Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Din milliyetçiliği

Din milliyetçiliği

Arkadaşımız Mehmet Öztürk bir sohbet sırasında, Mevdudi’den mühim bir tespit aktardı. Bu önemli tespit şudur: Pakistan’ı kuran İslam Birliği veya Muslim League İslam milliyetçiliği ideolojisiyle hareket etmiş ve sonuçta Pakistan ulus bir devlet olarak şekillenmiştir. Mahatma Gandi ise din milliyetçiliği adına bölünmeye karşı çıkmıştır. Buna mukabil, Hindistan’da de facto bir biçimde Hinduların devleti olarak yükselmiştir. Günümüzde bu damarı en kuvvetli bir biçimde BJP temsil etmektedir. Hindistan’da seçimleri kazanan ve yeni başbakan olan Narendra Modi genelde din milliyetçiliğini, özelde ise Hindu milliyetçiliğini temsil ediyor. Esasında Hinduluk bir dindir. Millet değildir lakin onun etrafında bir milliyetçilik duvarı örülmüştür. Milli bir kümelenme yuvası olmuştur. Mevdudi, İslam Birliği çatısı veya yapısı altında toplanan çok çeşitli anlayışların zamanla birbirine düşeceklerini ve bu asabiyetlerini kaybedeceklerini öngörmüştür. Veya tehlike geçince birbirlerine düşmeleri kaçınılmazdır. Din milliyetçiliği aslında dindarlığı veya doğru dini anlayışı temsil etmiyor. Sözgelimi, Türkiye Cumhuriyeti de din milliyetçiliği temelinde kurulmuş ve şekillenmiş bir yapıdır. Etnik veya dini temizlikle bunun temelini atan İttihatçılardır. Hindistan-Pakistan arasındaki dini mübadele gibi TC ile Yunanistan arasında dini bir mübadele yapılmıştır. Bu İslam milliyetçiliği Müslümanları kucaklamayan ama Hıristiyanları veya genelde azınlıkları dışlayan bir anlayıştır. Lozan sonrasında Müslüman azınlıkları Türkçülük yaftası altına sokulmuş, gayrimüslimler ise denklemde bir ağırlık teşkil etmeyen azınlıklar durumuna düşmüştür. Mübadele din esası üzerine şekillenmiştir. Dolayısıyla Cumhuriyet rejimi din milliyetçiliği üzerine şekillenmiştir.

¥

Din milliyetçiliğinin temellerini Osmanlı’da bulmak mümkündür. Tek tipleştirme ve Osmanlı milleti arayışları seküler bir millet anlayışını doğurmuştur. Lakin bunun ifraz veya sonuçlarından birisi, millet sisteminin yerine din milliyetçiliğinin almış olmasıdır. Kemal Karpat gibi modern tarihçilerin de parmak bastığı gibi, aslında Tanzimat süreci dini ayrımı veya çoğulcu yapıyı kaldırmış ve din mensupları arasında Osmanlılık üzerine bir eşitlik getirmeye çalışmıştır. Sosyolojik olarak bunu yapamamış bilakis bu zeminde reaksiyonları körüklemiştir. Mesele başka noktalarda uç vermiştir. Bundan böyle gavura gavur denmeyecektir. Lakin Tanzimat sonrası Müslümanların eski statülerinin gerilemesi ve Hıristiyanların öne çıkması din üzerinden gerilimi tetiklemiş ve kağıt veya hukuk üzerinde sağlanan eşitlik sosyolojik anlamda din milliyetçiliğini doğurmuştur. Osmanlı milliyetçiliği seküler bir milliyetçiliktir ve bu zamanla Türk milliyetçiliğini doğurmuştur.

Balkanlar’ın küçük Hindistan’ı Yugoslavya idi. Tito sonrası burası dağılmıştır. Hırvatların ayrıldığı bir denklemde Boşnaklar Sırplarla birlikte devam edemezlerdi. Sırp milliyetçiliği köklerini Sırp Ortodoks Kilisesinden alıyordu. Yani Osmanlı yıkıldıktan sonra da mikro din milliyetçilikleri devam etmiştir. Bunun kalıntılarından birisi Sırp ve Boşnak milliyetçiliğidir. Boşnak milliyetçiliği adeta Hindistan’ın karşısında Pakistan milliyetçiliğidir. Ya da Sırplara karşı İslam milliyetçiliğidir. Rusya’da bugün Putin’in ihya etmeye çalıştığı da Rus milliyetçiliğiyle birlikte Ortodoks milliyetçiliğidir. Putin, Yahudi devleti peşindeki Netanyahu ve Modi birer din milliyetçisidirler.

Yahudiler de Avrupa’da ulus devletçiliğin gelişim seyri üzerine din milliyetçiliğine sapmıştır. Bundan dolayı dini revizyonizme gitmiştir. İsrail’in kuruluşu ve varlığı otontik bir din anlayışını temsil etmez. İşte Neturei Karta gibi İsrail’e ve Siyonizme muhalefet eden Yahudi dindar kitleler bu muhalefetlerini bu zaviyeden yapıyorlar. Siyonizm Yahudilik adına üretilmiş bir din milliyetçiliğidir.  Kurucuların yarısı dinsiz olmalarına rağmen din devleti olarak algılanmaktadır!

¥

Son dönemlerde Hasan Turabi gibi kavmiyetü’l İslamiyye tabirleri kullananlar bulunmaktadır. İbni Haldun seyyidler cemaati üzerinden bir asabiye-i diniyyeye kurmanın tasavvur edilemeyeceğini söyler ve bunların Mehdi ile buluşmalarını uzak bir ihtimal olarak görür. Bizden öncekiler veya seleflerimiz genelde dini asabiye ifadesini kullanmazlardı. Onun yerine hamiyeti diniye tabirini yeğlerlerdi. Zira din asabiyet üzerine değil hakkaniyet üzerine seyreder. Veya onun asabiyetinin sınırları hakkaniyetle çizilmiştir. Milliyetçilik ise Bediüzzaman’ın tabiriyle başkalarını yutarak beslenir. Adalete istinat etmez. Demek ki yanlış tedaviler doğru sonuç vermiyor. Türkiye’de ulusalcılar Kemalizmin varisidirler ve onlar da dindar olmadan din milliyetçiliği yapmaktadırlar. Sözgelimi başörtüsü yasaklama taraftarı olan Rahşan Ecevit, bilahare misyonerlik tehlikesi ve tehditlerinden dem vurmaya başlamıştır. Bu yüzden cumhuriyetin ilk devrelerinde misyonerlik faaliyetleri tespit edildiği için Eskişehir’de bir yabancı okul kapatılmıştır. 

 Çözüm, din milliyetçiliğinde değil, kendisindedir. Yoksa din milliyetçisi olarak oruç tutmadığınız halde zabbar kovalayan zabıta durumuna düşebilirsiniz.  Millet sistemini aşındırarak milletleri Osmanlı çatısı altında tek millet haline getirmek isteyen proje çökmüştür.  Dini çoğulculuk yerine din üzerinden milliyetçi bir zıtlaşmayı patlatmıştır. Millet sistemini aşındıranlar tek millete ulaşmak yerine Babil Kulesine ulaşmışlardır. Tanzimat’ın tek tipleştirici dini yapısı bize din milliyetçiliklerini armağan etmiştir. Bunlar arasında İslam milliyetçiliği de vardır. Din milliyetçiliği bir aydınlanma klasiğidir ve bulanık dini anlayışı getirmiştir. Güya dünyayı din savaşlarından kurtarırken milliyetçilik savaşlarına gark etmiştir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi