“Zalimler İftira Attıkça Büyüyen Başbakan” başlığı yanlış. Zalimlerin asli işi, “kin, öfke ve iftira” atmaktır zaten.

İstanbul başta olmak üzere Başbakan Erdoğan’ın miting yaptığı alanları; gözünü ve aklını kiraya vermemiş aklıselim sahibi her “insan evladı” görmüştür.

Pazar günü İstanbul bir destan yazdı. Sütüne haram, lokmasına hile bulaşmamış herkes meydanın mesajını anladı.

Şimdi yine iftiraların devam edeceğine dair bilgiler ve haberler, malum çevrelerce yayılmaya devam ediyor.

………………

Meydanları dolduran bu insanları, bu sevgi selini, bu güveni yok edeceğine inananların gücü ne olursa olsun, memleketimizin gerçek sahibi milletimiz inanmayacaktır.

Bir kere Başbakan Erdoğan veya diğer bakanlara, devlet adamlarımıza iftira atanların kimlik kişiliklerine bakalım.

Kim bu insanlar? Bugüne kadar ülkenin hangi taşını kaldırıp, hangi çöpünü yerine koymuşlar. Hangi yarasına merhem olmuşlar.

Vatan, millet, din, diyanet ve milletimizi millet yapan insani ve İslami değerlere, “menfaatsiz” sahip çıkmışlar mı ki, bugün her hücresine kadar iman dolu koca bir millete, Başbakan Erdoğan üzerinden kafa tutuyorlar.

…………………

Başbakan Erdoğan ve arkasındaki büyük millet, “amentüsü sağlam” bir millettir. Amentünün gereklerinden birisi de “Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine” iman etmektir.

Nice şer zannettiğimiz şeylerden hayırlar meydana geldi. Nice hayır zannettiğimiz şeylerden şerler çıktı.

Bugüne kadar benim de inanarak yazdığım ve konuştuğum hayırlardan şerler çıktığını gördüm. Şer zannettiklerimden de hayırlar çıktı hamdolsun.

……………….

Eğer insanlık tarihi boyunca, zalimlerden bir teki bile zafer elde etmiş olsaydı ve zafer kazanmış olarak ölseydi, bu zalimlerin de zafer kazanacağını söyleyebilirdik.

Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı vardır. Bu millet, 90 yıl içerisinde nice zalimlikler gördü.

Hepsinin altından sabırla ve imanla çıkmayı başardı. Üstünde yorganı, altında yatağı olmayan, açlıktan ağaç kabuğu, ayrık otu yiyen bir milletten bugünlere gelindi.

Elinden Kur’an’ı alındı, dilinden dini alındı, camisi ahır yapıldı, tarlasından buğdayı, ambarından arpası çuvallandı, tiril tiril gömleklerle sıfırın altında savaşa yollandı.

Her eza ve cefaya katlandı ve sonuçta bir avuç da olsa, bugünkü sınırlarında memleketini korudu ve istiklâlini kurdu, korudu, kolladı. Bugün görülen odur ki, zalimlerin; “rengi, dili, dini, hissi, gücü, aklı, dimağı, mantığı, düşüncesi” acayip bir şekilde harmanlanmış ve nasıl bir karışım yapılarak meydana geldiği anlaşılmayan bir şekilde, milletimizin ve milletin iktidarının karşısında her türlü entrikaya devam ediyor.

Sözü özü; Tayyip Erdoğan veya hükümet ya da devlet memurları aleyhinde kim ve hangi çevreler, hangi bilgi ve belgeyi ortaya çıkarırsa çıkarsınlar, “Amentüsü sağlam Müslüman” halkımız inanmayacaktır.

“Allah bilen, gören işitendir.”