Futbol ve siyaset
Siyaset futbolun uzağında değil, futbol da siyasetten azade değil. Siyasetle futbol kitleleri en fazla ilgilendiren iki konu. Dolayısıyla iki alan arasında geçişler, gidiş gelişler olması şaşırtıcı değildir.
Siyasetin futbola yatırımı kaçınılmaz. Mahalli kulüplerin çoğu belediye desteklidir. Şehrinin takımını desteklemeyen belediye reisinin vay haline!
Futbol ömür boyu sürdürülecek bir spor değildir, futbolun büyük şöhretleri yaşları gelince ya yorumcu olur, ya antrenör.
Elbette başka alanlarda istihdam edilenler de var!
Futbolcu siyasetçi elbette bir hayli vardır, fakat milletvekili olan azdır. Şöhretli bir futbolcunun milletvekili yapılması başlangıçta cazip bir proje olarak görülebilir. Kitlelerin tanıdığı bir ismi listenize alıyorsunuz ve seçimde görünürlüğünüze bazı artılar ekleniyor.
Meclis’te sporcu milletvekillerinin bulunmasının da bir sakıncası yok. Her meslekten başarılı isimlerin milletvekili olması da çok garip değil. Fakat son yıllardaki temayül, siyasilerin parlak isimleri, bir kısmı sanatçı bazıları sporcu tercih etme yönünde. Bir de akademisyenler. Hani neredeyse, “Profesörse aday yap!” diyecek durumdayız.
Elbette Meclis’te ilim adamlarının olması olumludur, faydalıdır. Fakat, siyasetin gerektirdiği nitelikleri taşımak da onun kadar önemlidir. Buna dikkat ediliyor mu? İşte bunu söylemek zor!
Eskiden beri siyaseti meslek edinenler arasında doktorlar ve avukatlar ön planda olmuştur. Bir de mühendisler!
Avukatlık, zaten “vekalet” kurumudur. Dolayısıyla milletin vekili olmaları tuhaf kaçmaz! Hukukçuların siyaset ilgisi hatta faydalıdır. Meclis’in asıl işi kanun yapmaktır. Doktorların siyasete merakları, kendi alanlarında rahata erdikten sonra yeni alanlara açılmak arzusu ile açıklanabilir.
Mühendislerin siyasette ağırlığı bilhassa 1950’li yıllarda başlamış, çok sayıda milletvekili, bakan ve bir hayli başbakan mühendisler arasından çıkmıştır. Siyasetteki mühendislerin en meşhurları Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve Turgut Özal’dır.
Öyle görünüyor ki, şimdi mühendislerin devri değildir.
Ünlü bir futbolcunun futbol sahasından siyaset sahasına transferi futbolun mu daha fazla yararınadır, yoksa siyasetin mi?
Bu sorunun cevabının merak edilmediği kanaatindeyiz. Bir sporcuyu, siyaset kadrosuna alıyorsunuz, milletvekili yapıyorsunuz. Bu esasında geniş bir futbol camiasının ilgisine mazhar bir durumdur. Bu sporcudan futboldaki başarısını bekleyebilir misiniz?
Doğrusu, kimse bunu beklemiyor!
Futbolcudan iyi siyasetçi çıkarmak, hiç bir parti başkanının başarabileceği bir iş değil!
Nitekim, siyaset için bir partinin mensubu olan bir eski meşhur futbolcu, Meclis’te bulunduğu süre içinde, siyasete yarar bir figür olamadı. Onun milletvekili olmasından çok, seçildiği partiden istifa etmesinden siyasi sonuçlar bekleniyor olmalıdır.
İstifası ile ilgili açıklamasında bu açıkça görülüyor.
İşe bakın ki, siyasetin sonuna geldiği anda, siyasi bir figür oluyor ve bu onun siyasi hayatının sonu!
Siyasetin takım oyunu olmadığını kim söyleyebilir?
Oyun kurucunun oyun dışı etmek hamlesinden önce yapılan bu istifanın beklenen sonuçları hasıl etmesi mümkün değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.