Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Esat’ın aşkından eriyenler!

Esat’ın aşkından eriyenler!

Mısırlı bir Kıpti papaz, Müslüman Kardeşleri tenkil eden ve kırıma uğratan Sisi’nin aşkından eridiğini söylemiştir. Ne rastlantı içimizde birileri de Ermeni aşkından eriyor. Bu arada laf aramızda Batılılar da Esat aşkından eriyorlar. Bunun kendisine göre nedenleri var. Blair utanmasa gidip Esat’a biat edecek! Neden olmasın? Onlar adına ileri cepheyi tutuyor ve koruyor! İsrail’in sonunu getirecek dalgaya karşı dalgakıran vazifesi görüyor! Hem de mukavemet bayrağı altında! Nasrullah da, Nasır ve Saddam gibi Kudüs’ün yolunun bir Arap başkentini işgalden geçtiğini düşünüyor. Nasrullah ve Şii milislerine göre Kudüs’ün yolu Şam’dan geçiyor! Veya Sünnilerin eline düşmesi tehlikesi karşısında Seyyideti Zeynep’in kurtarılması öncelik arz ediyor. Sanki Seyyidetü Zeynep daha önce başkalarının elindeydi! Bir defasında İran’ın Dürzileri ayartma girişimi karşısında Velit Canbulat şunları söylemişti: Tahran’dan Kabe’ye veya Mekke’ye dolaşmak yerine doğrudan gitmeyi tercih ederim! Niye boşuna dolaşıp yorulsun!

Ne varsa Esat ailesi çekici bir aile. Esat’larda şeytan tüyü var. İsrail’in kralı ve Batılıların ise modern (kadim Pers Kralı) Büyük Kuruş’u! Büyük Kuruş, Yahudileri Babil sürgününden kurtarmış ve ikinci mabedin kuruluşuna zemin hazırlamıştı. Esat ise hem Yahudilerin hem de Hıristiyanların Büyük Kiros veya Kuruş’u. Ayakta kalırsa tarihi, Büyük Kuruş’tan daha parlak ve şanlı olacaktır. Suriye’deki azınlıkların bekasını onun bekasına bağlıyorlar. O da rolünü gayet iyi oynuyor. Paskalya törenlerini Aramice’nin son kullanıldığı tarihi mekanlardan biri olan ve adeta Suriye’deki Sümela Manastırına denk gelen Malula’da kutladı.

Batılılar Esat’tan daha iyisini mi bulacaklar? Netice itibarıyla, Esat, dini ve sosyal tarihi olarak travmatik bir azınlığı temsil ediyor. Balkanların Sırpları ve Kafkasların Ermenileri neyse Ortadoğu’nun Nuseyrileri de odur. Bundan dolayı Ermenilerin selameti konusunda titreyenler Esat’a da aynı şekilde kol kanat geriyor! Türkiye’de Ermeni aşıkları olduğu gibi son sıralarda Esat aşıkları da türedi. Nitekim, Hıristiyanlardan bazılarına göre Esat modern kurtarıcıları Büyük Kuruş’u temsil etmektedir (Assad: A Modern Cyrus the Great for Christians/ http:// faithandheritage. com/2013/08 /assad-a-modern-cyrus-the-great-for-christians/ ). Hıristiyanlıktan ziyade Teslisin hamisi olmalı. Sırplar gibi yüzlerce ve belki binlerce cami yaktı. Yüz binlerce insan öldürdü. Böylece bazı Hıristiyanların düşlerini hayata geçirdi. Bundan dolayı Maruni Patriği Bişare ve benzerleri onu kurtarıcı olarak görüyor. Esat Hıristiyanlar için Büyük Kuruş anlamına geliyorsa; Yahudiler için de kral anlamını taşımaktadır. Üçüncü Mabedin kuruluşu Esat’ın ayakta kalmasından geçiyor. Bu yüzden olmalı, Salman Masalha adlı Dürzi yazar da Haaretz gazetesinde Esat’ı İsrail’in kralı olduğunu yazmıştır (http://www.haaretz. com/print-edition/opinion/israel-s-favorite-arab-dictator-of-all-is-assad-1.352468 ). Esat ayakta kalırsa Şam’daki Camii Emevi ile birlikte Mescid-i Aksa’nın esareti devam edecek ve Süleyman Tapınağının kuruluşu ise vakıa haline gelecektir. Esat Siyonistlerin ve Haçlıların ve Safevilerin ileri karakolu olarak görev ifa etmektedir. Filistin’in vakıf insanlarından Raid Salah da Suriye’deki devrimin, öncü misyonunun Emevi Camii’nin artçı misyonunun ise Mescid-i Aksa’nın kurtarılması anlamına geleceğini ifade etmiştir. Bunların engellenmesi üçüncü mabedin hayata geçirilmesi anlamına gelecektir.

