Vira bismillah demiştir diyeceğim ama galiba olmayacak. Vira bismi Atatürk (haşa) mü yoksa vira bismi tanrı desem olmayacak Arapların bi-ismi si de uymayacak vira tanrı adıyla mı, laiklik ile mi yoksa başka bir şeyle mi bilmiyorum ama inandığı bir şeye dayanarak dediği muhtemel. Balbay, ayağının tozuyla kamuda başörtüsü yasağının başlatılması için kolları sıvamış. Yakışır. Yaraşır. Çok iyi. Sadece ona değil, onunla beraber yasağın geri getirilmesi kampanyasına imza atan her bir “aydın (!)” vatandaşa da yakışır. Kimler yok ki listede… İkna odacı Nur Serter de var, apaydınlık sanatçı geçinen güzide Yeşilçam’cılar da var. Neredeyse iki ayağı da çukura kaymaya ramak kalmışlar da var, yüzlerinde nur namına bir şey kalmamışlar da var. Hepsi farklı farklı, çeşit çeşit. Ama bir tek ortak noktaları var. O da Allah’ın emri başörtüsüne olan garezleri. Pek münasiptir. Yakışır. Yüzdoksandokuz kişi bir araya gelmiş imzalamışlar. Yirmi bir tanesi Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nden. Balbay’la birlikte, Dilek Akagün Yılmaz, Birgül Ayman Güler ve Süheyl Batum, Gürküt Acar, Turgut Dibek, Kemal Ekinci, Oktay Ekşi, Refik Eryılmaz, Recep Gürkan, Namık Havutça, Mehmet Siyam Kesimoğlu, Ali İhsan Koktürk, Emre Köprülü, Mehmet Şevki Külküloğlu, Tanju Özcan, Malik Ecder Özdemir, Ramazan Kerim Özkan, Ali Rıza Öztürk, Nur Serter, Kadir Gökmen Öğüt imza atmış CHP’li vekiller. Bildirinin adını okuyunca güldüm. Laik devlet özgür toplum için aydınlar bildirisiymiş adı. Ancak Türkiye’de olur bu başlıkta böyle bir bildiri dedim kendi kendime. Aydınlıkları da kendilerinden menkul “aydınlarımız” özgür toplumun ne olduğunu bilirler mi acaba… Onların istediği özgürlük falan değil düpe düz kölelik. Kendilerine imtiyaz sağlayacak zencilik sistemi. Kendilerince haklılardır da bu taleplerinde. Ne de olsa böyle alıştılar. Alıştırıldılar. Yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında zenci türklerin sırtında tırmandılar nereye çıkabildilerse bugün. Şimdi eşitlik meşitlik neme lazım diyorlar, tabii olarak. Peki ne diyorlar?
“Yaşamlara ve aile yaşamına müdahale etmeyi kendine hak gören, tek tip birey ve tek tip bir gençlik yaratmayı amaçlayan…” Bir dakika bir dakika AK Parti hükümeti mi bu!? Hangi müdahele, hangi tek tipleştiricilik… Herkesi kendi gibi bilenler hayal mahsulü iftiralarına devam ediyorlar… “fetvayı, yasaların üstünde gören, toplumsal sorunlara bilimsel değil, dinsel referanslarla çözüm arayan,” bir dakika bir dakika ne fetvası bu!? Kadınlara başörtmenin farz olduğunu bilmeyecek kadar cahil grup fetvanın ne olduğunu bilir mi acaba!? Sorunlara bilimsel değil dinsel referans yaparlarmış mış da…hayır, siz doksan yıldır bilimsel ne ürettiniz de bu ülkeyi bu hale getirdiniz, bütün gelişmiş ülkelerin paspası yaptınız diye sormazlar mı insana…devam ediyorlar “kadın kıyafetini siyaset yapmanın aracı kılarak, kadın sömürüsünün en çarpıcı örneklerini sergileyen iktidar partisi,” pardon! hangi kadın sömürüsünden bahsediyoruz burada? Alemdaroğlu-Serter ikilisinin ikna odalarından mı, yoksa yaka paça işten, hastaneden, mahkemeden kovulan başörtülü vatandaşın bütün varlığının ihlal edildiği kamusal alandan mı… Neymiş… “okullarda başlattığı türban baskısını, kamu görevlilerini kapsayacak şekilde genişleterek anayasal suç işlemiş”miş.. Türban baskısıymış. Komik oluyorsunuz baylar bayanlar! Kendinizi keşke rezil etmeseniz böyle. Hayır, üzülüyorum…bunlar sözde “aydınları”ysa nereye varılır bunlarla demez mi dünya…