Kabataş saldırısı
Bu ülkede başörtülü kadınların çektiği zulümler sürpriz midir kimseye? Şaşırtır mı kimseyi? Tunus bir, Türkiye iki değil midir Müslüman kadınına reva gördükleriyle bilinen, tanınan? Şaşırtır mı bu kimseyi?
Şalcı Bacı’yı küt götürüp asıvermiş zihniyet Türkiye’ye ait değil midir? Bilmez miyiz bunu? Kadıncağız, beni niye sürüklüyorsunuz, ben “bişey” yapmadım diye yalvarırken yaka paça götüren jandarmaya, “olsun, örneklik olsun, götüreceğiz” mealinden çekiştirenler bu ülkenin evladı değil miydi? Haaaa, çok mu değişti geçen on yıllarda durum? Şule Yüksel Şenler ablayı inim inim inleten, soğuk hapishane köşelerinde hastalıklara gark eden de bu ülkenin insanı değil miydi?
Söyler misiniz?
Neydi onun suçu?
Başını örtüyor olması değil miydi sadece? Ya Emine Şenlikoğlu’nu dava arkasından davada mahkeme kapılarında ömür tükettiren neydi? Tesettürü değil miydi? Yine bu ülkede, değil mi o? Öyle çok uzaklara gitmeyelim. Daha doksanlı yıllarda Ankara, Ulus’ta benim de tanıdığım bir başörtülü kadına, arkasından gelip saldıran, başından başörtüsünü çeken de bu ülkenin insanıydı. Yine aynı yıllarda Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi birincisi olan başörtülü öğrenciye saldıran, başından kepini çekip alan, ağzını kapatıp onu sürükleyen de bu ülkenin bir genç başı açık laik kızı değil miydi? O günlerde hatırlarım laik sunucu ağzından sular aka aka adeta aktarmıştı bu haberi sevince gark olarak.
Başörtülü hem cinsine saldıran laik ve çiçeği burnunda hemşire kız bu saldırıyı Cumhuriyet Üniversitesi rektörünün sadece izni ile değil teşviki ile de yapmamış mıydı, o gün bu ülkede?
Bir başka örnek de o yıllarda atv sunucusu Ali Kırca’nın haberiydi. O da pek memnun olmalıydı ki haberi sevinç tamtamları eşliğinde bildiriyordu. Mezuniyet töreninde yine birincilik ödülünü almak için kürsüye çıkan başörtülü öğrenciyi, bütün direnmelerine rağmen yakalayıp iki yanağından öpen çağdaş erkek dekan, rektör, ne idiyse onun haberiydi bu. Başörtülü kıza bunu reva gören de mutluluktan uçarak haberini aktaran da bu ülkede yetişmemiş miydi? Ne “zevk” alırlardı bu hınçtan, bu davranıştan?
Kimse izah edebilir mi? Yine doksanlarda Karabük’te on altı yaşındaki başörtülü öğrenci Neslihan Dönmez’i, dönemin Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu ile başörtüsü yasağıyla ilgili tartışmaya girdi ve pankart açtı diye iki ay hücre hapsinde tutan da bu ülkenin vatandaşı değil miydi? Ehliyeti verilmeyenler, özel resim dersine alınmayanlar, bilgisayar kullanımı kursuna kayıtları iptal edilenler, hepsi bu ülkenin başörtülü kadınları değil miydi?
Başörtülü kadınlar kadar onlara zulmedenler de bu ülkenin yetiştirdikleri. Yasağı hem de kanırta kanırta uygulayanlar da, kamudaki yasağı “özel” alana taşıyanlar da Miyase hanımın Ulus’ta başörtüsünü çekip hırpalayanlar da bu ülkede!
Şimdi çıkmış utanmadan Zehra Develioğlu’na saldırıyorlar. Yalan mı söylüyormuş (!) Açıklama yapmalıymış (!) Allah’tan korkun! Gören de “içinizdeki” potansiyeli bilmiyorsunuz sanır! Biz sana inanıyoruz Zehra Develioğlu!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.