Fener’in sezonun ilk maçındaki oyunu, beğenilmesi mümkün olmayan bir formattaydı.. özellikle ilk yarıdaki oyun kurgusu ile değil Aragones Dede, uzaydan bir hoca gelse maçı kazanma şansı sıfır olurdu.

Tek santrforla oynuyorsun, hücumda çoğalman, orta sahadan destek vermen lazımken, Güiza ileride yalnız adamlığa mahkum. Hiçbir destek almadan şişirme toplar atarak, bu oyuncudan gol bekliyorsun. Mümkün değil. Olmadı da zaten!.. İkinci yarı Güiza’ya yapılan bir pozisyonda penaltı vardı. Aynı şekilde Roborte Carlos’un rakibine yaptığı hareket de penaltıydı...

Güiza, yüzde 100 gol atabileceği bir pozisyonda topu yana verdi. Ona hiç yakışmadı. Uğur dengesiz, Alex ve Emre prangaya vurulmuş gibiydi. Kıpırdama şansı bile bulamadılar. Oyun kurgusu tam kısır döngüydü... Fenerbahçe’de ilk yarıda ne bir şut ne de bir pozisyon vardı. Ayrıca tam bir kanat akınları yoksunuydu. Fener bu tarz futbolu gelecek maçlarda da devam ettirirse ‘Yandı gülüm keten helva...’

Şartlar ne olursa olsun, Semih’siz bir Fener 11’i düşünemiyorum. Nöbetçi golcülük bu futbolcunun kaderi. Daum varken nöbete, Zico varken kulübeye... Aragones Dede geldi, yine değişen bir şekil ve şemal olmadı. Semih adına ne değişmez kadermiş bu!

Fener orta sahası hücuma destek vermeyen, tam tersi savunmasında rakibine olabildiğince gol pozisyonu ikram edendi. Bu Fener bildiğimiz, görmek istediğimiz Fener asla değil.

Antep ise hem pres yaptı, hem de üst üste pozisyon buldu. çok kaçırdı, bir kez direğe takıldı ama sonunda Tabata ile aradığı golü buldu ve Fenerbahçe geçmiş yıllarda pek çok kez olduğu gibi lige yine yenilgiyle başladı.

Bu maçın skoru Fenerbahçeli futbolcuların kulağna küpe olsun der, bu futbolu bir daha izletmemeleri ümidiyle yazıyı noktalamak isterim.