Bayram Sonrası
Bu sene bayram namazı hemen hemen bütün yurtta, merkezi camilerde ve meydanlarda birlikte kılındı. Müslümanlar ilk kez bu ölçekte bir birliktelik sergilediler. Birlikte dua ettik..
Dilerim Ramazan’ın etkisi önümüzdeki bütün bir yıla sirayet eder..
Bayramda bölgede kan ve gözyaşı vardı.. Sanırım birileri İslam dünyasına rahat yüzü göstermemek için saldırılarını sürdürecek. Sabırlı olalım.. Sonunda onlar, daha doğrusu zalimler, kafirler ve onların işbirlikçisi fasıklar topluluğu kaybedecek, müminler ve mazlumlar kazanacak..
Ülke gündemine bakacak olursak, şimdi sırada askeri şûra var.. Derin devlet ve paralel devlet gibi yapıların ordu içindeki uzantılarının tasfiyesi için önemli bir milad olacak bu askeri şûra.. Başbakan, son kez bir askeri şûraya başkanlık edecek..
Ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri.. Dilerim seçim ilk turda ve açık ara sonuçlanır..
Ve ardından yeni bir hükümet, yeni bir parti genel başkanı.. Dilerim bu kez hükümet teşkilince yetkililer olağanüstü bir dikkat ve titizlik gösterirler..
Hükümet teşkilinin ardından güven oylaması var..
Bana göre, derin güçler iktidarı dizayn edemeyince bu kez muhalefeti yeniden dizayn etmek için düğmeye basacaklar.. 10 Ağustos muhalefet için de bu anlamda bir milat olacak..
Paralel yapı için de 10 Ağustos milad olmak gibi bir özelliğe sahip.
Eylül ayına girerken yepyeni bir Türkiye bulacağız..
Hükümet de, paralel yapı da siyasi anlamda son sözlerini söyleyecekler..
İktidar için de, paralel yapı için de bu süreç olmak ya da olmamak gibi anlam taşıyor..
Paralel yapı, okul, dershane, yurt ya da cemaat değil. Arkasında ABD, İsrail ve Vatikan’ın da olduğu bir projenin Türkiye’yi yeniden dizayn etme projesinin Türkiye’deki koçbaşı olmak gibi bir rolü var..
Paralel devlet, beraberinde bir de paralel din getiriyor.. Ve bu proje Türkiye’de başlayıp biten bir proje de değil..
Bu projede bıçak kemiğe dayandığında batının reflekslerine de dikkat etmek gerek. Bu iş patlarsa, bu patlama Washington’da, Tel Aviv’de ve Vatikan’da da yankılanır.. Bu işin yankısı ABD’deki İrangate’den, İtalya’daki ve Vatikan’ı da içine alan Licio Gelli olayından daha büyük olur. İsrail için varlık ve güvenlik kaygısı siyasi bir krize sebeb olabilir..
Onun için paralelciler meydan okumalarını sürdürüyorlar.. Bu olup bitenlere inanmak istemiyorlar. Bu olayları kabul etmek istemiyorlar..
Amerikan elçiliğine gidip, yapıp ettikleri ve planları ile ilgili brifing verenler bunlar değil mi! İddiaları biliyorsunuz.. Hani ellerinden gelse Erdoğan, Davudoğlu ve Fidan’ın koluna kelepçe takıp içeri atacaklardı. Gezi böyle bir operasyondu.. Şimdi, dışarıdaki kripto adamları ile Erdoğan hükümetini, Ortadoğu’da terörü örgütlemekle suçlayarak, Sudan’da Beşir hükümetine yaptıkları gibi, yukarıdaki isimleri Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne götürmenin yollarını arıyorlar..
Adana’daki MİT’in TIR’larına yapılan operasyon da böyle bir operasyondu..
Daha başka planlar da var. AK Parti’yi ele geçirmek ya da Erdoğan sonrası AK Parti’yi ANAP’a çevirmek.. Çankaya konusunda Erdoğan’a karşı oluşturulan muhalefet cephesini, milletvekili seçimlerine taşımak da projenin bir başka ayağı..
Bayram süresince bir sükunet sözkonusu olsa bile, bayram sonrası topyekûn saldıracaklar.. Kişileri, kurumları hedef alacaklar. İçeriden ve dışarıdan ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar..
Zamanları çok dar. Öfkeleri de akıllarından büyük olunca büyük ihtimalle yine çuvallayacaklar.
Zaten bir ölçüde deşifre oldular..
İşin yargı, ordu, finans, media, sermaye ayağı çözülmeden bunlar daha tehlikeli hale gelebilir.. Bunların dış bağlantıları deşifre edilmeden, özellikle İsrail el altından Türkiye’ye karşı operasyonlarını sürdürmeye devam edecektir..
Bu yapı, uluslararası bağlantıları çözülmeden pes etmeyecek.. Bu yapının birtakım radikal örgütlerle, dolaylı ve doğrudan ilişkileri, iltisaklı bazı dini kimlikli kişiler, bazı sermaye grubları ve liberal görüntülü yapılarla bağlantıları deşifre edilmeden pes etmeyecek gibi sanki..
İsrail, Gazze ya da Filistin direnişinin Türkiye tarafından provoke edildiğini iddia ediyor. Mısır’ı, Libya’yı, Tunus’u da İhvan üzerinden kışkırtan Türkiye ve tabii Suriye, Irak’ta da Türkiye suçlu.. Yemen’de de. Türkiye Afrika ülkelerinde de radikal İslamcılara destek veriyor. İddiaları bu..
Bu süreçte, STK’lar ve medianın çok dikkatli olması gerek.
Bilgi güvenliği siber istihbarat, siber savaş, siber güvenlik konusunda da derhal yeni bir bilişim yasası çıkartılması ve Milli Bilgi Bankası’nın kurulması, ulusal güvenlik yazılımının gerçekleştirilmesi, bigdata yönetimi konusunda acil yatırımlar yapılması gerekiyor.. Belki MGK ve Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın da bu çerçevede yeniden yapılandırılması gerekiyor.
Bu yapının adamları sadece cemaat içinde yok. Her yerde varlar. Cemaat, bazı kanaat önderleri, bazı politikacılar, bürokratlar, bizden gözüken bazı patronlar, bilim adamları da uyuyan ajan rolündeler. Bazıları da takıyye yapıyor.. Ya da kaybeden tarafta olmak istemediği için bekliyorlar.. Bu gidişin sonunu görmek istiyorlar.. Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.