gayet açık, net, sade ve anlaşılır olmalıdır.(Nisa/63).

***

Konuyla ilgili paragraf sonlarında verdiğimiz yukarıdaki ayetlerin meallerini özellikle yazmadık.

Sebebi, okuyucularımızın ilgili ayetleri, tefsir veya meallerden bulup okumalarını arzu etmemizdir.

Şüphesiz, Kur’an-ım Kerim’in tüm ayetlerini dikkate alarak ve Hz.Peygamber (a.s) efendimizin tatbikatına bakarak bunlara ilave edilebilecek dikkat çekici başka ölçüler, kurallar da zikredilebilir.

Ancak, bunların hepsi, İslam’ın bizim hayatımızı mükemmel ölçülerle dizayn ettiği gerçeğini değiştirmez, aksine teyit eder.

***

Yüce Allah, her şeyimiz için belli düzen, ölçü ve kurallar koyarak yaşantımızı kolaylaştırmış, huzur ve mutluluğumuzun anahtarını vermiştir.

Ne mutlu, bu anahtarı doğru kullanarak dâreyn saadetinin kapılarını aralayanlara!...