Sisi kardeşliği, Bumedyen kardeşliği!
Ahmet Bin Bella’dan sonra iktidara gelen Huvari Bumedyen, Cezayir’i en uzun süreyle yöneten isimdir. Elbette Abdulaziz Buteflika’nın yarı bitkisel başkanlık dönemini saymazsak. Bumedyen ilginç bir kişiliktir. Dini bir tahsil yapmasına ve Ezher’de okumasına rağmen sosyalist eğilimlere kapılmıştır. Nasır gibi sosyalist eğilimler taşımaktadır. Onun sosyalist sapmalarını bir nebze düzelten ise halefi Şadli Bin Cedid olmuştur. Şadli Bin Cedid 1962 sonrası kurulan devletin bazı sapmalarını tamir etmiştir. Ülkeyi girdiği sosyalizm çukurundan ve çıkmazından kurtarmıştır. Cezayir devrimden sonra dış politikada hep aktif olmuştur. İran-Irak ilişkilerinde arabuluculuk yapmış ve onun ötesinde Filistin meselesinin önemli destekçileri arasında yerini almıştır. Araplar 1967 yılında İsrail karşısında büyük bir yenilgi tatmıştır. Bunu tamir etmek 1973 Ramazan Savaşına nasip olmuştur. Bu savaşta Huvari Bumedyen Sedat’la şahsi anlaşmazlıklarına rağmen Mısır’a büyük yardımlarda bulunmuştur. Mısır için Sovyetler’den silah tedarikinde bulunmuştur. O sıralarda Filistin’le ilgili söylediği bir söz hâlâ yankılanmaya devam etmektedir. Sözü şudur: Zalim de olsa mazlum da olsa Filistin’e yardım et, sahip çık! Aslında bu söz mübalağa ile söylenmiş bir sözdür. Bununla birlikte söz yerindedir. Hiçbir seçenekte ve denklemde Filistinliler zalim değildir. Hep mazlum statüyü temsil etmişlerdir. Bumedyen kardeşliği aslında cahiliyette cari olan bir modeldir. Cahiliyette kabile dayanışması şöyledir: Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et. Buradaki kardeş telakkisi kabile kardeşliği ve beraberliğidir. Peygamberimiz ‘zalim de olsa kardeşine yardım et’ kısmını İslam anlayışına göre tashih etmiştir. Zalim kardeşe yardımın onun zararını önlemek ve zulmünü engel olmak şeklinde tanımlamış ve tarif etmiştir.
•
Bugün ise ne Bumedyen’in söylediği ne de İslam’ın emrettiği kardeşlik türü caridir. Yerinde yeller esmektedir. Aksine, kardeşliğin yerini ihanet ve sırt çevirme almıştır. İslam kardeşliği ve Filistin dostluğu ve kardeşliği yerini Yahudi-Arap kardeşliğine bırakmıştır. Daha ilgincini New York Times gazetesinin Kahire Büro Şefi David D. Kırkpatrick yazıyor. ‘Arab Leaders, Viewing Hamas as Worse Than Israel, Stay Silent’ başlıklı yazısında Arap liderlerin Hamas’ı İsrail’den daha kötü gördüklerini ve bundan dolayı sessiz kaldıklarını ifade etmektedir. Mısır planına itiraz etmeyen Arap liderleri aslında İsrail’in Hamas’ı bastırmasını ve ezmesini onaylamış oluyorlar. Buna mukabil, hisler karşılıklıdır ve Filistinlilerin nazarında Sisi Netanyahu’dan daha sefil ve namerttir. Beyti Lahiya’dan bakkalcı Salhan al Hiriş şu sözleriyle bütün siyasi manzarayı özetliyor: “Sisi, Netanyahu’dan daha kötü ve Mısırlılar bize Yahudilerden daha ziyade komplo kuruyorlar”(Sisi is worse than Netanyahu, and the Egyptians are conspiring against us more than the Jews). Demek ki, Bumedyen kardeşliğinin yerini Sisi kardeşliği almış bulunuyor. Halbuki, Mısır’da Bumedyen kardeşliğini hatırlatan birçok halk deyimi de vardır. Bunlardan birisi der ki, ene maa ahi dıdde ibni ammi ene maa ibni ammi dıdda garibin. Ben kardeşimle yeğenime yeğenimle de yabancıya karşı beraberim. Şimdi Araplar cahiliye kardeşliğinin bile gerisine düşmüş bulunuyorlar. İslam düşmanlığı onları hem ırki olarak hem de dini kardeşleri olan Filistinlilere karşı Yahudilerle aynı cephede buluşturabiliyor.
•
Niye ses çıkarmadıklarına gelince. ‘Uyandırmayın kerizi’ yaklaşımı içindeler. Bununla birlikte onlar ne kadar gizlemeye çalışsalar da iki Abdullah (Ürdün Kralı İkinci Abdullah ile Suud Kralı Birinci Abdullah) ile Sisi ve BAE emirlerinden Muhammed Zayed gibiler Bemedyen kardeşliğini tersyüz ettiler. Onlar sessizliğe bürünseler bile maşeri vicdan onları teşhir etmektedir. Farsça bir atasözü de onların durumuna tekabül etmektedir. Farsça atasözünde şöyle bir soru dile getirilir: Neden demir tahtayı kestiğinde veya dövdüğünde kısık bir ses çıkarır da hemcinsi demir demirle karşılaştığında tiz ses çıkarır? Cevabı şudur: İkinci durumda demir feryada gelir ve kardeşin kardeşe yaptığı reva mıdır diye inler! Günümüzün Araplarının yapamadığını Emir Muaviye ile Hazreti Ali yapmıştır. Bizans sataşmak ve dalaşmak istediğinde Emir Muaviye onlara şu mesajı göndermiştir: Sürtüşmelerinize devam edecek olursanız derhal Hazreti Ali ile çekişmemi bırakır ve birlikte sizin üzerinize yürürüm. Günümüz Arapların da böyle bir irade olsa ve Bumedyen gibi davransalar herhalde İsrail bu kadar azamaz ve şımaramaz. İsrail’in azmasından bütün kardeşlik modellerini altüst eden Sisi kardeşlik anlayışı sorumludur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.