Yeni nesil “reis”ler geliyor mu?
Türkiye belediyecilikte geç kaldı. Çünkü demokrasi belediyelere geç geldi. DP devrinde dahi halk tarafından başkan seçilmiyor, belediye meclisi seçiliyor, içinden başkan çıkarılıyordu. Bu yüzden 1960’lara kadar valiler belediye başkanlığını da üstlenmişti. 1963’te seçimli belediyeciliğe geçildiğinde şehirlerdeki kırk yılda oluşturulmuş CHP ağırlığı yeniliğe geçit vermedi. Şehirlerde 1990’lı yıllara kadar CHP ağırlığı hissedildi.
1960’ların 70’lerin belediyecilerinden hatırda kalanları geçit yapan Haşim İşcan (Geçit Haşim), asfalt döken Osman Kibar (Asfalt Osman)!
Bunlar başarılılar. Ya başarısızlar? CHP’nin Ankara’da iki “reis”inden biri “Çukur” lakabıyla anılır, diğeri “Göbek”!
Ali Dinçer, metro yapmak iddiasıyla çukurlar açmıştı! Vedat Dalokay ise, ulaşım meselesini göbek yaparak çözmek iddiasındaydı!
“Reis” kelimesi artık çok fazla kullanılmıyor. “Başkan” onun yerini aldı. İki istisna var, biri denizcilikte hâlâ reis var. Geminin, teknenin, takanın “başkan”ı olmaz! Bir de belediyelerde!
Bugün “reis” lafı geçtiğinde belediye başkanları hatırlanır.
Eski reisler, eski çözümler ile tarihe intikal etti... Onların devri bu tür çalışmaları gerektiriyordu.
Eğer şehirlerimizin 1950 ve sonrası resimlerine bakarsanız, şehirlerdeki değişimi ayan beyan görürsünüz.
1950’ye kadar şehirlerimize neredeyse el değmemiş gibidir. Şehir merkezlerine yapılanlar sınırlıdır. İlle de bir şey yapılmışsa, bu muhtemelen halkevi binasıdır! 1950’den sonra yapılanlar ise, bir taraftan yıkım, diğer taraftan yeni yollar, binalar. Eskiyi koruma konusunda hassasiyet son döneme mahsus. O zaman yıkmak kolaydı. Yıkar yol açardınız! Üç katlı, üç asırlık sanat eseri binayı yıkar, on katlı beton bina dikerdiniz. Bu alkışla karşılanırdı. Bugün bu mümkün değil.
Gerçek anlamda 1960’dan sonra başlayan belediyecilik öncelikli alanlara, görünür işlere yöneldi, yol, su, elektrik, kanalizasyon faaliyetleri esastı. 80’lerden sonra altyapı önem kazandı. 1990’larda ulaştırma alanına yatırım arttı. Bir hayli şehrimiz hafif raylı sistemlerle, metro ile tanıştı. Alt üst geçitler, kaliteli yollar bu dönemin işi.
Belediye hizmetleri geliştikçe, altyapı hizmetleri, ulaştırma vs.den öteye geçmek gerekti. Sosyal belediyecilik böylece keşfedildi.
Bu dönemin başarılı reisleri var elbette. Bunlardan bazıları hâlâ aday... Seçilirler mi, seçilirlerse bundan sonra ne yaparlar? Bunu bilemiyoruz!
Artık yeni nesil belediye reislerine ihtiyacımız var. Belediyeleri sosyal belediyecilikten kültürel, medeni belediyeciliğe taşıyacak isimler bekleniyor. Muhtemelen bu seçimlerde böyle reisler de sahne alacak.
Belediye başkanları artık yolla, asfaltla, altyapı ile, temizlik işleri ile övünmemeli. Bunlar elde bir. Bunu yapmayan kuruma belediye denemez.
Önümüzdeki devir, insana, insanın kafasına, gönlüne yönelen belediyecilerin dönemi olacak. İnsanın fiziğine yapılan yatırımlardan sonra ruhuna yönelik faaliyetler ağırlık kazanacak.
Eski reislerin varabildiği nokta, altyapıdan sosyal belediyeciliğe ve lunapark belediyeciliğine ulaşmak.
Futbol klüpcülüğü, sirkçilik, meşhur pop müzikçilerine büyük paralarla “konser” verdirmek, festivaller, alışveriş günleri yapmak...
Belediyeler ülkenin, şehrin kültürünü, bu kültürün yoğurduğu insanı esas almalı. Bugüne kadar şehir yapıldı, şimdi insanın imarının zamanı. Artık insanın ayağına, gövdesine değil kafasına, gönlüne yönelmeli. Şehirlerimiz kültürümüzün, medeniyetimizin tecessüm ettiği yerler olmalı.
İnsana yönelmenin, onun şehirli kimliğini güçlendirmenin vakti geldi! Aksi takdirde büyük şehirler büyük köyler olarak kalmaya mahkûmdur. Şehirlerimiz kendisine katılanları şehirli yapmak gücünü yitirdi. En başta belediye başkanları bu nitelikleri taşımalı. Bir şehrin reisi, o şehri gerçekten temsil etmeli.
Bakalım bu seçim bizi yeni nesil reislere kavuşturacak mı?
Yeni Akit’in vakti!
Yeni Akit, devamı olduğu Vakit’le birlikte basın tarihimizde çok farklı ve kendine mahsus bir anlayışı temsil ediyor. Bu gazete ne bir sermaye gazetesi ne de parti organı. Bu yüzden Hakk’a ve hakikate bağlılıktan başka ölçü tanımaz. Hiçbir gücün karşısında eğilmez. Yirmi yıl içinde nelerle karşı karşıya kaldık, Vakit ve Yeni Akit bu bağlılığını elhamdülillah her defasında teyid etti. Bugün de aynı kararlılıkla milletimize ve memleketimize hizmet ediyor. Türkiye’de hiçbir gazete Akit gibi sınanmadı. Bütün sınamalardan alnının akıyla çıktı, bundan sonra da istikamet üzre yoluna devam edeceğinden zerrece şüphe olmayan Akit’in yönetimine, emekçilerine ve vefakâr okuyucularına selâm olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.