D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Vahab Akbaş’ın göçü...

Vahab Akbaş’ın göçü...

Gerçek bir dostu kaybettiğinizde, sizden de bir şeylerin gittiğini hissedersiniz. Sizde bıraktıkları yanında, sizden götürdükleri de vardır. O kendisi olduğu kadar, sizdir de...

Abdülvahab Akbaş’la son seferimiz neredeyse bir yıl önce, Kosova’ya, Mehmed Âkif’in baba yurdu İpek’e ve hatta bir dağ köyü olan Suşistsa’ya idi... Mehmed Âkif sevgisi onda ciddi bir ilgiye dönüşmüş ve neredeyse bütün eserlerini yayına hazırlamıştı. Safahat’ın orijinali ve bugünün diliyle neşirlerinden biri de onundu. Son olarak merhum şairimizin düzyazılarını da yayınlamıştı. 

Âkif’in baba yurdunu birlikte ziyaret ettik. Hatta o, İpek’de düzenlenen toplantıda şiir okudu. Galiba “Dağı özleyen adamın şiiri”ni...

sakın sorma bana neden sevdiğimi

kaya diplerindeki yaşlı badem ağaçlarını

ince uzun yoksul keçi yollarını

karanlığı

geceyi çarşaf gibi sallayan kurt ulumalarını

ve dikenleri bile çıyan ve akrepleri bile

korkuyu ve yalnızlığı bile

neden sevdiğimizi sorma anla

açmışım gözlerimi dağ/yürümüşüm dağ

Vahab Akbaş’la tanışıklığımız bin dokuz yetmişli yılların sonuna kadar gidiyor, neredeyse kırk yıl... Merhum Mustafa Miyasoğlu ile birlikte yıllık çıkarıyorlar. Düşüncelerimizin, hassasiyetlerimizin müşterekliği bu dostluğu pekiştiriyor ve süreklileştiriyor. Onun melalî anlayanlardan olduğundan şüphe yok; kendi melalî, ele vermemek istemesine rağmen, yüzünden okunabilirdi. 

Sessiz ve mütevazı Vahab Akbaş, Türkçenin Uluslararası Şiir Şölenlerinin müdavimlerindendi. Onunla 1993’te Kazakistan/Almatı’da olduğu gibi ertesi sene Türkmenistan/Aşgabad’da beraberdik. 

Onun Almatı’da okuduğu şiir, Türk dünyası şiir güldestesinde yer almış. Kısa mısralardan oluşan hikmet avcısı bu şiir şöyle bitiyor:

Ne ki insan

Ölüme av

Ömrünü şiire, edebiyata, kültüre ve maarife adamış, hem muallim hem edib... Şiir kitapları, romanlar, deneme, araştırma inceleme eserleri ve yayına hazırladığı Mehmed Âkif külliyatı hayatını dolu dolu geçirdiğini gözler önüne seriyor. 

Vahab Akbaş, Türkiye Yazarlar Birliği’nin 35. Yıldönümünde düzenlediğimiz Ankara’dan Siirt’e Kültür Kervanı’nın da yolcularındandı. Munis bir yol arkadaşı; dağarcığı dopdolu. Gerektiğinde şiir okuyan, yeri gelince konuşan, herkesle ilişkileri sıcak ve samimi... Mardin’den Siirt’e geçerken, memleketi Batman’da annesini ziyaret etmek için izin istedi. Kafile ile helâlleşti. Tekrar buluşmak üzere kavilleştik. Abdülvahab’la ertesi gün Veyselkarani (Ziyaret)’de buluştuk. 

Abdülvahab, o seyahati şöyle anlatıyor: “Otobüsümüz de bir manevî mekândı. Uzun yolculuğumuz boyunca otobüsümüz, beni yormak bir yana, aksine dinlendiren bir yer oldu. Orası da manevî bir mekândı desem abartmış olmam. Otobüsteki zamanımız dolu dolu, bereketli geçti... Mayıs ayına yakışan güzel, bereketli bir seyahatti, Mevlâm daha güzellerini nasib etsin.”

Daha güzeli, Vahab Akbaş’ın bu dünyadan göçü olmasın?

Geçen sene Kosova seyahatinden sonra rahatsızlığı ortaya çıktı. Uzun süren tedavisi sırasında zaman zaman telefonla görüştük. Mehmed Âkif’in Gölgeler kitabını yayınlayışının sekseninci yılı dolayısıyla Halkalı Ziraat Mektebi/Sabahaddin Zaim Üniversitesi’nde yaptığımız bilgi şölenine katılamadı. Fakat bildirisini TYB Akademi’de yayınladık. Son aramalarımızda, hastalığın ilerlediği günlere rastlamış olmalı ki, eşi hanımefendi ile konuştuk. 

O sıradan görünmeyi seçen değerli bir şahsiyetti. 

Aziz kardeşime sonsuz rahmet niyaz ediyorum, geride kalanlara sabr-ı cemil... Başımız sağ olsun. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi