Bayram
Bir Ramazan-ı Şerif’i daha geride bıraktık, bayrama ulaştık. Elhamdülillahi Rabbi-l alemin hadha min fadhli Rabbi. Bir başka ifade ile, çok şükür. Orucun ruhumuza, bedenimize getirdiği arınma, temizlenme süreci ötesinde kulaklarımızın da pası silindi Ramazan ayı boyunca. Bütün medya kuruluşları dini programlar yaptılar, Kur’an, Sünnet, Fıkıh, Kelam, Siyer derken İslam’laştık. Öyle ki her birimizi allame-i cihan edecek kadar bilgi bombardımanına tabi tutulduk.
Çok iyi. Şikayetçi değilim ancak bir kaç tesbit… Allah ile savaşılır mı… Hayır. 28 Şubatçı medyaya baktım da gözlerim yaşardı (!) Doğan medyasına baktım mesela, aman Allahım gören de daha çok değil, sadece yirmi yıl önce dindarlarla savaşan, savaşanlara destek veren onlar değildi zanneder. Ama şimdi nasıl! Ayetler, hadisler, ilahiler! Hani bilmesek İslam diye bir dertleri var da sanacak insanlar… Evet Allah ile savaşılır mı…
Her televizyon kanalı hem iftar hem de sahur programları ile dinin farklı yönlerinde insanları aydınlatmayı hedeflemiş. Buraya kadar her şey iyi. Ama program aralarında tam bir tenakus sahneleniyor… Reklamlar devreye giriyor ve İslam dışılık günümüz Türkiyesinde kaldığı yerden bir sahur vakti devam ediyor. Müstehcenlikte yarışan kadınlar ürün pazarlamasının ortasında arzı endam ediyor. Bir taraftan az önce “birazdan sizlerle şu ve şu konuyu konuşacağız” diyen hoca efendinin sözleri kulaklarda çınlıyor, diğer taraftan bu ülkenin acımasız seküler kültürünün tahakküm edici küstahlığı yankılanıyor. Sonuç itibariyle insana bu ne perhiz bu ne lahana dedirtecek trajikomik bir durum ortaya çıkıyor.
Bir başka tuhaflıksa son onyıllardır artık alışılagelmiş olan bir durum. İslami ölçülerle müstehcen, la-İslami, la-dini, şer’i açıdan haram (daha nasıl tasvir edeyim…) kıyafetler içinde cıbıl cıbıl hanımcıklar bir “aşk” (!) ile salavatlar getirmiyor mu… bize de la havle çekmek düşüyor. Şimdi bu ne! Bu ne anlama geliyor! Yapılmak istenen ne! Kadın sesi etrafındaki tartışmayı koyun bir kenara, bu görünüm ne, kimi temsil ediyor bu kadıncıklar! Müslüman mestüre kadınları olmadığı belli. O zaman kim!
Demem o ki, iki adım ileri gidiyorsak, bir adım geri de gidiyoruz. İslami görünürlük arttı son senelerde. İnsanların dini hassasiyetleri daha belirgin hale geldi. Müslümanlar taleplerini eskiye nazaran daha fazla özgüvenle dile getirebiliyorlar şimdilerde. Amma! bir de işin sulandırılması var ki fayda sağlayacağı düşünülen platformlar bir o kadar da zarara sebep oluyor.
Bir şeyler değişti bu ülkede. İyiye doğru. Bir şeyler de bununla ters orantılı olarak yanlış, fisk ve dalalete doğru hızla irtifa kaybetti. Bazen düşünüyorum, kim kimdir, neyi temsil eder, söylediği söz müdür, anlattığı laf mıdır… Görüntüyle dil örtüşmüyor çünkü…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.