‘Yahudi’yim ama Siyonist değilim’
İsrail’in Ramazan ayı içinde hem fiziki hem de manevi saldırılarına karşı telin yürüyüşlerinin ön saflarında kılık kıyafetleriyle bir grup Yahudi dikkat çekiyor. Bunlar kim? Onlar, Hazreti Musa’nın emanetleri ve onun emanetini muhafaza edenler! Abdulkadir Geylani’nin ‘bütün kapılar kapansa bile kıyamete kadar benim kapım açık kalacak’ dediği ve bunun için Allah’a yakardığı ve niyazda bulunduğu mervidir. Keza ulu’l azm peygamberlerinden olan Hazreti Musa’nın da Allah’tan kendisine, kıyamete dek yolundan sapmayan; sabit kadem bir bölük nasip etmesini niyaz ettiği ifade edilir. Bu Hazreti Peygamberin de bir duası olduğu gibi bir beşaretidir de. ‘La tezalü taifetun min ümmeti zahirine ale’l hak la yadarruhum men hezelehum hatta yetiye emrullah’ buyurmaktadır. Kıyamete kadar azınlık dahi olsa hak üzerine baki ve sabit bir taifeden ve bölükten bahsedilir. Bu durum Yahudilikte de makes bulur. Hazreti Musa’ya da kıyamete kadar yolundan sapmayacak takipçi ve muakkip bir bölük vaat edilmiştir. Bu bölük her durumda yüzde 10’u geçmez. Nitekim, Naturei Karta (Şehrin Muhafızları) gibi siyasal Yahudilik projesine kapılmayan ve şemsiyesi altına girmeyen nadir bazı Yahudi kitle ve taifelerden bahsetmek mümkündür. İşte onlar Filistinlilerle birlikte İsrail’e karşı bir iman bilinciyle hareket ediyorlar ve İsrail’in saldırılarını telin ediyorlar. Hakim cereyan veya medya onlara da aşırı sıfatı takıyor. Neyin aşırısı? Siyonizme karşı gelmek aşırılık mı? Siyonizm, geri kalan ekseri Yahudileri iğfal etmiş ve ayartmıştır. İsrail bu manada Deccal’ı ve Deccalizmi temsil etmektedir. Zira ekseri Yahudilerin Deccal’a tabi olacakları haber verilmektedir. Gerçekten de Yahudilerin ekserisi Siyonizm’e teslim olmuştur. Teslim olmayanlar ise Müslümanlarla omuz omuza ihkak-ı hakta bulunuyor. Siyonizm, dine aykırı bir yöntemle dindarlık iddiasındadır. Yani bidat yolla dindarlık taslamaktır. Naturei Karta gibi gruplar da bundan dolayı temelden ve göbekten İsrail’e karşı çıkıyorlar.
•
Naturei Karta Museviliği yani dini ve Musa’yı temsil ederken Siyonizm ise sahte Peygamber Theodor Herzl’i temsil ediyor. Siyonistler Yahudi ümmetini millet ve ırk yapmışlardır. Bu nedenle de Siyonizm Avrupa ırkçılığına karşı bir aksu’l amel ve reaksiyondur. Bidat yöntemidir. Ondan sağlıklı sonuçlar beklenemez. Şia ve Hariciliğin hareketten mezhebe ve mezhepten harekete büründüğünü ve istihale sürecini hatırladığımızda bunu rahatlıkla Musevilik ve Siyonizme de uyarlaşabiliriz. Diaspora ile ilgili ilahi yazgı değişmemiştir. Siyonizm Avrupa’da durumdan vazife çıkartarak arabayı atın önüne koymuş ve Mesih zuhur etmeden evvel (Davud soyundan beklenen İsrail kralı) Arz-ı Mev’ud’a dönmüştür. Aynı süreci İran’da Ayetullah Humeyni izlemiştir. Üstelik, Yahudiliğin Mesih, Şia’nın da Mehdi tasavvuru yanlıştır. Humeyni de, Mehdi’nin zuhurundan evvel veliyi fakih doktrini inşa ederek gaybet döneminde onun görevlerini bir biçimde devralmıştır. Bu sapmalarla