Devlet hangi mahalleye taşınacak?
Ankara’da bir “Devlet mahallesi” olduğunu eskiden memurlar iyi bilirdi. Lojman denilince, ilk o akla gelirdi. Başbakanlığın arkasında, bakanlıkların çok yakınında... Eğer buradan yer bulabilirsen, rahatın yerinde!
1930’larda Devlet, Meclis’iyle, Başbakanlık ve bakanlıklarıyla eski Ankara ile içiçelikten kurtarılarak Yenişehir’e taşınmaya karar verilince, büyük bir inşaat faaliyeti başladı. Düşünün bir: Başbakanlık binasına Hacıbayram Camii’nin gölgesi düşüyor! Hemen “mabedsiz şehr”e taşın!
Galiba ilk biten binalar Erkân-ı Harbiye (Genelkurmay) ve İçişleri Bakanlığı’dır. Sonra diğer bakanlıklar, bu arada Yargıtay yapılmıştır. Devlet mahallesine son eklenen bakanlık binası Millî Eğitim olmalıdır. Bakanlıklar bir semt midir, mahalle mi? Hadi “mahalle” diyelim. Onun mütemmim cüzü ise “Devlet mahallesi”dir. Devlet mahallesinin inşası, bakanlık binaların çoğu tamamlandıktan sonra, 1940’lardadır. Bu yüzden adını dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu’ndan almıştır.
Şükrü Saracoğlu mahallesinin 1939 sonunda vukubulan Erzincan depremi üzerine dışarıdan gelen yardım malzemeleri ile yapıldığı kanaati vardır nedense... Devlet yüksek memurlarının oturacağı bir mahalle inşa etmiştir. Esasen Bakanlıkların devamı gibi olan bir mahalle. Mahallenin her şeyi düşünülmüş, okulu, gazinosu...
Devlet mahallesi sâkinleri ne yazık ki, bu gazinodan müstefid olamamışlardır! Tam da o sıralarda bir “millî kütüphane” ihtiyacı hissedilmiş, yer bulunamayınca, Devlet mahallesinin gazinosu olacak yapı Millî Kütüphane’ye tahsis edilmiştir. Mahalle sâkinlerinin itirazı pek işe yaramamıştır.
Bizim Devlet Mahallesi’nde tek bildiğimiz bina, işte bu Millî Kütüphane binasıdır. 1970’li, 80’li yıllarda çok günlerimiz geçmiştir bu binada. Sonra Millî Kütüphane kendine mahsus yeni binasına taşındı, burası da Millî Kütüphane’nin kurucusu Adnan Ötüken adıyla Halk Kütüphanesi olarak hizmet vermeye devam etti...
Biz Devlet mahallesine müdavim olduğumuzda adı artık “Namık Kemal Mahallesi” idi! Hâlâ da Çankaya Kaymakamlığı’nın bulunduğu sokakta, tunçtan Namık Kemal Mahallesi panosu görülebilir.
Devlet lojmanlardan vazgeçemedi... Bunun için bir hayli lâf üretildi, fakat mümkün olmadı. Sadece Milletvekilleri için yapılan evler satıldı. Asker ve polis lojmanlarının vazgeçilemezliği bütünü etkilemiş olmalı. Devlet bazı eski lojmanları sattıysa da, yeni lojman yapmaktan da vazgeçmedi. Nitekim, Ankara’da ikinci bir Devlet mahallesi olduğunu, bu vesile ile hatırladım. Bu sefer devlet merkezden epey uzağa gitmiş: Eryaman’a!
Şimdi Ankara’nın göbeğindeki Devlet mahallesi “riskli alan” ilân edilmiş. “Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Âfet ve Âcil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından kararlaştırılan bir alan”mış burası…
Tabiî Ankara’nın göbeğindeki bu “riskli alan”, aynı zamanda gözde bir “rant alanı”… Arsa çok kıymetli. Ne ilân edildiği değil, bundan sonra ne yapılacağı önemli.
Bu bölgedeki iki veya üç katlı yapıların yerine çok katlı yapılar yükseltilebilir veya yeni bir alışveriş merkezi inşaa edilebilir… Ne olacak, bilemiyoruz. Bize kalırsa, bu bölgeye çok katlı yapılar ve ticarî alanlar düşünülmemeli, kültürel alan olarak planlanmalı. Zaten yeşili çok bir bölgede, şehrin merkezinde, kültürel alanın çekirdeği sayılabilecek Kütüphane binası var. Bu bina asla yıkılmamalı, bölgenin mimarisinin sembolü olarak da ayakta tutulmalı. Eğer gerçekten yıkılma tehlikesi varsa, yeniden aslına uygun yapılmalı…
Ankara’nın birçok semtine giden otobüs veya dolmuşların başlangıç noktası olan Güven Parkı’ndan çalınmış arazi tekrar parka kazandırılıp buraya kaydırılabilir…
“Devlet mahallesi” dedik de, bu mahallenin diğer yarısı, yani hükümet (eski adıyla “icra vekilleri heyeti”, yeni adıyla “bakanlar kurulu” ve Başbakanlık) binaları da riskli yapılar mı acaba?
Değilse bile, bu binaların yakın zamanda taşınacağı anlaşılıyor. Bu durumda Devlet’in buradan göçeceğini söyleyebiliriz! Aslında çok yabancı bir yere gitmiyor: Devlet mülkü olan Orman Çiftliği arazisine, hem de Devlet Mezarlığı’nın karşısına taşınıyor!
Diyeceksiniz ki, bir de “Devlet mezarlığı” mı var?
Sakın bundan “devlet öldü” mesajı çıkarmayın!
12 Eylülcüler, Devlet’in kuruluşunda emeği geçtiğini düşündükleri eski komutanların önemli bir kısmının mezarını buraya nakletti. Son olarak eski başbakanlardan Bülent Ecevit buraya defnedildi. “Devlet mezarlığı” kulağa hoş gelmiyor ama, demek ki böyle bir yere ihtiyaç hissedilmiş! Başbakanlık için yeni bir binaya ihtiyaç duyulduğunda, yapının tam da “Devlet mezarlığı”nın karşısında olduğu birilerinin dikkatini çekmiş olabilir mi acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.