Başörtüsü yine birilerini rahatsız etti
Önce bir not: Sevgili Nazlı abla yazısında benden bahsetmiş, sitem etmiş. Eskiden de olduğu gibi bugün de üzerinde anlaşamadığımız, farklı düşündüğümüz meseleler var. Nazlı ablanın hakkını ödeyemem, vefa borcum her daim sabit. Meclis’in ürkeklerle dolu olduğu bir günde yanımda olmuş, bedelini de beş sene siyasi yasak ile ödemiştir. Bu anlamda saygım ve sevgim baki…
Milli Eğitim Bakanlığı orta öğretimde şimdiye kadar uygulanan başörtüsü yasağını kaldırdı. Böylece 4+4+4 eğitim sisteminde ilk 4’ü bitiren kız çocuklarından dileyenler beşinci sınıftan itibaren derslere başörtülü girebilecekler. Bu adım bir normalleşme sinyali. Ancak bunu anlamak istemeyen bir kesim Türkiye’de hâlâ mevcut. Bizim de görevimiz onlara bunu anlatmak. İstemeseler de anlatmak ve izah etmek. Bu konuya açıklık kazandırmak. Tabii kimileri siz anlatsanız da biz dinlemeyeceğiz modunda ve mood’undalar. Biz ancak üzerimize düşeni yapabiliriz, gerisi kendi bilecekleri iştir şüphesiz.
Konuya şöyle bakalım: Aslında yasak kaldırıldı demek yerine şunu demeliyiz: kaldırılan baş açıklık zorlaması. Neydi? Yıllardır bu ülkede kadınların başları zorla açtırılıyordu. Haydi tarih de verelim: fiili olarak, teşvik, zorlama, kınama vesaire psikolojik baskılar ile Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri, hukuki çerçevede de daha da spesifik olmak gerekirse yönetmelikler ve mahkeme kararları bünyesinde de 1981’den bu yana, yani tam 33 senedir kadınların, kızların başları zorla açtırılıyordu. Askere evladını gönderen anne, tel örgüler arkasından oğlunun yemin törenini seyretmeye zorlanıyor, herkes tören alanında kıt’ada iken o cüzzamlı hasta misali veya bir suçlu gibi dışarıda yere çömelmiş çocuğunun heyecanını paylaşıyordu (hatırlayınız zihinlerimize kazınan o resmi, hafızamda hâlâ tazedir). Çocuklar da benzer şeyler ve daha kötüsünü yaşıyordu. Yine hatırlayınız o iç parçalayıcı fotoğrafı: dört polisin ablukasında dört bir yandan başörtüsü çekilip çıkartılan orta okul öğrencisini. Kelimelerin anlatamadığını bir anda bütün vahşetiyle dünyaya anlatıveren o fotoğrafı. Bileklerinde kelepçe zincirleriyle Allah’a ısmarladık diyen küçük kızları hatırlayın. Sivas’ta üniversite mezuniyet töreninde birinci olmuşken, üzerine yürüyen bir başka mezun tarafından başındaki hemşirelik kepi çekilip yırtılan, tartaklanan, diplomasi verilmeyen kızı hatırlayın. Kimi 28 Şubat’ın kimi daha öncesinin Türkiye gerçekleri.
Şimdi bazıları kalkmış, haydi isim de verelim CHP’liler kalkmış, bir kısım MHP’liler kalkmış laiklik elden gidiyor, kızlar yok oluyor propagandası yapıyorlar. Hiçbir şeyin gittiği, geldiği yok. Olan baş açıklık zorlamasının kaldırılması. Zorla açılan başlar, zorla görülen saçlar, ikna odalarında zorla okşanan saçlar olmayacak bundan sonra. Mesele budur.
Mesele budur da, derdi baş örtmek olmayan bir kitlenin şimdi bu niye derdi oluyor! Efendim, siz çocuklarınıza, torunlarınıza baş açıklık zorlaması yapmaya devam edin. Ama lütfen artık başkalarına karışmayın. Bu hakkı kendinizde görmeyin. Yok zira!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.