MHP’nin demokrasi açılımı
Soğuk Savaş dönemindeki sağ-sol çatışmaları ve Ülkü Ocakları’nın geçmişteki eylemleri sebebiyle MHP, medyaya hâkim olan sol taraftarların gayretleriyle hep uç noktada ve radikal bir milliyetçi parti olarak gösterilmiştir. Halbuki, Türkiye’nin CHP’den sonra en eski ikinci partisi olan MHP’nin siyasi çizgisi, parlamentodaki ve koalisyon hükûmetlerindeki faaliyetleri, bu görüntünün aksine, daima uzlaşmacı, huzur ve istikrardan yana bir seyir takip etmiştir.
Rahmetli Türkeş, otoriter karizmasının altında, kendi şahsından ve partisinin menfaatlerinden tâviz verme pahasına uzlaşmacı bir siyasi lider olmuştur. MC koalisyonları esnasında Türkeş, koalisyon ortakları arasındaki anlaşmazlıkları çözen ılımlı bir devlet adamı olarak dikkati çekmiştir. Onun rahle-i tedrÓsinden geçen Bahçeli de, aynen Türkeş gibi uzlaşmacı rol üstlenmiş ve rejimin tıkandığı zamanlarda demokratik açılımlar yaparak istikrarın sağlanmasında etkili olabilmiştir.
22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri sonucunda tekrar TBMM’de grup oluşturan MHP ve lideri Devlet Bahçeli, Ana Muhalefet Partisi CHP’nin tam aksine, demokratik rejimden ve milletin değerlerinden yana koyduğu tavırla halkın takdirini kazanmıştır.
***
Bahçeli’nin önceki gün yaptığı Basın Toplantısı’nda söyledikleri, son dönemdeki en önemli tesbitler ve başlıbaşına bir ‘demokrasi manifestosu’ mahiyetindedir. Her kelimesi dikkat ve maharetle hazırlanmış bu demokrasi beyannamesini candan alkışlıyoruz.
Medyada hakettiği ölçüde yer almayan bu konuşmanın tamamını sizlere aksettirmek isterdik. Ancak ne yazık ki sütunlarımız buna kâfi gelmemektedir. Buna karşılık çok önemli bulduğumuz bazı noktaları aktarmaya çalışalım:
Önce ‘hukukla millî iradenin çatıştırıldığını’ işaret eden Bahçeli, “Yüce Mahkemenin gerekçeli kararlarının niteliğine ve içeriğine bağlı olarak, siyasetin alanının daraltılması ve Parlamento’nun yetkilerine ilişkin olarak sınırlı bir çerçeve çizilmesi durumunun ortaya çıkması ciddî bir ihtimal olarak karşımızdadır” diyerek, “Türk demokrasisi ve Parlamenter sistem(...) ‘bir alacakaranlık dönemi’ne girme riskine maruzdur” tespitinde bulunuyor.
Bahçeli, AYM’nin 5 Haziran 2008 tarihinde aldığı Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişiklikleri iptal kararını da, bu değişikliklerin arkasında durarak eleştiriyor ve “Hukukî olmaktan ziyade siyasî düşünce ve saiklere dayanan bu iptal kararı yasama organının görev ve yetki alanına müdahale olarak görülmüş ve yetki aşımı ve yasama organının iradesini engelleyen fonksiyon gaspı tartışmalarına yol açmıştır” diyor ve şu önemli kaideyi hatırlatıyor: “TBMM’nin yasama yetkisi, Anayasa’nın açıkça belirlediği sınırlar dışında genel, mutlak ve münhasır bir yetkidir.” Bahçeli’nin şu tesbitini de Türkiye’de aydın geçinen, demokrasi ve hukuk üzerine ahkâm kesen herkesin değerlendirmesi gerektiğine inanıyoruz: “Yüce Mahkemenin millî iradenin tecelli ettiği yegâne merci olan Meclis’in iradesini hiçe sayarak Anayasa’da belirlenen çerçevenin dışına çıkıp yasama yetkisini sınırlandırması, demokratik parlamenter rejim açısından savunulabilir ve kabul edilebilir bir durum değildir.”
***
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sadece bu son derece isabetli tesbitlerle yetinmiyor; 9 noktada topladığı önemli teklifler de getiriyor. Türkiye’de siyaset anlayışlarının temelden gözden geçirilmesinin ve değişmesinin gereğini; cepheleşme sürecine son verilmesini; egemenliğin yegâne sahibinin millet olduğunu ve siyasî iktidarların meşruiyet kaynağının da millî irade olduğunu; huzura, kardeşliğe ve siyaset ahlâkına sahip çıkılmasını; siyasî diyalog kanallarının açılmasını ve bu konuda ortak bir çalışma başlatılmasını; TBMM’nin, siyasî ve ahlâkî yozlaşma ile mücadelede Türk toplumuna öncülük yapma durumunda olduğunu; bunun için ‘Siyasî Ahlâk Yasası’, ‘Siyasî Ahlâk Kodu’, ‘Yolsuzlukla Mücadele Kurulu’ ve ‘Kamu Denetçiliği Sistemi’nin icap ettiğini söylüyor.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi ile ilgili olarak, “Parlamento ile AYM arasındaki ilişkilerin son içtihatlar ışığında yeniden değerlendirmeye tâbi tutulması ve devletin temel organları arasında yetki çatışması ve aşımını önlemek için ilgili Anayasa hükümlerinin gözden geçirilerek yeni düzenleme ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekli hâle gelmiştir. MHP, bu düşüncelerle AYM’nin görev ve yetkilerini düzenleyen Anayasa’nın 148. ve 153. maddeleri dahil olmak üzere, bu amaçla Meclis bünyesinde mümkün olabilecek en geniş tabanlı bir mutabakatla yapılması kararlaştırılacak değişiklikleri samimiyetle ele almaya ve 70 milletvekili ile bu sürece katkıda bulunmaya hazırdır.”
***
Sayın Bahçeli’yi bu demokrasi açılımından dolayı kutluyor ve ümitsiz vaka olan CHP’nin dışındaki AK Parti ve DTP’nin bu teklifleri iyi değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.