Kime Sorsak Nifaktan Yana Değil
Kime sorsak; “Ben nifaktan yana değilim ve nifak Müslümana yakışmaz, günahtır, haramdır” diyor.
Peki, o zaman kum gibi kaynayan bu nifakları kim çıkarıyor ve inanıyor?
Mesela ilahiyat tahsili yapmış ve doçentliğe yükselmiş ama aklı kirada olan bir şahıs, önüne gelene keramet cinsinden diyor ki;
-“Başbakan namaz kılmıyormuş, içki de içiyormuş.”
Allah!... Allah!... Bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür? Bu nasıl bir iman etmektir?
Bunun adı, bal gibi Müslümanların içerisine nifak sokmak değil midir? Yerli Lawrens’likten başka nedir?
¥
Şimdi de bir mümine hanımın duasından söz edeyim.
Bahriye hanım teyze, 75 yaşında ve dünya tatlısı bir oğlu ve geliniyle birlikte oturuyor.
Boşa ömür tüketecek bir Müslüman hanım olmadığı ve dedikodulardan, nifaklardan uzak yaşamak istediği için kendisine güzel bir uğraş bulmuş.
İstanbul’un değişik yerlerindeki kız Kur’an kurslarına maddi destek sağlamak için çevresindeki maharetli hanımlara mantı ve erişte yaparak satıyorlar ve destek veriyorlar.
Küçük bir yardım diye başlanan iş, şimdi büyümüş ve satmak için mantı yetiştiremez olmuşlar. Haftada bir gün yapılan mantı, her gün yapılmaya başlanmış.
Neyse esas söyleyeceğim bunlar değil. Bahriye teyzemiz beş vakit namazında zaten Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan’a duasını eksik etmez, tanıdıklarından da dua istermiş.
Bahriye teyzemiz seçimlere birkaç gün kala geceleri uyumaz olmuş ve sürekli dua halindeymiş.
-“Neden uyumuyorsun” diye soran gelini ve oğluna da şöyle diyormuş.
-“Yavrularım ben uyurken Tayyib Bey’e bir şey olursa, yarın huzuru mahşerde ben ne derim. Ona bir şey olacak diye korkuyor ve duaya devam ediyorum.”
¥
Seçime bir gün kala yani Cumartesi günü de arkadaşlarıyla küçük bir grup oluşturup, sabah namazında Yuşa tepesinde dua etmek istemişler.
Namaz vaktinden önce tepeye çıktıklarında bir de ne görsünler, meydan insandan geçilmiyormuş. Meğer onlar gibi nice Müslümanlar dua için Yuşa tepesine çıkmışlar.
Namazdan sonra toplu ve ayrı ayrı dualar edildikten sonra herkes evine dönmüş. Kendisiyle seçimden sonra karşılaştığımda hala duaya devam ediyordu.
¥
Bahriye hanım teyze, R. Tayyip Erdoğan’ı televizyon ve gazetelerden başka hiçbir yerde görmemiş. Bir tanışıklığı, bir akrabalığı yok. Hele hele hiçbir menfaati yok.
Bahriye teyzenin Tayyip Bey ile tek ortak yönü, Müslüman olması ve memlekete sahip çıkması, dinin ve diyanetin korkusuzca yaşanması.
Yoksa teyzemizin evi, barkı, yiyeceği, içeceği var. Yani geçim derdi yok. Kelime-i Şehadetle ruhunu teslim etmekten başka bir sancısı yok.
İşte size nifaktan yana ve kardeşlikten yana olan iki Müslüman insan tipolojisi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.