Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kutlamaları iptal etmek öyle insanî ki

Kutlamaları iptal etmek öyle insanî ki

Ermenek’te can pazarı yaşanırken, Cumhuriyet kutlamalarının iptaline şu inançtaki insanlar hiç itiraz etmediler.

“Aklı başında, imanı bütün, yediği, içtiği, nasıl kazandığı belli olan, dini, vatanı, bayrağı, milleti için canını malını ortaya koyan, askere giden, vergi veren, şehid olan, gazi kalan, Hakk hatırına, kul hakkına riayet eden, ezana, namaza, camiye düşman olanlar itiraz etmedi.

Peki, neden “itiraz edenlerin” “itiraz etmeyenlerle” aynı topraklar üzerinde yaşamalarına rağmen, bu meselelerde ortak bir yönleri yok? Geçelim.

Kıblesi olmayanlarla, kıblesini şaşıranlar yine aynı noktada buluştular ve milletin acısını hiçe sayarak, kutlamaların iptalini kendilerine malzeme yaptılar.

Mesela hep merak etmişimdir. Acaba bu kesimin ailelerinden; “vatan, millet, bayrak ve din” için şehid ve gazi olmuş kaç kişi vardır veya var mıdır?

Ailelerinde veya yakın akrabalarında, böylesine kutlu gayeler için şehid olmuş bir insan evladının, Ermenek hadisesini bahane ederek kendi çıkarlarına sıkılmadan hizmet etmesi mümkün müdür?

Kurtuluş savaşında yedi düvele haddini bildiren ve kayıtlara giren veya girmeyen onbinlerce şehidimizin, gazimizin zaferleri sonucu kurulan Cumhuriyete ait kutlamaların, bu şehid ve gazi ailelerinin başına gelen hadiselerden dolayı iptal edilmesi gayet insanidir?

Hakikaten bu kesimi anlamak mümkün değil. Van depremi sebebiyle 2011 yılındaki Cumhuriyet kutlamalarının iptalinde de yine problem çıkarmışlardı.

Yeri gelmişken burada yalan söyleyen tarihten bir vakanın gerçek yüzünü de aktaralım. Ve kimler ne yapmış görelim.

Yıl 1948, Cumhuriyetin 25. Yılı kutlanacaktır. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’dür. Kutlamalara katılmak üzere yakın şehir, kasaba ve köylerden halkın getirilmesi istenir.

Zaten açlık, kıtlık, yoksulluk ve baskı altında yaşayan halkımız her emre boyun eğdiği için törene katılmak üzere yola düşer ve trenlere bindirilirler.

Halkın ayağında ayakkabısı yoktur, pek çok kişi, durumu iyi olabilen komşularından ayakkabı ve elbise bularak trene bineler.

Tren Ankara’nın Irmak bucağı civarına geldiğinde kaza geçirir ve 40 kişi ölür, 35 kişi ağır yaralı vardır geriye kalan pek çok insan da hafif yaralıdır.

O günün Ankara’sını ve Türkiye’sini düşünün artık bu insanların hali nice olmuştur. Şimdiki gibi bırakın devlet ve millet kaynaşmasını, milletin yoksulluktan kıpırdayacak hali yoktur.

Bu şartlarda Cumhuriyet kutlamaları iptal edilmesi gerekmez miydi? Elbet gerekirdi. Peki, iptal edilmiş mi? Kocaman bir “Hayır!” iptal edilmemiş.

Peki, nasıl haberler yapılır? “Kutlamalar iptal edildi” diye haberler yayılır ve tren kazasıyla ilgili haberlerin yazılması yasaklanır.

Oysa acı gerçek gün gibi ortadadır. Bayram kutlamalarının ertesi günü, gazetelerin manşeti şöyledir: “Büyük Bayram Dün Heyecanla Kutlandı.”

İşte iki zihniyet farkı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi