Şehidlerin Ruhu Alkolle Değil Dualarla Kutlanacak
İstiklalimizin resmi ilanının üzerinden “doksanbir” yıl geçti.
Bu “doksan” yılın “seksen” yılında, bir türlü “cumhur” ile cumhur adına kurulan sistem hiç barışamadı.
İstiklalimizin kazanılmasına sebep olan yüzbinlerce şehid ve gazilerimizin ruhlarına bir “Fatiha” bile okunmadan, “dua” yerine “alkolle” cumhuriyet kutlamaları yapıldı.
Devleti idare edenler, milletle aralarına hep mesafe koydu.
İstiklalimizin müsebbibi gazi ve şehidlerimizin seksen yıldır ötelenen torunları, fikri ve siyasi mücadelelerinin sonucunda, nihayet devlet millet kaynaşmasını sağladı.
Ak Parti iktidarıyla şehidlerimiz ve gazilerimiz, Fatihalarla, dualarla yadedildi ve mümkün mertebe hükümet eliyle “alkollü geceler” düzenlenmedi.
Yine milletimiz seksen yıldır ilk defa iradesine sahip çıkma gücüne erişti ve başkanını seçti. Hem de her türlü fitne, fesat, kargaşa ve kaosa rağmen.
•
Halkıyla bütünleşen iktidara kafa tutmayı, “yüreği” ile değil de milletin kesesinden kafa çekerek ve çektirerek alkollü kutlama yapanlar oldu.
Bunların başını da milletin mukaddesatına karşı savaşmayı “ezeli ve ebedi doktrinleri” kabul eden ve bu uğurda her türlü yola başvuran CHP zihniyeti ile onların ittifak ettiği kesimler çekti.
Bugün de aynı ittifak, kargaşa ve kaos çıkarmaya devam etmektedir.
Kendilerini halkın üzerinde gören ve “zihinsel karanlıklarını” “aydınlık (!)” zanneden bu kesimler, nasıl bir ideolojiye sahipler peki?
Kendilerini “bilen”, halkı “bilmeyen kalabalıklar” olarak gören “kafaları kumda” bu “aydın (!) zümre,” toplum mühendisliğini kimseye bırakmadılar.
Devlete ve millete hizmet zevkinden nasiplenmemiş bu “mide doldurucuları,” kendi zevklerine göre kurdukları bürokrasinin işlemesine razı olmayan herkesi, “Devlet Mahallesine” bile yaklaştırmamışlardır.
Milli Şefle birlikte uzun yıllar yani 1950’ye kadar Türkiye, bir kıtlık Cumhuriyetinde yaşamıştır.
Bu güruha göre bütün problemlerin çözümü birkaç slogandan ibaretti. Sloganlarla memleketi idare edenler, halkı kurtardıklarını haykırmış, okulları ve resmi kurumları laflarla donatmışlardır.
Kendi ürettikleri sloganlar çok geçmeden mabutları olmuş, mabutlarına inananları müttefiki saymışlar, inanmayanları da düşman ilan etmişlerdir.
İşte böyle böyle memleketin nice yılları heba edilmiştir.
•
Senelerce ülkenin hiçbir problemini çözemeyen bu “aydın zümre (!)” veya “çağdaşlık kılıfı (!)” altında, sadece kendi geleceklerini milletin ve devletin sırtından kazanan “sol maskeli kapitalist kesim,” problem üretmekten öte gidememişlerdir.
Peki, bu şartlarda;
İstiklalimiz için şehid ve gazi olmuş yüzbinlerce insanımızın muzafferiyetini alkol ve eğlencelerle kutlamayı “hangi vicdan” kabul edebilirdi?
Memleketi ve milleti bu zihniyetten kurtarmadan meseleler çözülemezdi. Bu da ancak, “vicdanına hesabını vermeden rahat edemeyecek nesillerle” mümkün olabilirdi.
İşte bugün o nesil iş başındadır.
Artık Cumhuriyet, halkımızın seçtiği “başkan” ile şehidlerimizin, gazilerimizin ve milletimizin değer yargılarına göre kutlanacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.