Kitabı terk edince!..
Ölçülerimizin kaynağı olan ana hayat yasamız Kur’an-ı Kerim ‘ölülerin kitabı’ olunca, Müslümanlar kitapsız, dolayısıyla ölçüsüz kaldılar. Tam bir ölçüsüz fert, ölçüsüz aile, ölçüsüz toplum, ölçüsüz devlet ve ölçüsüz gruplar haline dönüştük. Ölçülerini kendi nefsine ve aklına göre tespit eden dengesiz bir toplum olduk. Kur’an-ı Kerim’e danışmayan, Resulullah (sav) Efendimiz’in hakemliğine başvurmayan, ölçüsünü kaybetmiş bir toplum nasıl kurtuluşa erer ki? Problemlerini nasıl ve neyle çözer ki?
“Allah, her şeyin ama her şeyin ölçüsünü koydu. (Talak S.3)” Ayeti Kerimesini unutan ve terk eden, dalgın ve şaşkın bir toplum haline geldik. Kitaptan uzaklaşınca, önderlerinin emirlerini, kitaplarını ve rüyalarını ölçü kabul eden, içi ve dışı saf ve aldatılmaya müsait zavallı bir topluma dönüştük.
Kardeşlerimiz, gece ve gündüz çalışarak desteklediği iktidarın birkaç yolsuzluk olayını bahane ederek tam yüz yıldır bu ülkeyi soyan Koçum Sermaye hırsızlarının yanına koşmanın ölçüsünü hangi kitaptan alıyorlar? Dinimize savaş açıp, İslam Nizamını yasaklayarak ülkemizi kitapsızlaştıran maddi ve manevi imkanlarımızı hortumlayanları desteklemenin ölçüsü hangi kitaptan alınıyor?
Yıllarca dünya mazlumlarının yanında yer alan milli siyasetin meclis dışı temsilcileri kardeşlerimiz, Suriye’de asrın en büyük katliamını gerçekleştiren zalim ve hain Yezidi Esad rejimini desteklemenin ölçüsünü nerden ve hangi kitaptan alıyorlar? Zalimleri desteklemekle mazlumların saadeti nasıl gerçekleşecek!? Refahyol hükümetini devirenlerin safında yer almanın ölçüsü hangi kitaptan alınıyor?
Bu kardeşlerimiz Merhum Necmeddin Hocama yapılan yolsuzluk iftiralarını ve mahkumiyet kararlarını ne çabuk unuttular? Bosna Savaşında yapılan yolsuzluk iftiralarını ne çabuk unuttular? 56 il başkanının yolsuzluk iftirasıyla cezaevinde haksız yere yatırıldıklarını ne çabuk unuttular? Yolsuzluk iftiralarının en ağır acısını ve faturasını ödeyen ve milli olduğunu söyleyen lider kadronun, başbakan kardeşlerine yapılan aynı saldırılara katılmaları hiç saadet ismine yakışıyor mu? Dış güçlerin yerli işbirlikçilerle beraber başlattıkları Başbakan’a yolsuzluk iddiaları kampanyasına destek ölçüsünü hangi kitaptan alıyorlar?
Başörtüsü zulmünü kaldıran, insan hak ve hürriyetlerin önünü açan, İmam Hatipleri açıp, çoğaltan ve Harp okullarına kadar Kur’an-ı Kerim ve Siyer derslerini koyan bir iktidarı yıkıp, Osmanlı Cihan Devletini yıktırtan Mason partilerin iktidar yolunu açmanın ölçüsünü hangi kitaptan alıyorlar?
Ülkemizi aşırı repo faizlerinden kurtarmaya çalışan, hava, deniz, kara yollarıyla dev hizmetlere damgasını vuran bir iktidara darbe vurarak ülkemizi tekrar açlığa, sefalete mahkum ettirmenin ve yeni işsizler ordusu oluşturmanın fetvasını hangi kitaptan alıyorlar?
Bütün bu ölçüsüzlükten kaynaklanan dengesizlikleri önlemekle görevli iktidarımız da saldırılar karşısında, tarihi bir seçimin arefesinde aday tespitlerinde ölçüsünü kaybetmiş gözüküyor! Yoğun medya bombardımanı altında sarsılan ve şaşıran halkımızı ve teşkilat tabanını sağlam, güvenilir, ehil ve sadık adaylarla moralize edeceğine, kitabımızın; ehliyet, sadakat ve emanet ölçülerinden uzaklaşmaya maalesef devam ediyor.
