İsveç
Önemli bir gelişme bugünün haberleri arasında layık olduğu dikkati görmedi sanki. IŞİD kapımıza dayanmışken, Türkiye’nin alacağı pozisyon tartışılırken, yarım milyonu aşkın mülteci ensarını bulmuşken, bütün bunların beraberinde getirdiği krizler ülke gündemini işgal ediyor. Kutlanması, sevinilmesi gereken haberler de gereken ihtimam gösterilmeksizin haberlerden bir haber olarak anılıp geçiliyor.
İşte bu ortamda arada kaynadı Filistin’le ilgili gelişme. İsveç devleti resmi olarak Filistin’i tanıdı! Demokrasinin beşiği kabul edilen, ve bugün için hali hazırda halk egemenliğinin ütopik seviyede idrak edilmesine en yakın duruşu sergileyen İskandinavya’dan geldi bu karar. İsveç’in Filistin’i bağımsız bir ulus-devlet olarak tanıması, son yıllarda teknolojik gelişimle gelen bilgi ağının bize sunduklarıyla da alakalı. Hiçbir bilginin gizli kalamadığı bu enformasyon çağında, İsrail devletinin Filistin halkına reva gördüğü zulümler artık göz ardı edilemez olmuştu. Mavi Marmara ile daha da bariz şekilde gün yüzüne çıkan insanlık dışı muamelelerin damla damla da olsa günün sonunda bir değişime sebep teşkil edeceği kaçınılmaz bir gerçekti.
Bugün yüzden fazla ülke tarafından tanınan Filistin devleti adım adım tam bağımsızlığa ilerliyor. Filistin’i tanıyan ülkeler arasında Rusya ve Çin gibi küresel aktörlerin olması önemli. Bu devletlerin Amerika gibi bir ülke üzerinde oluşturacağı baskı açısından bu önemli. Yakın gelecekte ABD’nin Filistin konusundaki siyasetini değiştireceği düşünülmüyor. İsrail’e zaman zaman aba altından sopa gösterse de ABD dış politikası İsrail’e verilen şartsız destek üzerinden yürütülüyor. Bunun da başlıca sebebi, İsrail kaynaklı siyasi gayretler değil, tahminlerin aksine, ABD kaynaklı İsrail lobisi. Bu lobinin de güçten düşmesi şimdilik muhtemel gözükmüyor. Sonuç itibariyle Amerika’dan bu konuda ümit yok.
Ancak şunu göz ardı edemeyiz. Gün geçtikçe ne kadar fazla devlet Filistin’in bağımsızlığını tanırsa, uluslararası arenadaki mahalle baskısı da o denli güçlü olacak ve sonuca giden yolu kolaylaştıracaktır. Bunun içindir ki, İsveç gibi “beyaz” Avrupa olarak kabul edilen bir ülkenin Filistin’i tanıması alkışlanması gereken bir gelişme.
Bir ihtimal de Filistin halkı açısından bu iyimser tablonun bölgenin diğer ülkelerine de sıçraması, böylece de İskandinavya’daki öteki ulus-devletlerin de benzer kararlar alması şeklinde gelişmelerin tezahür etmesi.
İsrail bu noktada şu hataya düşüyor; Gazze’yi bombalarken, dört küçük çocuk kumsalda oynarken onların üzerine bomba yağdırırken, birileri bu vahşeti duyuyor, dinliyor, kaydediyor. Pilot bombala emrinin akabinde merkeze itiraz ediyor, “ama aşağıdakiler çocuk!”. Olsun diyor merkez, onların hepsi terörist!
Gören gözler, işiten kulaklar, anlayan zihinler, vicdanlı kalpler hep vardı, var olacak... Çile büyük ama yolun sonu hayır, inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.