Kaybolan ya da çalınan kimlik
Bir önerim var. Bu bir fırsat. Nüfus cüzdanları yenilenirken, insanların parmak izlerini, göz retinalarını ve resimlerini de kayda alalım.. Ve kendilerine e-devlet şifresi ve mail adresi verelim.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) ile kaybolan ya da çalınan nüfus cüzdanı, ehliyet ve pasaport belgelerindeki bilgilerin kullanılarak şirket kuruluşu yapılmasının önüne geçtik” diye bir açıklama yaptı, ama bu yetmez..
İstanbul Aksaray’da, sokak çocuklarından toplanan kimlikler satılıyor.. Böyle bir karaborsa var.
Daha vahimini söyleyeyim, paralel yapının sahte kimlik belgeleri ve pasaportları var.. Bu yolu sadece paralelciler değil, birçok kişi kullanmış. Bu kimlikler üzerinden banka hesapları açılmış..
Parmak izi, göz, ses kaydı, imza ve resim kaydı alınır ve eşleştirme yapılırsa, bunlar tesbit edilebilir.. Ve kayıt işleri bittikten sonra, yenilenmeyen kayıtlar incelemeye alınabilir.. Bu süreç başladıktan sonra kapatılan hesaplar ve işlemler de bu veri tabanı üzerinden incelemeye alınabilir..
Aramızda çifte kimlikli birtakım kripto adamlar dolaşıyor. Hatta bunların yurtdışından farklı isimlerle alınmış kimlik ve pasaportları da var.. Aslında ses, fotoğraf ve parmak izi kayıtları ile bu çifte kimlikleri tesbit etmek de mümkün.. Gümrükler ve el panelleri ile şüpheliler taranabilir..
On yılda bir resim, ses ve retina kaydı, parmak izi yenilenmeli..
Bu süreçte paralel, çift seri numaralı kimlik işlemlerinin de bu şekilde önüne geçilebilir..
Eğer ciddi bir tarama yapılacak olursa, ticaret sicilinden banka hesaplarına, memur sicillerinden araç sahiplerine, diploma işlemlerine kadar bir sürü yasadışı tasarruf ortaya çıkacaktır..
Ticaret sicil işlemlerinde bir ayda 1000’den fazla illegal işlem başvurusu olmuş, banka hesaplarında bu rakamın çok daha fazla olacağını düşünüyorum..
Oluşturulan ikinci kimliklerle, yurtdışında da birtakım finansal işlemler ve gümrük işlemleri olduğu iddiaları var.. Bu konu yargıyı da ilgilendiriyor öte yandan..
Kaybolan kimliğimiz sadece Nüfus İdaresinin verdiği kimlikler değil, bir de gerçekten alameti farikamız, bizi biz yapan, bizi diğerlerinden ayıran özelliklerimizi de kaybediyor olmayalım sakın.. İnanç, tarih, kültür, gelenek.. Geçmişe saplanıp kalmayacağız kuşkusuz da, geçmişten tamamen soyutlanmış bir gelecek de sağlıklı bir durum değil..
Firma isimleri, reklam afişleri, sloganlar ve vaad edilen hayat tarzı tam bir fecaat.. Ciddi bir “yabancılaşma” tehdidi ile karşı karşıyayız.. Çilesiz, hedonist, kariyerist, mutsuz bir gençlik yetişiyor. Aile çözülüyor.. Bu felaket bir durum.. “Plaza”larda çalışanlar tam bir Yuppy! Yedikleri, içtikleri, arkadaşlıklar ile kendine yabancı bir karakter..
Geç evleniyor gençler ya da hiç evlenmiyorlar.. Çabuk boşanıyorlar. Çocuk yapmıyorlar, devam eden evliliklerde ise mutluluk katsayısı çok düşük.. İslam’dan, gelenekten uzaklaştıkça bu durum daha belirgin bir hal alıyor..
Kreş, okul, çocukları anne babalarından çalıyor gibi sanki.. Atomize, agnostik, başıboş bir gençlik geliyor.. Ne sağda, ne solda, aklı futbolda ya da sev-genç..
Aile ve gençlik konusu, öncelikli, acil ve hayati öneme sahip iki konu. Bu anlamda basını, gazetesi, dergisi, interneti, radyosu, televizyonu, sosyal mediası ile yeni baştan ele almamız gerekiyor..
Bu konuda hepimize büyük sorumluluklar düşmektedir.. Sadece basın değil, devlet, sivil toplum, herkes, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıklarına da bu konuda büyük sorumluluklar düşüyor.. Devleti yönetenler ve akil insanların, kanaat önderlerinin bu konuda güzel örnekler olması gerekiyor.
Batılın tasviri saf zihinleri idlâl ediyor/bozuyor. Suçun/ayıbın/günahın alenileşmesi geniş halk kitlelerinin kafasında bu sapmaların meşrulaşmasına sebeb oluyor..
Kimliğimize her anlamda sahip çıkmamız gerekiyor. Bu konuda en büyük sorumluluk da ailelere düşüyor..
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.