Süreç devam ediyor
15 Şubat tutmadı, 15 Mart’a bağladılar umutlarını. Mart olmaz ise Nisan sonuna kadar gidecekler. Şimdiden Haziran seçimleri için yola koyuldular. İddiaya göre Haşim Kılıç’a kanca atmaya çalışıyorlar.. Çünkü Abdullah Gül, bu kavgaya girmek istemiyor sanki...
Abdullah Gül’ün benim gönlümdeki yeri İslam İşbirliği Konferansı genel sekreterliği. İİK’yi alıp, örgütü, ekonomik, sosyal, kültürel ve askeri anlamda yeniden yapılandırması ve bu ideallere dönük somut adımlar atılması.. Varolan yapıların aktif hale getirilmesi ve etkinliklerinin artırılması..
Seçimlere şunun şurasında 3 hafta kaldı.. Son hafta sonu zaten seçim. Arada iki hafta sonu var seçim mitingleri için..
Anadolu’yu adım adım dolaşıyorum.. Eskiden bir günde 5 kez, haftada beş gün mahkemeye çıkardım. Şimdi bir günde beş konferans veriyorum bazen. Günde beş kez TV’ye çıktığım oluyor?. Sabah kahvaltısı ile başlıyoruz, büyük salonlarda tıklım tıklım insanlar.. Herkes “Türkiye nereye gidiyor” diye soruyor.. “Kim bu Fethullah Gülen”, “Derin devlet ne oldu?”, “Paralel devlet ne istiyor?” “İsrail bu işin neresinde?”
Son günlerde cemaat denen yapıya mensup insanlar da gelmeye başladı.. Kimi soru soruyor, kimi protesto etmek için ama, kalabalık arasına sıkıştıkları için sessizce salonu terk ediyorlar, Samsun’da olduğu gibi! Tabanlarında çözülme hızlanarak devam ediyor..
Bilinen seçim havası yok. Zaten AK Parti dışında kimseden ses de çıkmıyor. Arabalara binip dolaşıyorlar, Esnaf ziyareti o kadar! Meydanlarda kimse yok. Kapalı salon toplantıları da ruhsuz, heyecansız.. Söyledikleri bir şey de yok.. Yolsuzluk ve kaset iddiaları inandırıcılığı ve ciddiyetini kaybetti.. Hem zaten bu iddiaların sahipleri de her iki konuda da temiz değiller!
Cemaat de yolsuzluktan söz ediyor ama, kendi para trafiği konusunda, “bu değirmenin suyunun nereden geldiği” konusunda inandırıcı bir açıklamaları yok. Şeffaf değiller en azından.. Değirmenin suyunun nereden geldiği de belli değil, gittiği de! Hani demokrasi diyorlar da, katılımcı, çoğulcu, şeffaf filan da değiller. Mason localarındaki gizliliği hatırlatıyor gizlilikleri.. Ezoterik bir yapıları var.. “Tek Adam” tepede mutlak belirleyici! Ona manevi bir misyon yüklüyorlar.. Hoşgörü ve Diyalog bitti!
Meydanlarda Cemaata yönelik inanılmaz bir öfke var.. Evleri ziyaret edeceklermiş, hiç tavsiye etmem.. İnsanlar burnundan soluyor.. CHP başörtüsü, çarşafa benzer siyah kıyafetler sipariş etmiş bir arkadaşın söylediğine göre, Cemaat gibi gösterip kapıları çalıp, gecekondu bölgelerinde, dindar bölgelerde hanımlara AK Parti’ye oy vermeyin çağrısı yapacaklarmış.. Bunlar haddi aşarlarsa, rahatsız edici olurlarsa polise haber verin! Bakarsınız dolandırıcılar da bunu fırsat bilip, çarşaf-başörtüsü ile seçim ziyareti diye kapınıza dayanabilir.. Kimin ne niyetle ne yapacağı belli olmaz! Birileri gözlerini kararttı.. Kasetle ve dosya ile yetinmezler.. Yolsuzluk dosyası olan başkan adayları ile ilgili olarak şantaja girişebilirler.. Başkan adayına “ya bizimle çalışır, seçildikten sonra işaret edeceğimiz partiye katılırsın, ya da ipini çekeriz” diye tehditler gönderebilirler. “Söz dinlemeyen”, onlara göre “iflah olmaz” başkan adaylarının kaset ve dosyaları da kesin aday listesi ilan edildikten sonra servis edilmeye başlanabilir..
Dertleri yolsuzluk değil, AK Parti’ye zarar vermek.. Şantajla bir takım adamları teslim almak ve kendilerine hizmet ettirmek, “Himmet”e bağlamak!..
Bu tür riskli adamları aday yapmayın dedim, ama yaptılar işte. Ah Ankara ah! Milletvekili, parti, aşiret baskısı ile bir takım yanlış adaylar çıkartıldı.. Bu süreci doğru okuyup, AK Parti kendi içinde temizliğe gitmek zorunda.. Şu üç dönem şartından da bu arada asla vazgeçilmemesi gerek.. Mahkeme kadıya mülk değil! Bu ilke kararı doğru ve uygulanmalı.. Erdoğan da bu kararında direnmeli bana kalırsa..
Cemaat’e şunu da hatırlatayım, uyuyan devi uyandırdınız. AK Parti tabanına inanılmaz katılımlar var.. Ne umuyor idi iseniz bu yola girerken onun tam tersi olacak! Korktuğunuz başınıza gelecek.. Kaçtığınızı zannettiğiniz şeye doğru koşuyorsunuz.. AK Parti tabanı inanılmaz bir dayanışma ve hareketlilik içinde..
Seçmenlerin kahir ekseriyeti, bu kirli oyunun Türkiye’yi Suriye ve Mısır’a, Ukrayna’ya benzetmesinden korkuyor..
2013 Temmuzunda CHP, MHP ve AK Parti’den istifa ettirilecekler, kurulacak yeni oluşum ya da seçimlerde CHP ve MHP’yi destekleyerek AK Parti’yi köşeye sıkıştırma planından söz etmişim, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı yalanlamış. Aradan nerede ise 8 ay geçti, ne oldu?
Bunlar şunun farkında değil, bu süreçte Erdoğan ya da AK Parti’nin başına bir iş gelirse, bu millet bu Cemaat denen yapıyı affetmez! Milletin elinden zor bırakırlar yakalarını. Güvendikleri mahfiller de sahip çıkmazlar kendilerine.. Birileri paralel yapı üzerinden ya da kendi adamlarının eliyle Türkiye’de iktisadi, siyasi kriz çıkartmak için elinden geleni yapıyor. Önümüzdeki günlerde birileri seçim sürecini sabote etmek için teröre başvurabilir. Nokta hedeflere saldırabilirler.. Herkesin dikkatli olması gerek..
Hele okullar tatil olsun, çocuklar yurtların, dersanelerin okulların dört duvarı arasından kurtulup, propaganda baskısından bir kurtulsunlar, bakın daha neler olacak!
Selam ve dua ile..
NOT: Bugün 14.00’de CNR’da, İnkılab Yayınevi standında, Coğrafi Keşiflerin İçyüzü kitabımı imzalayacağım inşallah.. 11.00-13.00’da İstanbul’da Hukukçular Derneği’nde “Derin devlet”i konuşacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.