Bu iktidardaki kardeşlerim; ilim ve maneviyat diyarı bazı il ve ilçelere, tüm uyarılarımıza rağmen sarhoş, beynamaz, mütekebbir, kişiliksiz, yalancı ve yolsuzlukla şaibeli kişileri aday yapma ölçüsünü hangi kitaptan alıyorlar?
Bizler ise kitabımız Kur’an-ı Kerim’e ve Sünnet-i Seniyye’ye uymayan bu tip adaylara oy verme ölçüsünü hangi kitaptan alacağız!!!
Ciğerlerimin derinliklerinden gelen sesle yakarıyor ve uyarıyorum!
Gelin! Vakit erken iken ve imkânımız varken bu yanlışlıkları salı gününe kadar düzeltelim. Her ölçümüzü kitabımızdan alalım!
Bazı cemaatların, milli muhalefet gruplarının ve iktidarın ölçüsüzleşerek dengesizleşmesi vallahi Gayretullah’a dokunuyor! Bu sonun başlangıcı olur diye korkuyorum. Mevsimlerin değişerek tüm dualara rağmen rahmetin gecikmesi bu belaların işareti değil mi?
Allah’ın yardımı kesip rahmet tokatı attığı; Ashab-ı Kiram’ın Uhud’da, Huneyn’de yaşadığı çilelerden ders almayacak mıyız? Ana hayat yasamız kitabımızın ölçülerini terk ederek nefislerini ölçü yapan bir topluma ilahi rahmet asla gelmeyecektir!
İktidarımıza savaş açan kardeşlerim!
Hucurat suresini okuyarak ahlaki ölçüleri uygulayınız. Gittiğiniz yanlış yoldan dönünüz. İktidara hoşgörü, barış ve kardeşlik elinizi uzatarak o güzel devasa hizmetlerin hezimete dönmesini önleyiniz. Cemel olayında Sahabe-i Kiram Efendilerimizi birbirine düşürüp savaştıran münafıkların bugün de bizi birbirimize düşürmeye çalıştığını unutmayalım!
İktidarımızdaki kardeşlerim!
Size uzatılacak bu barış elini tutunuz. Ülkemizin geleceği için PKK terör örgütüyle bile gerçekleşen barışı, yaptıklarından pişman olmaları şartıyla bu kardeşlerimizle de mutlaka yeniden sağlamalıyız.
Moralsiz ve çok üzgün olan tabanımızı yeniden şaha kaldırmak için aday tespitindeki değiştirilemez ve tartışılamaz ilahi ölçülerine dönünüz. “Allah, size görevleri ehliyetli kişilere vermenizi emrediyor.” “Ey İman edenler! Bildiğiniz halde emanetlere ihanet ederek Allah ve Resulüne hainlik yapmayınız” Ayeti Kerimeleriyle, Kalem suresinin ilk on ayetlerindeki aday tespitiyle ilgili ilahi ölçüleri tekrar okuyup, uygulayınız!
Aksi halde ölçüsüz hesap yapanlar, hüsrana uğrarız diye korkuyorum. Allah korusun.
Başarıyı kendimizden ve rüzgârımızdan sanarsak, Sahabenin yediği Huneyn tokadını tekrar yeriz diye korkuyorum. Allah korusun!
“Bu kitap (Kur’an)’ın bir kısmına inanır bir kısmını inkar ederseniz sizden bunu yapanlara dünya hayatında rezillik ve zillet belası verilecektir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine maruz bırakılır. Ve Allah, yaptığınız şeylerden gâfil değildir.” (Bakara S.85) ilahi ihtarının gereği asırlardır, İslam ümmeti olarak kitaptan uzaklaşınca ölçümüzü kaybettik. Dengesizleştik ve sahipsizleştik! Bu sebepten kurtlara ve çakallara yem olmaya devam ediyoruz.
Haydi yeniden hep beraber kitabımızın tamamını ölçü almaya dönelim ki yüzümüz gülsün. Dünya mazlumları sevinsin. Yeryüzü kafir ve zalimlere dar, Müslümanlara ise diyar olsun.
Yaşayarak biliyorum ki, “Doğru konuşanı dokuz köyden kovarlar”! Yine kovsalar da gerçekleri son nefesimize kadar konuşmaya devam inşallah!
Yeter ki Rabb’imiz Allah (c.c) kovmasın.
Rahmetiyle ve nusretiyle korusun inşallah.