Bu millet dinini sevmektedir
Hiçbir şeyden zevk alamayan zenginin biri huzurlu adam aramaya başlamış.
ülkesinde kimi dinlemişse herkesin kendine göre huzursuzluk kaynağı seller gibi akıyormuş.
Dünyayı gezmiş, güngörmüş bir ihtiyar ona Huzuristan ülkesindeki Huzur babayı ziyaret etmesini önermiş.
Huzur babanın huzuruna çıkınca, Baba ona samandan bir yatak ile günde yarım ekmek verilmesini emretmiş.
Yarım ekmek, samandan yatak üzerinde aylarca kalan adama haydi gayri memleketine gidebilirsin” demiş.
Adam memleketine gelip, yün yatak üzerine yatıp, tereyağlı ekmeği ağzına alınca “Meğerse huzur buradaymış” demiş.
Ramazan ayında akşam olunca serilen İftar sofralarında ağzınıza aldığınız ilk lokmanın tadını ikincide bulamazsınız. İkincinin tadını üçüncüde bulamazsınız. Otuz dokuzuncu lokmanın tadını kırkıncı lokmada bulamazsınız.
Yemek aynı yemek.
Siz, kırkıncı lokmayı ağzınıza alırken yeni oruçlu biri sofraya otursa ona da ilk lokmanın tadı sizin ilk lokmanız gibi tatlı gelecektir.
öyle ise tadın kaynağı sizsiniz.
Her şey sizin için yaratıldı, siz de Allah içinsiniz.
İyi bir kul olmak için gönlü tok, gözü tok, midesi tok ve açların halinden anlayan ve onların midesi ile kendi midesi arasında fark gözetmeyen bir insan olmalıyız.
Onun için senede bir ay oruç tutup açların halini yaşamalıyız.
Açların halini istatistiklerden bilmek yeterli değildir.
Atalarımız “Tok acın halinden ne bilsin” demişler.
01 Eylül pazartesi günü İnşaallah oruçlu olacağız.
Araştırmacıların yaptığı çalışmaya göre halkımızın neredeyse yüzde doksanı birinci gün oruç tutuyorlar.
Peki, bu oruç emrini kim veriyor.
Anayasada mı var, vatandaşlık hak ve sorumluluklarını belirleyen kanunlarda mı var bu oruç emri?
Hiç birinde yok.
Laik bir ülke olduğumuz için hiçbir kanunun hiçbir maddesinde Oruç kelimesi geçmez ama halkımızın yüzde doksanı ilk gün oruç tutar.
Hatta meydanlara çıkıp “Şeriata hayır” diye pankart taşıyan, slogan atan insanlarımız da oruçlarını tutarlar.
Peki, bu emir nereden geliyor?
Canımızı tenimizi, kalbimizi kalıbımızı yaratan, yaratıp bırakıvermeyen, her saniye ve saliseden daha kısa zamanlar içinde en kılcal damarlarımıza kadar kan pompalayan, beynimizi, dilimizi çalıştıran ve bize kimsenin tekeline vermediği havayı her an sunan Allah celle celalühü bin dört yüz yıl önce indirdiği “Ey iman edenler, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’tan sakınasınız diye size de oruç farz kılındı.” (Bakara suresi ayet 183) emrine uyuyoruz.
Şu anda oruç tutmayana hiçbir ceza uygulaması olmamasına rağmen yürürlükte olan hiçbir kanuna oruç kadar uyulmamıştır.
Bu da gösteriyor ki, bu millet dinini sevmektedir.
Haydin, geçen sene oruç tutmadığını bildiğiniz biri varsa onu Pazartesiye kadar ikna edin ve onun sevabından hiç eksiltilmeden size de verilsin.