Ersoy Dede

Ersoy Dede

Bir Millet Devrim Yaptı

Bir Millet Devrim Yaptı

Bugün Yeni Türkiye için sandık başına gidip, statükoya, vesayete savaş açan Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren milyonlarca seçmen, sessizce gerçekleştirdikleri devrimin siyasi ayağını böylece tamamlamış oldular... Geniş, ama sesleri kısık çıkan milyonların haykırışının, feryadının yansımasıydı dün çıkan rakamlar.. Bu ülkenin zencileri, liderlerini Çankaya Köşkü’ne uğurlarken, “yenilgi yenilgi büyüyen zafer”in de tadını çıkardılar.. Dün akşam saatlerinde seçim sonuçları açıklandığında, Recep Tayyip Erdoğan’ın yasaklanan reklam filmindeki “yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır” sözünün ne anlama geldiğini de herkes görmüş oldu.. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kaybetmesiyle birlikte; Statüko kaybetti, yerleşik düzen kaybetti, para babaları, kapitalist rejimin temsilcileri, komprador burjuva aileler, yerleşik düzen, masonlar, Yahudi lobisi kaybetti, kendini bu ülkenin asıl sahibi zanneden egemen güçler, Kemalist rejimin devamından yana duranlar, namaz kılmayı suç sayan zihniyet sandığa gömüldü.. Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanmasıyla birlikte Kürtler de kazandı, Aleviler de kazandı, baskıcı rejimin altında ezilen dindar Müslümanlar da kazandı, asgari ücretle yaşam savaşı veren emekçiler de kazandı, harç parası için her 6 Kasım’da sokaklara dökülen öğrenciler de kazandı... 

ZATEN İKTİDAR DEĞİL MİYDİ?

Diyeceksiniz ki 3 Kasım 2002’den bu yana iktidarda olan hareketin lideri değil miydi Erdoğan? Diyeceksiniz ki Ağustos 2007’den beri Cumhurbaşkanı değil miydi bu hareketin kurucu isimlerinden biri olan Abdullah Gül? Öyle olmuyor işte o işler.. Kurallarını yerleşik düzenin koyduğu bir futbol maçında, hakemin vesayetin güncel temsilcisi olduğu bir oyunda ne kadar forvet olabilirsiniz ki?.. Evet Erdoğan Başbakan, Gül Cumhurbaşkanı idi... Ne oldu peki? Vasiler değişti ama vesayet hep sürdü.. 12 Eylül Rejimi’nin vasileri gitti 28 Şubat’ın yeni vasileri geldi.. Tam 28 Şubatçılardan kurtulmak üzereyken 7 Şubatçı yeni vesayetin varlığıyla tanıştık.. Dışarıdan baktığımızda “kendi başına özgür iradesiyle hareket ediyor” zannederken meğer siyaseti şekillendiren bir başka güç daha olduğunu öğrendik.. En basit örneğini demokratikleşmede görün.. Ne zaman sıkı bir adım atılacak olsa, memleketin bir köşesinde bombalar patlamadı mı? Öğretmenler, askerler, polisler şehit olmadı mı? Tam toplumsal barışı yakalayalım derken birden bire yine kardeş kardeşe düşmedi mi? Nerede kaldı o vakit sizin iktidarınız? Nerede kaldı gücünüz, bağımsızlığınız..  Kim bilir kim yönetiyordu Erdoğan’a rağmen o süreci.. Dizginler kim bilir kimin elindeydi?.. Bir düğmeye basıyorlar barışıyoruz, bir düğmeye basıyorlar yeniden kavga etmeye başlıyoruz.. Irak’a ya da Suriye’ye TIR çıkarıyoruz, gelip durdurup TIR’lara el koyuyorlar? Dibimizde yanan ateş için ne yapacağımızı konuşuyor istihbarat, güvenlik ve dış politikadan sorumlu isimler.. Ertesi gün internette dinliyoruz.. Anlıyor musunuz “2002’den beri iktidarsınız” lafının nasıl da içi boş bir manipülasyondan ibaret olduğunu.. Daha çarpıcı örnekleri de var.. Üniversitelerde başörtüsünün önünü açacak olan Anasaya’nın 10 ve 42. maddesi değiştirildi TBMM’de.. Parlamentonun çok önemli bir bölümü, 550 üyeden 411’i “evet” dedi düzenlemeye.. Ne oldu sonunda? Örnekler çok.. 7 Şubat’ı hatırlayın mesela.. Ülkenin iç barışını sağlamak için atılmış en önemli adımının ardından MİT Başkanı’nı oradan da Başbakan’ı tutuklamaya kalktılar.. Hangi egemenlikten, hangi iktidardan söz ediyorsunuz.. Başbakan’ın ofisinde dinleme cihazları bulunuyor, faillerini yargılayamıyordunuz.. Bitti artık o günler.. Hani 50’lerin o muhteşem sloganı vardı ya; “Yeter Söz Milletindir”... Aynen de öyle.. Yeter, Söz Milletindir... Değerli dostlar, daha çok yazacağız.. Bugün yeni bir gün.. Yeni Türkiye’nin doğum günü... Bugün Cumhuriyet Bayramı... Bugünden itibaren artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi