D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Ramazan'da Muhammediye Okumak

Ramazan'da Muhammediye Okumak

Senin vasfın kitabını yazarken Yazıcıoğlu

Yanar canı eder âhı elinde tutuşur evrak…

Yazıcıoğlu senin kendine has özelliklerinin kitabını yazarken, canı, içi yanar, ah eder, elinde yazı yazdığı kağıt tutuşur…

Yazıcıoğlu Mehmed, İstanbul’un fethinden bir kaç yıl önce, bir kitap yazmaktadır. Bu kitap öyle bir varlıktan bahsetmektedir ki, şair, o yüksek şahsiyetin niteliklerini anlatırken, sevgisi, muhabbeti o derece artmakta, hasretle içi yanmakta, ah etmekte ve bu ateş, şiiri döktüğü kağıdı tutuşturmaktadır…

Bu kitap “Muhammediye”dir.

Muhammediye, yani Peygamber Efendimizi her yönüyle anlatan, anlatmaya çalışan kitap.  

Yazıcıoğlu Mehmed, Gelibolu’da bu kitabı mesnevî şeklinde yazdı. Bütün Osmanlı sahasında, Osmanlı sahasına bitişik olan ve olmayan türkçe konuşulan ülkelerde okundu, çoğaltıldı. On yıllarca, yüzyıllarca.

Biz yaştakilerin babaları, onların babaları, onların babalarının babaları… Defalarca okumuşlardı, okutmuşlardı, dinlemişlerdi Muhammediye’yi.

“Mesnevihanlık” gibi “Muhammediyehanlık” da vardı.

Bu eserin kudretinden mi ileri geliyordu?

Elbette müellifin gücü, eserin kudreti yabana atılmamalı.

Fakat asıl kudreti, tesiri, vasfının kitabı yazılan şahsiyetten geliyordu. Yazıcızade, Fahr-i Kainat’ı öylesine samimiyetle seviyordu ki, bu eserine yansıdı. Onun şiir değerinin, edebî değerinin çok üzerinde samimiyetten doğan bir değeri vardı. Yüzyıllarca, nesillerimiz bu eseri okuyarak Hz. Muhammed’e olan sevgilerini derinleştirdiler. Örnek şahsiyeti kendilerine örnek edindiler.

Artık Muhammediye  okunmuyor. Onu en son babamın nesli okudu galiba.

“Kur’an islâmı” diyerek avurtlarını şişiren, tükrükler saçan iddialı ve iddiacı zevat, ilahi metnin satıhtaki, kendi dar akıllarına sığan yorumlarını bize dayatırken, onu hayatıyla, sözleriyle, kalbiyle en güzel tefsir etmiş, yaşayarak bunu göstermiş Resulullah’ı bir tarafa bırakıyorlar.

Hz. Peygamber’e  muhabbet şüphe yok ki, Kur’an’a, Allah’a muhabbetin bir basamağı. Peygamberi devreden çıkararak, doğrudan Kur’an’a yönelmek, Allah’a teveccüh etmek mümkün olabilir mi? Ahlâkı Kur’an ahlâkı, fikri Kur’an fikri, yaşayışı Kur’an yaşayışı olan Hz. Muhammed’e sevgi, onun güzel hallerini bilme, tanıma hem zihinlerde hem ruhlarda ne derinlikler meydana getirebilir? Bunu hiç düşündük mü?

Bakın Yazıcızade, “Peygamberin Ahlâkı” bölümünde neler anlatıyor:

Çünkü bildin bazı evsafını Resulün ey ulu

Dinle gel ahlâkını gör nicedi(r) gökçek ulu

Ey ulu okuyucu, Resulün bazı niteliklerini bildin, tanıdın, bir de gel ahlâkı nice  “gökçek ulu” yani, güzel ve yüce, ona bak.

“Hulku Kur’an idi, zira hep tutardı hükmünü

Hem kemalat ile zatı olmuş idi dopdolu

Ahlâkı Kur’an’dı, çünkü bütün hükümlerini yerine getirirdi, kişiliği bu yüzden en yüce olgunluklarla dolmuştu.

Nefsi toprak gibi alçak gönlü su gibi duru

*

Cümleden Allah’ı yigrek bilüben korkar idi

Kendi nefsiyçin kakıyıp olmaz idi hiç âdu

Allahı her şeyden üstün tuttuğu için yalnız ondan korkardı, hiç kendi nefsi için kızmaz, düşmanlık etmezdi.

Bütün halk onun için birdi, kimseye arkasını dönmez, yüzünü çevirmezdi. Kızlardan daha hayâlı idi. Kimseye hayır demedi. Kendi evinin işini kendisi hallederdi. Fakirlikle iftihar eder, fakirlerle otururdu. Hiç yemek yemezdi, isterse yerdi. Arpa ekmeğini bile doyuncaya kadar yememişti.

Gâh olurdu mübarek karnına bağlardı taş

Bir iki ay evlerinde ocak yanmadığı, yemek pişmediği olurdu.

Nice günler aç geçerlerdi, meğer olsaydı su.

Yazıcıoğlu, Hz. Peygamberin vasıflarını saymaya devam ediyor, bir yerde de şöyle diyor:

Gel bu ahlakı işit gör sende var mı biri!

Ramazan, Kur’an okumanın, onu anlamaya çalışmanın zamanı. Allah’ın Resulü’nü, yaşayışı Kur’an ahlâkı olan Peygamberimizi daha iyi tanımaya çalışmanın zamanı.

Kısacası, Muhammediye okumanın zamanı.

Bu eser, yürekten yazılmış. Duyularak, hissedilerek, sevilerek, bağlanılarak yazılmış. Bu yüzden, şairin yazımızın başında zikrettiğimiz beytinin yazıldığı yaprak yanmış…

Bu yazıda geçen isimler:

Yazıcızade Mehmet: Gelibolulu, Hacı Bayram-ı Veliye intisab etmiş.

Muhammediye: Yazıcızadenin eseri. Merhum Âmil Çelebioğlu, tam metin olarak yayınladı. İsmail Hakkı Bursevî’nin Muhammediye Şerhini Mustafa Utku yayına hazırladı, Uludağ Yayınları)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi