Çanakkale Ruhu
18 Mart Çanakkale zaferinin 99.yıldönümü ve şehitler haftası görkemli törenlerle kutlanmaktadır. Bu vesileyle kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle yad ediyoruz. Bir asır önce ecdadımızın kanlarıyla, canlarıyla ve çok büyük fedakârlıklarla kazandıkları bu zafer bir destandır. Dünyada eşi emsali görülmemiş bu ÇANAKKALE DESTANINI iyi okumalı ve o ruhu özümsemeliyiz.
Hz.Adem’den beri hak-batıl mücadelesi sürmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.): “Cihat kıyamet gününe kadar devam edecektir.” Buyurmuştur. Bu mücadele çeşitli şekillerde ve farklı sonuçlarda cereyan etse de, EN SONUNDA HAK GALİP GELMİŞTİR.
Üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyası, doğu ile batı arasında bir köprü gibi, ya da mihenk taşı gibi dünyanın en stratejik noktasında bulunduğundan, dost-düşman bütün insanların gözü bizim üzerimizdedir. Ayrıca yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle, havasıyla, iklimiyle, hülasa tüm güzellikleriyle iştahları kabartan cennet gibi bir vatan üzerinde yaşıyoruz.
Elbette ki, her nimetin bir külfeti, bu bahtiyarlığın bir bedeli olacaktır. Nimetin değerini bilenler ona sahip çıkar ve gözü gibi korurlar. Nitekim kahraman ecdadımız canlarından aziz bildikleri bu vatan uğrunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardır. Şüheda diyarı cennet vatanımızın her karış toprağı şehit kanıyla sulanmıştır. Malazgirt’te, Çanakkale’de, Dumlupınar’da ve diğer bütün cephelerde tüm etnik guruplar kardeşçe, omuz omuza savaşmışlardır.
Merhum Mehmet Akif’in Çanakkale savaşlarıyla ilgili:
Şühedâ gövdesi bir baksana dağlar, taşlar
O rukû olmasa dünyada eğilmez başlar
Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilâl uğruna ya Rab! Ne güneşler batıyor.
Dediği gibi, nice Mehmetçik Allah Allah sedalarıyla mukaddesat uğrunda, seve seve şehadet şerbetini içmişlerdir.
Sahih hadis’i-şeriflerle sabittir ki; ŞEHÂDET rütbesine erişenler, ruhunu teslim ederken, Cennet’i-âlâdaki makamını gördükleri için, büyük bir zevkle tekrar, tekrar şehit olmayı dileyerek Mevlâsına kavuşurlar.
Bir şehit, hane halkından 70 kişiye şefaat edecektir. Kıyamet günü cennet ehli cennete gireceği zaman, nebilerden sonra ilk girecek 3 guruptan birisi şehitlerdir.
Din, vatan, namus, mukaddesat ve tüm sevdiklerimiz uğrunda fedakârlık isterler. İcabında serden geçip ölümü dahî göze alarak azimle ve cesaretle bunları korumalıyız. Bedeli ne olursa olsun, hangi engel ve tehlike önümüze çıkarsa çıksın gözümüzü kırpmadan ve çekinmeden yolumuza devam etmeliyiz. Hak adamı, dava sahipleri böyle kararlı olur. Davası, sevdası olmayan eyyamcı kişiler kupkuru ot gibi savrulur giderler.
İnsanlığa yön veren, ışık tutan liderler başta peygamberler olmak üzere bütün mürşidler, hükümdarlar, çığır açan komutanlar hayatlarını hiçe sayarak, ölümü göze alarak kahramanca savaşmışlardır. İsimleri altın harflerle yazılmış bu liderler kıyamete kadar unutulmazlar.
Osmanlının küllerinden doğup, büyüyüp gelişen Türkiye Cumhuriyeti; yıllardır nice çelmelemeler, darbeler ve engellemelerden sonra birlik kardeşlik ve özgürlük içinde huzur ve istikrarı yakalamış, ekonomisini düze çıkarmış, savunma sanayiini kurmuş dünyada söz sahibi güçlü ülke olmuşken, bugünlerde bunu hazmedemeyen düşmanların sinsî saldırısına uğramıştır.
Çanakkale’de, kurtuluş savaşında dünyanın büyük devletleri saldırmış ve ecdadımız yedi düvele nasıl karşı koymuşsa, aynen bugün de Osmanlı evlatları vatansever tüm kardeşlerimiz ÇANAKKALE RUHU İLE bugünkü dahilî ve haricî saldırılara karşı koyacaklardır. Bilinmelidir ki, bugün de aynen bir asır öncesi gibi istiklalimiz, istikbalimiz ve istikrarımız söz konusudur. Mesele seçimden öte, huzur ve istikrarımıza kastedenlere karşı kurtuluş savaşıdır. Arif olanlar elbette bunu iyi anlarlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.