Öküzler ve nefs!
“Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü” maalesef Türkçe zevkini ihlal eden bir isim... Mesele şu: Arapça “baytar” kelimesi terk edildi, Latince menşeli “veteriner” kelimesi baş tacı edildi... İkisi de “hayvan tabibi” demek. Hekim kelimesi bu yüzden gereksiz. Muhtemelen, baytarlığın hafife alınması böyle bir savunma kelimesine ihtiyaç hissettirdi!
Kısacası: Veteriner Terimleri Sözlüğü! Veya Veterinerlik Terimleri Sözlüğü!
İşte bu sözlükte öküz şöyle açıklanıyor: “İki yaşın üstünde kastre edilmiş erkek sığır.”
Sözlük kelimeleri açıklamak için yapılır. Siz “öküz” kelimesinin açıklamasını anladınız mı? Ne demek “kastre edilmiş”? Bunun Türkçesi, anlaşılırı yok mu, ey Türk Dil Kurumu?
Var elbette! Hem de bir kaç adet: Burulmuş, enenmiş, iğdiş edilmiş veya kısaca “iğdiş”!
Geçelim bu sözlük bahsini! Hayır geçmeyelim: İnsan konuşan hayvansa, konuşmayan “insan”larla ilgili biraz daha izahat verelim:
Esasında, haşa huzurdan, “sığır”dan bahsediyoruz. Yani büyükbaş evcil hayvanlardan. Sığırın doğumdan altı aylığa kadar olan yavrularına erkek veya dişi buzağı denir. Altı aylıktan bir yıllığa kadar olan erkek ve dişi yavrular “dana”dır. Altı aylıktan gebelik dönemine kadar dişileri düve; altı aylıktan boğalık dönemine kadar erkekleri tosun olarak anılır. Sığırın damızlık erkeği boğa; yavrulayan dişisi inek; burulmuş erkeği “öküz”dür…
“Bu baytarlık bahsi de nereden icab etti?”, denilebilir. Müştehir pop şarkıcısı bir hatun, bir zamanlar “minik serçe” olarak anılmışken, şimdi kartlık demlerini sürüyor. İcra-yı lûbiyyat faslında, sözü örtünmeye getirmiş ve “Bizi örteceğinize nefsinizi terbiye edin öküzler” buyurmuş!
Fevkalade edibane bir lâkırdı etmiş! Daha edibanesi var da, onu burada tekrarlamayı sütunumuzun edebine yakıştıramıyorum!
“Edebi edepsizden öğren” denilmiştir, demek ki devrimizde edepsizlik edep olmuş!
İnsanın ömür macerasının tabii merhaleleri var. Bu merhalelerin kendine mahsus halleri, durumları var. Siz ne iddia ederseniz edin, bu haller gelir sizi bulur. Bunu plastikle şununla bununla engelleyemezsiniz. Halinizden tavrınızdan anlaşılır. Fakat kabullenmek bazılarına zor gelir. Kabullenemedikleri için örtmeye kalkışırlar. Bu erkeksi tavırlar da “örtme”, “örtünme” tarzlarından biridir.
Artık kadın olma, kadınsı olmak treni kaçmıştır çünkü... O yüzden yapılan babalanmadır, horozlanmadır!
Bu yaşın gereklerini yerine getiren milyonlarca elleri öpülesi anamız, ninemiz var.
Bir gazetemizin “Kart serçe” olarak tesmiye ettiği şantöz, bir kademe ötesindeki bazı “sanatçı” hatunların halet-i ruhiyesine hızla yaklaşıyor. Bir kademe ötedekiler ne yapıyor peki? Artık örtünmesi gerekmeyenler fasilesinden hatunlar soyunuyor! Böylece güya, yıllara meydan okuyorlar (mış)!
İşi her bakımdan bitmiş, başka türlü dikkat çekme ihtimalleri kalmamış acuzeler vücut sergiliyorlar. Bakındı yaşına ve bakındı vücuduna!
Teneşirde görüneceklerin provasını yapıyorlar.
Bu zamane modasıdır: Kadınca azgınlık! Erkeği pasif kılmak, kadını azdırmak, modernliğin esası bu. Ben alabildiğime soyunayım, teşhirciliği uç noktasına vardırayım, sen kayıt koyma. Sen erkeksen nefsini bastır, ben nefsini azdırayım...
Diyelim ki, Sezen hatun, baytarlık mevzularından uzak, öküzle boğayı tefrik edemiyor. Öyleyse niye öküzlere laf atıyor? Yoksa öküzlerden bir beklentisi mi var?
Öyleyse boşa konuşmuş!
Öküzlerin ne diyeceğini bilemeyiz, fakat bilcümle boğaların “sen açılsan ne yazar” dediğinden emin olabiliriz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.