ve revizyonizmle birlikte Siyonizm ve Velayet-i fakih doktrini bölgeyi ateş çemberini sokmuştur. Bu hareketler bir nevi başarıyla zamanın hakim cereyanları haline gelmişler ve yıkıcılıkta başarı göstermişlerdir. Bu hususta Allah’ın iradesi tecelli etmiş İsrail kurulmuş ama rızası tecelli etmemiştir. Bundan dolayı İsrail Deccal’ı temsil etmektedir. Tabii seyirle ve gelişimle değil kurguyla kurulmuştur. Allah ile beşeri olan birbirine karışmıştır. Nitekim Al-i İmran Suresi 112’inci ayette: “Onlardan (Yahudilerden), Allah’ın ipine sarılanlar ve insanların ipine yapışanlar dışında kalanlara nerede bulunurlarsa bulunsunlar zillet ve meskenet damgası vurulmuştur’ buyrulmaktadır. Ayetteki Arapça i’caz Türkçeye yansıtılamamaktadır. Yahudilerin ancak Allah’ın ipine yapışmakla veya insanların ipine yapışmakla payidar olacakları haber verilmektedir. Bu İsrail’in kuruluşuna ve bekasına işaret etmektedir. Allah’ın ipine tutundukları dönem peygamberlerine tabi oldukları dönemdir. Vahiy aldıkları dönemdir. Beni İsrail evine inen vahyin sona ermesiyle birlikte Allah’ın ipi kesilmiştir. Fas asıllı muhaddislerden Ebu’l Feyz Ahmed B. Muhammed B. Es Sıddık el-Gumari, Mutabakatü’l ihtiraati’l asriye lima ahbere bihi seyyidü’l-beşeriyye adlı eserinde Al-i İmran 112’inci ayette yer alan ‘hablümninennasi/ insanların ipi’ ibare ve ifadesinden İngiltere ve ABD’nin anlaşılması gerektiğini söylemiştir. İsrail İngiltere ile ete kemiğe bürünmüş, ABD ile yoluna devam etmiştir. Filistinli Halil Caşan adlı yorumcuya göre Amerikan yönetimleri İsrail’in kocaman papağanı mesabesinde bulunuyorlar. Gerçekten de böyledir. Naturei Karta sonuçta inanç ve eylem bazında Siyonistlerin temiz olmadıklarından Kudüs’ten atılacaklarını ifade etmektedir. Musevilikte Kudüs paktır ve onu kimse uzun boylu kirletemez ve pak şehir günahkarları böğründen atar. Naturei Karta cemaatinden Haham Yisroel Dovid Weiss Kudüs’ün pak şehir olduğunu ve pak ve muttaki olmayanları yani Siyonistleri püskürteceğini söylemiştir (http://www.alwasatnews.com/918/news/read/453107/1.html ). Aynı ifadeler İslam geleneğinde ve hadis literatüründe Medine-i Münevvere için söylenmiştir. Medine’nin körük gibi olduğu, demirin körükle talaşlarını attığı gibi kirlileri atacağını haber vermiştir (Hiye’l Medinetü tenfi’n nase kema yenfi el kiyru habese’l hadidi/Buhari hadis: 1871).
Kaderin cilvesine bakın: Siyasal İslam diye Müslüman Kardeşler ve Hamas’a karşı çıkanlar siyasal Yahudilik olan Siyonizme sarılıyorlar. Onunla ittifak ediyorlar. Sisi ve Körfez liderleri ve Birleşik Arap Emirlikleri bu hususta rekor kırıyor. Halbuki siyasal Yahudiliği veya proje Museviliği reddeden Naturei Karta gibi organik Yahudiler Hamas ile birlikte siyasal Yahudiliğe karşı ortak cephede buluşuyorlar. Siyasal İslam’a karşı olduklarını söyleyenler tarihin garip cilvesi siyasal Musevilikle aynı dalga boyuna geldiler ve omuz omuza verdiler. Şüphesiz akıbetleri de aynı olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.