Âyet-i kerimelerle dolu bir konuşma. Kimi hamd, kimi dua içeren ilahi cümleler döküldü bir başbakanın ağzından bu tarihi günde. Peygamberlerin dua cümleleriydi bir kısmı. Bu bir veda değil dedi sayın başbakan, yola devam ama yeni bir kanla, yeni bir canla, yeni bir şahlanışla daha çok hizmet için yeni bir liderlik makamına işaret ediyordu başbakan. Tarihi bir gündü hiç şüphesiz. Bunu idrak edemeyenler Türkiye’nin siyasi geçmişine toptan bir bakış açısı geliştirerek yeniden bir göz atmalılar.

Bir başbakan kalktı, âyet ardına âyet okuyarak Rabbine sığındı bu tarihi günde. Bir ülkenin yeni bir liderlik anlayışına bir adım daha yaklaştığı bu günde. Bu ülke nereden nereye geldi, bir hatırlayalım…

Milli mücadele bir cihat idi. Küffara, küffarı temsil eden emperyalist Batıya yani Avrupa’ya, yani Fransa, İngiltere, Yunanistan ve İtalya’ya karşı ilahi yolda verilen bir savaştı Milli mücadele. Allahü Ekber nidaları arasında, Kelime-i Tevhid ve şehadet ile verilen bir Hak savaşıydı Milli mücadele. Batıla karşı verilen bir Hak savaşı… İslam adına, Kur’an adına, Peygamber adına, âlemlerin Rabbi Allah için verilen bir cihattı Milli mücadele….

Sonraki dönem bu resmi yırtıp atan, renklerini siyaha bulamaç eden, var olanı yakıp yıkan bir dönem oldu. Sanki daha dün ‘Allah Allah’ diyerek İslam bayrağı yükseltilmemişti bu topraklarda. Sanki Fransız’ın süngüsü, İngiliz’in tüfeğine karşı İslam onuru adına kanlar, canlar feda edilmemişti bu vatanda… Önce Hilafet sonra İslam kaldırıldı bu topraklardan. C-H-P tarafından!

CHP bu vatanın çocuklarına en büyük kötülük olmuştur, her daim. Kara bir bulut gibi çökmüştür milletin üstüne CHP. Elinde sopa, silah, darağacı din adına ne gördüyse yakıp yıkmış, yok etmiştir bu zihniyet. Kimi zaman İskilipli Atıf Hoca’yı asan ip olmuştur CHP, kimi zaman Dersim’e bomba yağdıran Sabiha Gökçen olmuştur CHP. Kimi zaman Nevzat Tandoğan’ın elindeki sopası olmuştur, kimi zaman başbakan Menderes’in idam öncesi haysiyet kırıcı muamelelere tabi tutulmasının müsebbibi CHP… Netekim Paşanın ‘ne yapsaydık yani, aşmayıp da beslese miydik’ küstahlığı da aynı familyadandır bu zihniyetle…

Neler neler görmedi ki bu ülke… Özal’ı öldürmüşler, kendi adamları olan aydınları katletmişler, Erbakan hocayı eve hapsetmişler, şiir okudu diye Erdoğan’ı cezaevine kapatmışlar. O da şimdi muhtar olamayacakken, kalkmış Rabbine sığınmış, O’nun izni ve yardımı ile Cumhurbaşkanlığına ilk adımını atmış…

Duan kabul, yolun açık, istikametin dosdoğru olan üzre olsun hep, Sayın Başbakan!