Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Haftanın yağdanlığı seçilen yazım

Haftanın yağdanlığı seçilen yazım

Beni haftanın yağdanlığı seçen gazetenin kaç yıldır yayında olduğunu bilmiyorum.

Şükürler olsun şimdiye kadar o gazeteyi hiç elime almadım ve kuruş param nasip olmadı.

Hiçbir yazı ve haber okumadım. Çünkü bilirim ki, bu gazete İslam düşmanıdır.

Haliyle böyle bir gazetede yazanlarla ortak bir yönüm olmayacağı bellidir. Bu sebeple “yağdanlık yaftası” hoşuma gitti.

Gazetenin adını yazarak kendi gazetemin temiz sayfasını kirletmek istemem. Hangi gazete olduğunu geçelim ve unutalım.

Peki, söz konusu yazı neydi?

Efendim mayıs ayının başlarında yazdığım bir yazıydı. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan hakkında, “Başkan R. Tayyip Erdoğan” başlıklı bir yazıydı.

Yazıyı yarın tekrar yayınlayacağım ama önce bir iki laf etmem lazım.

Yazımın yayınlandığı gün Moldova’ya gitmiştim. Moldova’da Türkiye’nin yaptığı icraatları yerinde görüyor ve izlenimlerde bulunuyordum.

Moldova’nın başkenti Kişinev’den oldukça uzak, Romanya sınırına yakın bir kasabada özürlü çocukların kaldığı rehabilitasyon merkezini geziyordum.

Rehabilitasyon merkezinin özelliği, annesi ve babası tarafından terk edilmiş veya anne ve babası tarafından bakılamayan özürlü çocukların eğitim yuvasıydı.

Türkiye olarak bu rehabilitasyon merkezinin bakım ve onarımını yapmışız. Merdiven korkuluklarına kadar yenilemiş, teknik ve teknolojik olarak yeni aletler almışız.

Bu merkezi gezdiğim bir sırada Türkiye’den bir dost aradı ve “falan gazete seni haftanın yağdanlığı seçmiş” dedi.

Tam bu sırada söz konusu merkezin koridorundan geçiyordum ve camın ötesinde, yedi yaşlarında bir çocuk, Türkiye’nin yardımıyla alınmış beşiğinde ayağa kalkmış, ellerini cama yaslamış bizlere bakıyordu.

Bakışlarında müthiş bir arayış vardı. Anne ve babasına benzer birilerini arıyordu, gülümseme ile ağlamaklı hali hâlâ gözlerimin önünde.

Bu hale şahitlik edince dedim ki;

-“Başbakan Erdoğan’a veya hükümete yağdanlığı bir borç bilirim. Bu benim için büyük bir şereftir. Keşke şu an gördüklerimi görebilseler ve Türkiye’nin büyüklüğünü anlayabilselerdi.”

Lakin anlamaları beklenemezdi. İnsanlıktan nasibini almamış olanların ne beni ne hükümeti anlamaları mümkün değildi, boşa nefes tüketmek nafileydi.

Yine aynı günlerde dünyadaki tek Hıristiyan Türk topluluk olan Gagauzya bölgesine geçmiştim. Gagauzya bölgesinin başşehri Komrat şehridir.

Komrat’ta kimsesiz yaşlı insanlar için Türkiye olarak bir huzurevi yapmışız. Oradakiler “konukevi” diyorlar.

Yaşlı Gagauzlarla sohbet ettim. Türkiye sayesinde yalnız yaşamak ve sokakta kalma korkusundan kurtulmuşlar, Türkiye’ye ve Erdoğan’a teşekkür ediyorlardı.

Bu yaşlarına kadar görmedikleri konfora sahip olduklarını ve “Ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmadıklarını” anlattılar. Bu sözün de Gagauzlara ait olduğunu söylediler.

Velhasıl, aklıyla vicdanı arasına “iman terazisi” koyabilen insanlarla koyamayanlar mayalarının gereğini yaparlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olacağına dair mayıs başında yazdığım yazı yarına. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi