Bir Müslüman Olarak İsteklerim
1. Hilafet-i İslamiyye 1924’te hukuka, adalete, anayasaya, millî kültüre, millî menfaatlere, millî kimliğe, akl-ı selime (sağduyuya), demokrasiye, temel insan hak ve hürriyetlerine aykırı olarak kaldırılmıştır. Bu kurumun tekrar ihya edilmesi gerekir.
2. İcazetli Sünnî ulema ve fukaha yetiştiren İslam Medreseleri de haksız ve adaletsiz şekilde kapatılmıştır. Onların da, yeni Gazalîler, Şeyhülislam Mustafa Sabriler, Düzceli Muhammed Zahid Kevserîler, Elmalılı Hamdi efendiler, Silistreli Süleyman Hilmiler, Ömer Nasuhi Bilmenler ve benzerlerini yetiştirecek çapta ve vasıfta tekrar açılmaları gerekir.
3. Tasavvuf tekkeleri de haksız ve adaletsiz şekilde kapatılmıştır. Onların da tekrar açılmaları gerekir.
4. İslam-Kur’an harflerinin yasaklanması ve Latin harflerinin zorla kabul ettirilmesi de büyük bir yanlışlık ve kültürel zulüm olmuştur. Bu yasakların kaldırılması ve okullarda millî alfabe ile okuma yazma dersleri verilerek, kültürümüzdeki kopukluğun giderilmesi gerekir.
5. İsrail’de hafta tatilinin Cumartesi, Hıristiyan dünyasında Pazar günleri olduğu gibi bizde Cuma günü olmalıdır.
6. Müslümanlara, beş vakit namazı cemaatle kılmanın mecburî olduğu İslam mektepleri açma izni ve hürriyeti verilmelidir. (İngiltere’nin Büyük Britanya kısmında sabah dersleri başlanmadan önce okul şapellerinde her sabah mecburî âyin yapılmaktadır.)
7. Müslüman halk arzu ederse şerî-dinî nikâh ile evlenebilmelidir.
8. İngiltere’de olduğu gibi arzu eden Müslümanların başvuracağı Şeriat mahkemeleri açılmalıdır. (Şu anda İngiltere’de 85 adet Şeriat mahkemesi faaliyet göstermektedir.)
9. Çoğunluğu oluşturan Müslüman halka resmî veya gayr-i resmî hiçbir küfür ve sapıklık ideolojisi empoze edilmemelidir.
10. Müslümanlara, İslam ahlakının ve hayat tarzının geçerli olduğu İslam komünleri kurmak hürriyeti verilmelidir.
11. Ümmet teşkilatı kurulmalıdır.
12. İslam vakıfları Ümmet teşkilatına verilmelidir.
13. Gasb ve talan edilmiş, çalınmış vakıf malları karşılığında Ümmet teşkilatına tazminat ödenmelidir.
14. İslam ailesini yıkan bütün mevzuat kaldırılmalıdır.
15. Toplu taşımacılıkta kadın ve kızlara ayrı otobüsler, vagonlar, bölümler tahsis edilmeli, bu suretle onların huzur ve rahat içinde seyahat etmeleri sağlanmalı, onlar tacizcilerin şerlerinden muhafaza edilmelidir.
16. Müslümanların iş, ticaret, sanayi alanlarında, loncalar, ahîlik ve fütüvvet teşkilatı kurmalarına izin verilmeli, yardım edilmelidir.
17. İslam’a ve Ümmete en büyük zararı veren din ve mukaddesat sömürüsü en radikal şekilde önlenmeli ve engellenmeli, sömürücü eşkıya ve eşirra tepelenmelidir.
18. Müslümanların, başlarına âdil ve râşid bir İmam-ı Kebir seçmelerine ve Ümmetin bu zata biat ve itaat etmesine imkân verilmelidir.
19. Ulvî ve temiz olan Din, süflî ve kirli olan siyasete alet ettirilmemelidir.
20. Din ve Devlet münasebetleri, İngiltere’deki gibi olmalıdır.
21. Laiklik ve laikçilik Müslüman halkın evrensel ve temel hak ve hürriyetlerini ezmek ve kısıtlamak için alet ve bahane edilmemelidir.
22. Devletin millî eğitim sistemi millî kimlik, millî kültür ve temel insan hakları mecrasında yürütülmelidir.
23. Lisan ve edebiyat üzerindeki bütün baskılar kaldırılmalı, liselerde yazılı, edebî, zengin Türkçe öğretilmeli, her lise mezunu Fuzulî Divanını okuyup anlayabilecek seviyede edebî yazılı Türkçe bilmelidir.
24. Liselere Fransa’da olduğu gibi bitirme ve bakalorya(=olgunluk) imtihanları konulmalı, bitirme imtihanlarında başarılı olamayanlara diploma verilmemelidir.
25. İlköğretimden sonra, sıkı imtihanlar ve testler yapılmalı, okumaya istidadı olanlar lise ve kolejlere, olmayanlar meslek öğretimine yönlendirilmeli; istidat ve kabiliyeti olmayanlar kesinlikle zorlanmamalı, okutulmamalıdır.
* (İkinci yazı)
Buzdağına Çarpmaya
Kaç Km Kaldı?
MÜSLÜMANLAR birey ve toplum olarak kendilerini ıslah etmiyor.
Uyarıları dinlemiyor, derlenip toparlanmıyor.
Kendilerini kurtarmak için gayret göstermiyor.
Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmıyor.
Beş vakit namazın dosdoğru kılınması için ciddî bir seferberlik yok.
Birleşip tek bir Ümmet olmak yok.
Topluma ahlakın ve faziletin hâkim olması için
çalışma yok.
Riba alabildiğine yaygın… Zina serbest bırakılmış, aldıran yok… Haram rant yemeler gırla gidiyor…
Birtakım bezirgânlar tesettürün bile cılkını çıkarttı.
Herif hem Müslüman geçiniyor, hem de Tağutlara, Deccallara, kezzaplara perestiş ediyor. İtiraz eden, uyaran yok.
Lüks ve israf korkunç boyutlarda.
Adaletsiz, insafsız, teennisiz, yıkıcı bir muhalefet.
Müstehcen yayınlar kasıp kavuruyor.
Seher vakitlerinde leşler gibi yatan milyonlar.
Müslüman bir toplum kendisini ıslah etmezse dikey çözüm gelir.
Nedir dikey çözüm?..
Bela, azap, musibet, felaket tokatları…
Savaşlar… Dehşetli zelzeleler… Salgın hastalıklar…
Ahlak fayları kırılınca jeolojik faylar da kırılır.
Yüksek binalar… Gökdelenler… Rezidanslar… Jakuziler… Brezilya granitleri… Bir öğün yemeğin 250 lira olduğu lüks restoranlar…
Birileri dindarlar için karhane açmış, gelen müşterilere bir seanslık mut’a nikahı kıyılıyormuş…
Zelzele terör savaş…
Rant çetelerinin yaktığı ormandaki bir ağaçta zavallı bir serçe yuva yapmış, kuluçkaya yatmış, yavru çıkartmıştı. Ana serçe de kavrularak öldü, yavrular da. Serçe ve yavrularının ölmeden önceki acıklı cik ciklerini biz duymadık ama duyan Biri vardı.
Allah gurur ve kibir sahiplerini sevmez… İsraf, ihtişam, şaşaa, tantana, debdebe, küçük dağları ben yarattımlar (Öyle mi?), benliklerine tapanlar, yedi yıldızlılar, Nemrudlar, Firavunlar, Hamanlar, Tağutlar, Deccallar…
Altın Buzağıya tapanlar.
Dolar Euro sîm ü zer.
Lüks, pahalı ve israflı otomobiliyle öğünen Neronlar.
Vezüv ve Pompei… Sodom ve Gomore… Ad ve Semud…
Titanic Titanik Titanik… Tik tak tik tak tik tak…
Buzdağına kaç kilometre kaldı?