Devletlerin kalkanı

Devletlerin kalkanı

Amerikan füze savunma sisteminin Polonya topraklarına yerleştirilmesi için, iki ülke arasındaki anlaşma önceki gün, biraz da aceleye getirilerek imzalandı.

Bu sistem fiilen ABD'yi uzun menzilli füzelerden korumayı amaçlıyor. Polonya'nın 180 km ötesinde Rusya toprakları uzanıyor. Her ne kadar anlaşmayı imzalayan ABD Dışişleri Bakanı Rice, bu sistemin "haydut ülkeler" olarak nitelediği Kuzey Kore ve İran gibi ülkelerin füzelerine karşı savunma amacı taşıdığını söylese de, hedefte sadece Rusya duruyor. çünkü İran ve Kuzey Kore füzelerini engellemek için Polonya doğru adres değil. ABD'nin Polonya topraklarına yerleştirdiği on adet "yolkesen" (interceptor) füzesinin hedefi Rusya'dan gelecek füzeleri Polonya toprakları üzerinde düşürmek.

Anlaşmanın bu kadar aceleye getirilerek imzalanmasının tek sebebi ise Rusya'nın Gürcistan operasyonu. Gürcistan'ın işgali Rusya'nın bir güç gösterisi idi. Karşılıklı restleşme devam ediyor. ABD-Polonya anlaşmasının açıklandığı gün Rusya, Abhazya ve Osetya'nın bağımsızlığını tanıyacağını ilan ediyor.

Yeni bir dünyanın kurulmakta olduğunun işaretleri bunlar. Son teknoloji ürünü füze savunma kalkanından en arkaik biçimde mikro milliyetçiliklerin kışkırtılmasına kadar uzanan farklı etkenlerin seferber edildiği bir "büyük oyun" oynanıyor. Bize düşen pay ise büyük: Bu oyun hemen yanı başımızda, belki de sınırlarımız içinde sürüyor.

"Soğuk Savaş"ın geri geldiği rivayetinde gerçek payı var. ABD ve Rusya arasında sıcak silahlı çatışmaya dökülmeyen gergin bir rekabetin iki ülkeye de faydası var. Soğuk Savaş, Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra sona erdiğinde Sovyetler Birliği tuzla buz olmuştu. Ama aynı şekilde Amerika da en değerli sermayesini, yani düşmanını kaybetmiş, o da zarara uğramıştı. Bu zararı, ulus devletler çağında devletlerin sahip oldukları gücü dikkate alarak hesaplamak gerekiyor. ABD'nin bugün de bir düşman olarak Rusya'ya ihtiyacı var. Rusya ise bu rolü güle oynaya yerine getirmeye hazır. ABD ile kutuplaşmak Rusya'yı eski imparatorluk günlerine döndürecek bir fırsat demek.

Soğuk Savaş sona erdikten sonra devletler, uluslararası ilişkilerin yegane baskın aktörü olmaktan çıkmıştı. ABD açısından bu güç kaybı, silah ve enerji sektörlerinde devlet şemsiyesi altında iş gören şirketlerin de zarara uğraması demekti. ABD, gelecekte de güçlü kalma hesaplarını enerji sektörü üzerine inşa edince, bu sektörler, dolayısıyla devlet yeniden eski parlak günlerine dönmeye başladı. ABD Rusya'yı bir imparatorluk olmaya, bir imparatorluk gibi davranmaya zorluyor. Astronomik düzeyde seyreden petrol fiyatları Rus ekonomisini düzeltirken, kontrol edilemez tek rakip olan çin'in büyümesini yavaşlatıyor. Böylece ABD hem ihtiyaç duyduğu düşmanı kendi elleriyle beslemiş, hem de ezmeye çalıştığı düşmanı yani çin'i frenlemiş oluyor.

Enerji yolları ve enerji kaynakları üzerinde yürütülen yeni Soğuk Savaş'ın eskisi gibi keskin bir ideolojisi yok. Ama soğuk savaşlar ideolojiler olmadan yürütülemez. Rus otokrasisinin tarihinden devşireceği imparatorluk ideolojisi, bugünün ulus-devletler düzeninden yeni bir sentez çıkartacak. Rusya'nın kendi siyasî sistemi ile çeliştiği görünen "ulusların kendi kaderini tayin hakkı"nı savunması, bu yeni ideolojinin ipuçlarını veriyor. Bu yeni ideoloji mikro-milliyetçilikler üzerinde yükseliyor.

Mikro-milliyetçiliğin veya etnik milliyetçiliğin yol açtığı problemlerin enerji hatları veya kaynakları üzerindeki rekabete ideolojik bir kılıf uydurarak uluslararası gelişmeleri belirleyeceği yeni bir rekabet düzeni ortaya çıkıyor.

ABD'nin Polonya topraklarına yerleştirdiği füze kalkanı sistemi, aslında ABD'yi Rusya'dan gelecek füzelere karşı korumuyor. Doğrudan Amerikan devletini hem kendi ülkesinde hem de dışarıda rakiplerine karşı daha güçlü hale getiriyor. Devletler, uluslararası aktörler olarak Soğuk Savaş yıllarındaki gibi eski parlak günlerine geri dönüyorlar. Türkiye'nin payına ise hem enerji yolu hem de mikro milliyetçiliklerin savaş alanı olma rolü düşüyor.

Bu rekabet düzenine elverişli bir devlet cihazına ihtiyacımız var.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi