Vicdan kanıyorsa...
İçimden geçiyordu: Acaba bu işe Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet özhaseki ne der?
Onun vicdanına güvenirim. Sorayım diye düşünüyordum, Yavuz Donat, tereyağından kıl çeker gibi bir mülakatla gereken cevapları almış. Ne derler: O benden çok yaşayacak.
İşte Yavuz Donat'ın özhaseki'ye soruları ve aldığı cevaplar:
“- Kayseri'de bir arsa aldık... Belediyeye başvurup, imar durumunu değiştirmek istiyoruz, mümkün mü?
- Planda arsa ne olarak görünüyor?
- Konut alanı.
- Benden ne istiyorsunuz?
- Ticaret alanı olsun.
-Şahıs lehine imar planı değişikliği yapılamaz.
- Köylünün tarlasını aldık... Belediye oraya inşaat izni versin.
-Köylü Ahmet ağanın sırtından kimse rant sağlayamaz... Mülk el değiştirdikten sonra imarıyla oynanamaz.
- Yapılıverse ne olur?
-Mülkiye Müfettişi gelir... İlk sorduğu soru böyle işler... Mahkeme de adamın canını acıtır... Yani kaçış yok.
- Kayseri'de bir arsa aldık... İmar durumu ile oynamanın hiç mi bir formülü yok?
- Eğer istediğiniz değişiklik kamu vicdanını kanatmayacak ise bir formül bulunabilir.
- Mesela?
-Diyelim ki arsa, konut alanı... Siz okul açmak istiyorsunuz... Ya da hastane yapmak... Bunlar kamu vicdanını kanatmaz... Belediye Meclisi bu değişikliğe sıcak bakabilir.
- Kayseri'de ucuza arsa aldık... Siz imarını biraz değiştirirseniz, büyük rant sağlayacağız... Bunun için ne yapılabilir?.. Formülü var mı?
- Arsa ne arsası?.. Siz ne istiyorsunuz?
- Arsa tarlaydı... Veya konut alanı... İş merkezi yapmak istiyoruz.
- Arada büyük rant var.
- Doğru.
-Formül "şartlı bağış" formülü.
- Şartlı bağış nedir?
1. Plan değişikliği ile oluşacak olan rantı, belediyeye bağışlayacaksınız.
2. Her şey açıkta olacak, bütün Kayseri bunu bilecek.
3. Eğer Belediye Meclisi de bunu Belediyenin ve Kayseri'nin menfaatine görürse, plan değişebilir.
- Devreye önemli bir siyasetçi girerse... Bağışsız falan bir şey yapılabilir mi?
- Yapılamaz.
- Neden?
- Kayseri'nin vicdanı kanar... Yanlış iş yapan Kayseri'de sokağa çıkamaz... Kayseri'de bu çeşit işler olmaz.” (Sabah, 20 ağustos 2008)
Evet, bu mülakatta anahtar söz “Kayserilinin vicdanı kanar!” ifadesi...
Mülakatın hiçbir yerinde “Dişli” vs yok. Ama mesaj açık:
-Toplumun vicdanını kanatan bir işte rol almayacaksın.
Açık söylüyorum:
Dişli olayında Başbakan Erdoğan'ın bu kadar suskun kalması hoş değil.
Açık söylüyorum:
Dişli olayında AK Parti Grup Başkan vekili Bekir Bozdağ'ın yan yana görüntü vermesi hoş değil.
AK Parti olayı sahiplenmiş durumda. Bekir Bozdağ, herhalde Dişli'nin yanında tüm parti grubu olarak duruyordu, daha ötede Başbakan'ın onayı ile.
Mi?
Bundan sonrası, herhalde “Kanayan vicdanlar”ı tatmin etmekle alakalı.
İş ne İstanbul sınırlarında kalacak bir iş, ne Konya, ne Kayseri sınırlarında...
İş, Türkiye'de vicdanlarda derin bir hareketlenme oluşturuyor.
Aslında AK Partili Belediye yöneticileri Genel merkezi uyarmalı bu konuda, çünkü hadise, tüm belediye hizmetlerini gölgeleme istidadı taşıyor.
Bu arada, sayın Dişli'ye seslenmek istiyorum:
Yani sayın Dişli, siz, akıllı bir insansınız, siyasetçisiniz, siz, “millet vicdanındaki kanama”nın farkında değil misiniz? Bu işin, hem partiniz için, hem lideriniz için bir bedele dönüştüğünü görmüyor musunuz? Kamu oyunun ikna olmadığını anlamıyor musunuz? Türkiye'de “Kitabına uydurmak” sözünün, konunun yasal olduğunu anlatmaktan daha çok, yasal olmayan bir işe kılıf bulmak demek olduğunu bilmiyor musunuz?
Bir de Sayın Başbakan'a:
Lütfen çıkın ve “Babam olsa yolsuzluğa göz yummam” diyerek, açık tavrınızı koyun. CHP'nin açıklamaları haklı ise, “Böyle bir yolsuzluğu ortaya çıkardıkları için” onlara da teşekkür edin, asla yıpranmazsınız, güç kazanırsınız.
Son söz: Vicdan kanaması hâlâ sandık değeri taşıyor, bilesiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.