Erdoğan ve Davutoğlu Koşarken
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Başbakanımız Davutoğlu, uzun mesafe koşucusudur.
Arkasında yetecek ve “Yoruldum” demeyecek insanlara ihtiyaçları vardır.
Yatanların oturması, oturanların yürümesi, yürüyenlerin koşması, koşanların hedefe kilitlenmesi lazım gelen bir dönemdeyiz.
Bu insanlardan kastım bürokratlar değildir. Bürokratlar kendilerine biçilen rolleri oynarlar, işini iyi yapan kalır, iyi yapamayan gider.
Bürokratlar bugün olur yarın olmayabilirler. Ancak milletten güvenoyu alan hükümetler, memleketi hür şekilde idare edip büyütebilirler.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Ak Parti kadrolarının dokuz seçimdir katladıkları başarılarının sebebi, Erdoğan’ın ve ekibinin uzun mesafeli koşucu olmaları ve arkalarındaki milletimizin“Tevhid” inancı sayesindedir.
……………………
Esas şimdi daha çok omuz vermek lazım. Yeni Türkiye’yi gürbüz şekilde büyütebilmek için tavanla birlikte tabanın uzun mesafe koşucusu olması gerekir.
Taban gevşerse tavan nefes darlığı çeker. Geçmiş iktidarların “tabana” değil de karanlık odaklara teslim olanlarını hep birlikte gördük.
İstisnalar hariç, biz ve bizden öncekilerin doksan yıldır çektiği çilelerin sebebi, millet iradesiyle işbaşına gelmemiş hükümetler yüzündendir.
Bugünkü muhalefet ve yandaşlarının maddi olarak çok rahat beslendiği devirler, işte böyle puslu dönemlerdir.
Milletimizin “Tevhid inancı” çerçevesinde, dokuz seçimdir Erdoğan’a verdiği desteğin birinci sebebi; bir daha geçmişe dönmemek üzere “Yeni Türkiye’yi” kurmaya karar vermesindendir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan da milletimizde bu ışığı gördüğü için dokuz seçimdir hiçbir oy kaygısı gütmeden mücadele etmektedir.
……………
Yeni Türkiye’nin kuruluşunda “benim de tuzum olmalı” diyenler; fert fert kendimizi bir hesaba çekip;
-“Memleketim ve milletim için kendi işimle ilgili nasıl bir yeniliğe ve değişime gidebilirim” diye uzun mesafe koşusuna hazır olmalıyız.
Neredeysek ve ne iş yapıyorsak ve kim olursak olalım, madem Rabbim güzel bir fırsat sundu, o zaman fırsatı iyi değerlendirmeliyiz.
…………….
“Bunları söylemek kolay ama” diye başlayacak sözler dile gelebilir. Hepimiz bir mazeret ileri sürebilir ve mazeretimizin kabulünü isteyebiliriz.
Oysa hepimiz pek alabiliriz ki, mazeret ileri sürmek, bahaneler üretmek, ‘mış’larla hareket etmek, ‘olursa’ veya ‘olmazsa’ gibi kösteklerle meşgul olmak; devletler tarihi boyunca kalkınmak ve büyümek isteyen milletlerin başının belası olmuştur.
Böyle musibete düçar olan memleketlerin halkları, ülkelerini kişisel çıkarları uğruna devleti ve milleti yolmak isteyen gruplara peşkeş çekmişlerdir.
Bu tür grupların gözleri hep başkalarının cüzdanlarında olmuş ve o cüzdanları boşaltabilmek için her kılığa girmiş, her senaryoyu oynamış ve nabızlara göre şerbet verip, sadece cüzdanlarını değil, duygularını, inançlarını da sömürmüşlerdir.
İşte “Yeni Türkiye” bunların hepsinden kurtulacaktır.
Bütün mesele, ülkesini ve milletini seven her bireyin; “irfanına, vatanına, bayrağına ve kalkınmasına” sahip çıkmak için fert fert bir tuğla koymasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.