Seçime kaç gün kaldı?
Tik tak, tik tak.. Zaman ilerliyor.. Ya da seçim tarihi için geri saymaya devam ediyoruz.. Sıcak günler yaşıyoruz. Çevremiz ile de ilgilenemez hale geldik. Kırım’da ilginç gelişmeler yaşanıyor. Kırım Ukrayna’dan ayrıldı, Rusya’yla birleşecek.. Kırım’da Rus nüfus % 60 dolayında.. Ukrayna’daki belirsizlik sürüyor..
Bu arada Suriye’deki zulüm yönetiminin katliamı 4. yılına giriyor.. İran’ın politikasından görünen bir değişiklik yok. Irak da karışmaya başladı..
Suriye’de böbrek avcıları da iş peşinde.. yüzlerce cephe kuruldu. Kimin eli kimin cebinde belli değil.. Hepsi sureti haktan gözükerek “daha fazla kan” için elinden geleni arkasına koymuyor.. Ve bir sürü ajan kol geziyor Şam topraklarında..
Suriye’de benim safım belli. İhvanı Müslimin’in durduğu yerde duruyorum.. Bu çerçevede bir mazlum direniş hareketi olarak da Özgür Suriye Ordusu’nu ve buna paralel yapıları destekliyorum.. Yani ben Müslümanlardanım ve Biladı Şam halkının iradesine de saygı duyuyorum..
Çanakkale savaşının bu sene resmi törenlerle kutlanması sözkonusu olmayacak sanırım. Anzak ayinleri de yapılmayacak belki ama, İstanbul’da Çanakkale savaşı ile ilgili 18 Mart’ta ilginç bir şükran günü kutlaması olacak, Meclisi Mebusan caddesinde, Güzel Sanatlar Akademisi’nin önünde..
Biliyorsunuz, Güzel Sanatlar Akademisi Misak-ı Milli’nin kabul edildiği Osmanlı Meclisi Mebusan binası. Nasıl oldu da o bina akademi oldu bilmiyorum. Şimdi gençler o binanın “Misak-ı Milli Müzesi” olmasını istiyorlar.. O gün orada Çanakkale’ye gelerek şehid olan Evladı-ı Fatihan, Filistinli, Yemenli, Mısırlı, Faslı, Tunuslu, Cezayirli Asyalı, Afrikalı Müslümanlar için bir basın açıklaması yapacaklar..
Seçimlere yaklaşık 2 hafta kaldı.. Son bir hafta sonu zaten seçim yasakları ve seçim var.. Şunun şurasında bir hafta kaldı..
Birileri ellerinden gelse Türkiye’yi Suriye’ye, Mısır’a, Ukrayna’ya çevirmek için köşede bekliyor. CNN’nin, BBC’nin canlı yayın arabaları hazır, “bir şeyler olsa da dünyaya duyursak” diye.. Birileri yangına körükle gitmek için, ellerinde körük bekliyorlar..
Birileri bu süreçte Müslümanları siyasetten uzak tutmak için “oy kullanmama”ya çağırıyor.. Bunu şirk, küfür olarak takdim ediyorlar.. Oy kullanmamak, en kötü tercihe oy vermektir, aslında..
Oy vermek vekalet vermektir.. Velayet değil.. Çin’e mal ihraç etseniz, orada hakkınızı hangi yasa ve hangi yargıda, hangi avukatla savunacaksınız? En iyi ve etkili olan avukatı seçmek istersiniz.. “Def-i mazarrat, celbi menafiden evladır”. Oy vermeyin CHP gelsin, o daha iyi öyle mi?.. En iyisi hangisi ise o, iyisi yoksa, kötüler arasında en az kötü olanı. Zaten siz bir şey alırken de öyle davranmıyor musunuz?
Neyse birileri taaa 1960’lardan beri, Müslümanları siyaset dışı tutmak için az çalışmadı. “Siyasal İslam” diye bir şey uydurdular.. Birileri de buna fıkhi kılıf buluyor kendine göre..
Seçimlere az kaldı ama, süreç devam edecek. Önce Ermeni meselesi, ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri.. Ermeni meselesi nisanda biliyorsunuz.. Mayıs, haziran Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve rejim tartışmaları ile geçecek.. Ama bu yerel seçimler, süreç içinde bir yerel seçimden çok daha fazla bir anlam taşıyor. Sanki bir referandum gibi gözüküyor bu seçimler..
Cemaatin hükümete ve MİT’e karşı tavrı toplumun çok farklı kesimlerinde büyük tepkiye sebeb oldu. O sebeble de AK Parti beklenenden çok daha fazla oy alacak..
Paralel yapı, dosya ve kasetleri son iki haftaya erteleyerek aslında maksadının üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğu anlaşıldı, onun için de o kaset ve dosyaların toplumda ciddi bir etki yapacağını sanmıyorum. En azından inanılırlığını ve ciddiyetini kaybetti bu iddialar..
Bu işin arkasında kimler olduğu anlaşıldı. Bu krizin topluma maliyetini toplum gördü.. Ukrayna’da yaşananlar da ciddi anlamda Türkiye’de halkı etkiledi.. “Türkiye Suriye olmasın, Ukrayna olmasın” diye birileri göreceksiniz iktidara destek verecek. Çünki birileri Türkiye’yi Suriye’ye benzetmek istiyor.. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi “Türkiye Suriye olmayacak.”
CHP bu süreçte çok kötü gidiyor. Sarıgül tutmadı.. Bundan sonra da yapacak bir şeyleri yok.. Cemaat kendi tabanını bile tutamıyor ki, başkalarını etkilesin.. Seçim günü birileri CHP’ye oy verirken elleri titreyecek..
CHP kazdığı kuyuya düşecek, öyle anlaşılıyor.. Kılıçdaroğlu’nu seçim sonrası hiç de hoşuna gitmeyecek bir siyasi ortam bekliyor.. Uluslararası sistem CHP’yi de yeniden dizayn edecek.. Değirmenine sırtlarında su taşıdıkları sistem, o değirmende kendilerini de öğütecek. Bu işler böyledir. Bu dünya “etme-bulma dünyası”dır..
Hele şu seçim bir geçsin ve paralel devlet davası açılsın, gerçek o zaman daha iyi anlaşılacak.. Batılılar yenilecek ata oynamazlar. Vefa-dostluk-merhamet gibi duyguları da yoktur. Çıkarları sözkonusu olduğunda ilkelerinin nasıl helvadan bir puta dönüştüğünü Mısır’da, Sisi – Baradey örneğinde gördük..
Seçimlere çok az bir zaman kaldı.. Bu hafta sonu, bir sonraki hafta sonu ve final..
Görelim mevlam neyler /
Neylerse güzel eyler..
Hak şerleri hayreylerdi değil mi, bize hayır gibi gelende şer olabileceği gibi, şer gibi gelen şeylerde de Allah hayır murat etmiş olabilir. ABD, İsrail, Vatikan ve onların yerli işbirlikçileri istemese de!
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.