Batılılar İslami kimliklerinden dolayı Suriyeli muhalifleri sevmiyorlar. Amerikan Genelkurmay Başkanı General Dempsey bunu açıkça ifade etmiş ve Suriyeli muhaliflerin bütün kanatlarıyla Amerikan çıkarlarına hitap etmediğini ve karşılamadığını ifade etmiştir (http://www.cbsnews.com/news/ dempsey-syrian-rebels-not-ready-to-back-us-interests/). Batılılar Filistinlileri sevmedikleri gibi Suriyeli muhalifleri de sevmiyorlar! Aynı davanın adamı olduklarına inanıyorlar. Sevmeleri kendilerini inkar olurdu! Suriyeli muhaliflerden Züheyr Salim bu paradoks ve çelişkiyi çok iyi gözlemlemiş ve şöyle ifade ediyor: Batılılar Esat’ın zaferini bekliyorlar ama nedense bizimkiler de geleceklerini Batılılara bağlıyorlar! Batı kaderini Esat’a, muhalifleri de Batı’ya bağlıyorlar! Suudilerin telkini bu yönde! Hüseyin Nasr’ın oğlu Veli Nasr bir konuşmasında Obama’nın gizli Esatçı olduğunu ifade etmiştir (http://www.todayszaman.com/news-324483-us-never-wanted-to-be-engaged-in-syria-tacitly-accepts-assads-win.html). Arazi ve cephe de bu söylenenleri fiiliyatta tasdik etmiyor mu? Blair, Batı adına gizli Esatçılığını faş etmiş ve Esat İslamcıların hakkından gelemezse alternatifinin küresel yeni bir Haçlı seferi olduğunu söylemiştir. Geç kalması halinde İngiltere’nin büyük bedel ödeyeceğini de ihtar ediyor! Bu, Esat aşkını İngiliz basını da ortaya koyuyor. Daily Telegraph’dan Peter Oborne Şam izlenimlerini şöyle kaleme almış: “Syria: As the bombs fall, the people of Damascus rally round Bashar al-Assad/ Bombalar yağarken halk Esat’ın aşkından çıldırıyor!” Nisan 2012 yılında Suriye’ye teşrif eden Radikal’den Fehim Taştekin de ‘sınırda tarrakalara mukabil Şam’da bayram havasının ve meltemlerin estiğini’ yazmıştı. Demek ki aşk gözüyle böyle görülüyor! Esat öldürmüyor sadece muhalifler abartıyor. Esat kimyasal silahlar kullanmıyor muhalifleri kullanıyor. Esat takımı ırza geçmiyor muhalifler cihat nikahı yapıyorlar!

 Esat, İslam dünyasının kördüğümü ve kılçığıdır. Kudüs’ün esaretinin son halkasıdır. ‘Batılılar Esat aşkından yanıp tutuşuyorlar anladık da İranlılara ne oluyor?’ diye soracak olursanız, cevabı hazır ve kestirmedir: Suriye cephesinde gizli ve tarihi rolleri yeniden açığa ve günyüzüne çıkmış oldu. Devrimler maskeleri indiriyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi